Savaş cehennemdir.
Savaş devam ediyor. Afrikalı Matabele karıncaları, gece gündüz devam eden bir dizi ölümcül baskında avlarını avlamak için yer altındaki yuvalarından yola çıkıyorlar: bu avlar, beslenme bölgelerinde toplanan, beyaz karınca askerlerinden oluşan savaş birlikleri.
Pek çok karınca savaştan dönemiyor. Diğerleri de çok kötü yaralar taşıyorlar. Bu yaralar arasında, termitlerin güçlü çenelerinin kopardığı uzuvlar da bulunuyor. Şimdiyse bu yürüyen yaralılara ne olduğunu gözlemledik. Bu, hayvanlarda daha önce hiç belgelenmemiş olan eşsiz bir davranış: Sıhhiyeci karıncalar, yaralanan karıncalara acil tedavi uyguluyorlar.
Bu tıbbi yardım, insan travma cerrahlarından isteyeceğiniz türden olmasa da, iş görüyor.
Böcek hasta bakıcılar, yaralanan karıncaları yoğun şekilde yalıyorlar. Karıncaların küçük dilleriyle gerçekleştirdiği bu yalama seansları, bir seferde birkaç dakikadan bir saate kadar sürüyor ve karıncaların hayatlarını kurtarma konusunda inanılmaz bir başarı oranı sergiliyorlar.
Almanya’daki Würzburg Üniversitesinde çalışan mirmekologların (karınca bilimciler) yaptığı gözlemlerde, yaralı karıncaların yaklaşık yüzde 90’ı tedaviden sonra iyileşti. Yalanmayan karıncalarda ise beş karıncadan dördü hayatını kaybetti. Peki ama neden?
Takım üyesi Erik T. Frank şöyle açıklıyor: “Bizim varsayımımıza göre bunu, yaraları temizlemek için yapıyorlar. Hatta belki de salyalarıyla antimikrobiyal madde uygulayarak, bakteri veya mantar enfeksiyonu tehlikesini azaltıyorlar.”
Bu tür bir pansumanın, (insan dışında) hayvanlar aleminde eşsiz olduğu düşünülüyor. Ancak karıncaların yaralı savaşçılara yardım edişinin tek örneği bu değil.
Geçen yıl Frank, aynı karınca türünde (Megaponera analis) bulunan ve hayat kurtaran bu içgüdülerin bir başka eşsiz örneğini kaydetmişti. Karıncaların, termitlerle yapılan kavgalarda ellerini veya ayaklarını kaybeden yaralı arkadaşlarını yuvaya geri taşıdıklarını gözlemlemişti.
Türün yerel ismi (Matabele), 19ncu yüzyıldaki çatışmalarda kızgın savaşçılar olarak bilinen Kuzey Ndebele halkının savaşçı kabileleri için kullanılan tarihsel bir terimden geliyor.
Bu iki çalışma, Megaponera analis‘in evriminin, savaş meydanında bu türe önemli bir üstünlük sağladığını gösteriyor.
https://youtu.be/zXEZCaiILb0
Karıncalar yaralandığı zaman, arkadaşlarını çeken ve onların kurtarma içgüdülerini harekete geçiren kimyasal bir madde salgılıyorlar.
İnanılmaz şekilde, kurtarılamayacak kadar yaralı olabilen karıncaların, gönüllü yardımcılardan gelen kurtarma çabalarına karşı direndikleri görünüyor. Hafif şekilde yaralanan karıncalar, sakin ve hareketsiz şekilde yatıyorlar ve eve taşınmayı bekliyorlar; ancak karıncaların altı bacaklarından beş tanesine kadarını kaybettiği en ciddi yaralanmalarda, sanki (beyhude) bir yardımı reddediyorlarmış gibi çılgın şekilde kıvranıyorlar.
Frank, National Geographic dergisine şöyle söylüyor: “İnsanlarda, aciliyet sıralamasının gerekli olduğu durumlarda, kime yardım edileceği konusundaki kararı doktor veriyor: bu, yukarıdan aşağıya doğru ayarlanmış bir düzen.”
“Karıncalarda ise bu durum tam tersi.”
Karıncaların ortak şekilde hayatta kalmak, bir tehditle karşılaştıklarında savunma yapmak veya genel olarak tuhaf davranmak amacıyla bir araya gelişlerini ilk defa görmüyoruz ancak karıncaların savaş meydanında sergilediği bu davranışlara, insan benzeri düşünme veya duygular atfedebilirsek de, muhtemelen bunu yapmamamız gerekiyor.
Frank, The Guardian gazetesine şöyle konuşuyor: “Karınca toplumu hakkındaki en etkileyici şeylerden biri, yaptığınız şey hakkında herhangi bir bilgiye veya idrake ihtiyaç olmadan çok karmaşık ve gelişmiş davranışlar sergileyebilmeniz.”
“Bu çok basit bir şey… karıncaların yaralıları aciliyetlerine göre sıralamasına olanak sağlıyor. Eğer ayağa kalkabiliyorsanız, hâlâ işe yararsınız.”
Bulgular, Proceedings of the Royal Society B bülteninde sunuldu.
ScienceAlert
karıncaları iyi analiz ettik mi inanılmaz gerçekleri keşfedebiliyoruz