Kuzey Kore Pasifik’te Nükleer Bomba Patlatırsa Neler Olur?

0

Nükleer serpintiden başka şeyler de var.

Kuzey Kore, tarihteki en güçlü nükleer patlamalardan birini gerçekleştirmeyi planlıyor olabilir.

Soyutlanmış ülkenin dışişleri bakanı Ring Yong Ho, iddialara göre gazetecilere Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’in böyle bir patlama denemesi gerçekleştirmeyi düşündüğünü söylemiş.

Güney Kore’nin Yonhap Haber Ajansı’nın ilettiği habere göre Ri, 21 Eylül Perşembe günü New York’taki Birleşmiş Milletler’de muhabirlere şöyle demiş: “Bu, Pasifik’te patlayan en güçlü H-bombası olabilir. Kim Jong Un’un hangi emirleri vereceğini bilmiyoruz.”

Söz konusu uyarı, ABD Başkanı Donald Trump ile Jong Un arasındaki kavgacı söyleme cevap niteliğinde.

Trump, 19 Eylül Salı günü Birleşmiş Milletler Genel Kurulu öncesinde bir konuşma yaparak Jong Un’un intihar etmek isteyen bir “roket adam” olduğunu söyledi ve eğer ABD “kendini veya müttefiklerini savunmaya zorlanırsa”, Kuzey Kore’yi “tamamen yok etmekle” tehdit etti.

Jong Un, söylentilere göre yazılı bir açıklama yaparak Trump’ın “akli dengesi bozuk ABD’li bir bunak” olduğunu ve “korktuğu için havlayan bir köpek” olduğunu söyledi.

Pek çok uzman Trump’ın konuşmasını kınadı ve kullandığı kelimelerin, Jong Un’un çarpıcı bir eylem gerçekleştirmesine sebep olabileceğini öne sürdü.

Kaliforniya Monterey’deki Middlebury Uluslararası Çalışmalar Enstitüsü Kâr Amacı Gütmeyen Doğu Asya Programı müdürü Jeffrey Lewis, Vox‘a şöyle söylüyor: “Trump, Kim’i vazgeçirmek için seçmen maliyeti oluşturuyor. Eğer Kim’e meydan okursanız, onu kışkırtır ve cevap vermesi için baskı oluşturursunuz.”

Kuzey Kore geçen yıllarda birkaç tane güçlü nükleer test patlaması gerçekleştirdi, fakat bunlar bir dağın içinde meydana gelmişti. Havada, karada, su altında veya uzayda on yıllardır nükleer bir patlama olmadı.

Soğuk Savaş’ın test patlamalarıyla dolu tarihine bakarsak, Kuzey Kore yerin üstünde bir nükleer patlama gerçekleştirirse (üstelik Pasifik’te şimdiye kadar patlatılmış olan en güçlüsünü) neler olabileceğine dair fikir edinebiliriz.

Atmosferde yapılan nükleer denemeler neden tehlikelidir

ABD, Rusya, Çin ve diğer ülkeler, 1945’ten bu yana 2.000’den fazla nükleer deneme gerçekleştirdi.

Bu patlamaların 500 tanesinden fazlası toprakta, uzayda, mavnaların üstünde ve su altında meydana geldi. Fakat bunların çoğu, Soğuk Savaş’ın başlarında oldu; o zamanlar masum insanlara ve çevreye verilen zararlar yeterince anlaşılmamıştı. (Artık, neredeyse bütün ülkeler nükleer denemeyi yasakladı.)

Nükleer deneme patlamaları radyoaktif serpinti oluşturdukları için sorun teşkil ediyorlar. Uzayda yapılan patlatmalar da kendi tehlikelerini barındırıyor ve bu tehlikelerin içinde daha yaygın bir elektromanyetik darbe de bulunuyor.

Patlama sırasında nükleer silah çekirdeğinin sadece bir kısmı enerjiye dönüşüyor; geri kalanı ışık şeklinde saçılıyor, eriyor ve ince parçacıklara dönüşüyor. Bu durum, atmosfere fırlayıp etrafa yayılabilen küçük miktarda bir serpinti oluşturuyor.

Fakat, toprak veya suya yakın bir yerde serpinti tehlikesi büyük oranda artıyor.

Burada gerçekleşen nükleer patlama, çerçöp, enkaz, su ve diğer maddeleri içine çekip tonlarca radyoaktif serpinti oluşturabiliyor; üstelik bu maddeler atmosferde yükseğe çıkıp kilometrelerce uzağa sürüklenebiliyorlar.

Bu türden Soğuk Savaş dönemi serpintileri, Pasifik’te Japon balıkçıların da içinde bulunduğu çok sayıda masum insanın ölümüne neden oldu ve bugün hâlâ dünya çapında kansere ve sağlık sorunlarına sebep oluyor.

Nerede ve ne kadar büyük?

Ri, bu kuramsal Pasifik “H-bombası” denemesinin nerede ve ne kadar yükseklikte meydana gelebileceğini belirtmedi. Ancak söylenene göre dış işleri bakanı, bunun Pasifik’te şimdiye kadar patlatılan en güçlü bomba olabileceğini iddia ediyor.

Eğer bu üslup kesin değilse, söz konusu varsayımsal patlamanın ABD’de şimdiye kadar yapılan en güçlü nükleer denemeyi geçeceği anlamına geliyor.

ABD ordusu 1 Mart 1954 tarihinde, Marshall Adaları’ndaki Bikini Mercanadası’nda yer alan bir sahanlıkta “Shrimp” adlı termonükleer cihazı patlattı (Japonya’nın yaklaşık 3.700 km güneydoğusunda ve Hawaii’nin 4.350 km güneybatısında).

Bu bomba, ABD ordusunun Castle Bravo deneme dizisinin bir parçasıydı. Meydana gelen patlama, 15 milyon ton TNT patlatmaya eşdeğerdi veya ABD’nin Hiroşima’ya düzenlediği ve yaklaşık 150.000 kişinin ölümüne sebep olan saldırıdan kabaca 1.000 kat daha güçlüydü.

Ordu, Shrimp ve Bravo’yu başarı olarak düşünse de bunların yan etkileri feci olmuştu.

Araştırmacılar, cihazın patlama gücünü yaklaşık üç kat hafife almışlardı; ayrıca yapay bir deprem oluşmuş ve 32 kilometre ötedeki beton gözlemevi sarsıldığında pek çok kişi ölümden dönmüştü.

Yazar ve film yapımcısı Eric Schlosser, Komuta ve Kontrol: Nükleer Silahlar, Şam Kazası ve Güvenlik Yanılsaması adlı kitabında, bilim insanı Bernard O’Keefe’in bakış açısından patlamanın ham gücünü yansıtıyor:

“Shrimp bombasının patlamasından yaklaşık on saniye sonra, yeraltındaki sığınak hareket ediyor gibi göründü. Fakat bu hiç mantıklı gelmedi. Beton sığınak adaya bağlıydı ve duvarlar bir metre kalınlığındaydı.”

“Bir başka bilim insanı ‘Bu bina hareket mi ediyor yoksa benim başım mı dönüyor?’ diye sordu. ‘Aman tanrım, ediyor’ diyor O’Keefe. ‘Hareket ediyor!’

“O’Keefe, sanki deniz tutmuş gibi midesinin bulanmaya başladığını hissetti ve odadaki eşyalar yerlerinden kayarken bir tezgaha tutundu. Sığınak dalgalanıyor ve sallanıyordu. Kendisi daha sonra bu durumu ‘sanki bir kase jölenin üstünde duruyor gibiydi’ sözleriyle hatırlıyor. Patlamadan gelen şok dalgası, zemin boyunca yol alıyordu ve havadan geçen patlama dalgasından daha hızlı ulaşmıştı.”

Bilim insanları sonunda canlı kurtuldular fakat patlamadan 160 kilometre ötede duran Marshall ada sakinleri o kadar şanslı değildi.

NASA Dünya Rasathanesi

Shrimp’in 6.5 kilomtre genişliğindeki alev topu, Bikini Mercanadası’ndaki yaklaşık 200 milyar ton mercan resifini buharlaştırmış ve bunların çoğunu, bütün dünyaya yayılan radyoaktif bir serpintiye çevirmişti. En kötü serpinti doğudaki mercanadalarda gerçekleşmiş ve pek çok insanı radyasyon zehirlenmesinden öldürmüştü.

Patlamanın oluşturduğu 76 metre derinliğindeki ve 1.6 km genişliğindeki çukur uzaydan görülebiliyor.

Eğer Kuzey Kore hidrojen veya termonükleer bir cihaz patlatmaya karar verirse (üstelik Pasifik’teki en güçlüsünü), tek umudumuz bunun yere yakın olmaması olur.

Füzeyle mi yoksa füzesiz mi?

Bütün bu senaryolarda, Kuzey Kore’nin kontrollü bir yöntemle termonükleer bir bomba patlattığı varsayılıyor; örneğin uçakla, mavnayla, balonla veya bir tür sabit rampayla.

Fakat insanların karşı karşıya kaldığı tehlike, büyük oranda Kuzey Kore’nin kıtalararası balistik bir füzede nükleer savaş başlığı mı kullanacağı yoksa denizaltıdan atılan gibi daha kısa menzilli bir roket mi kullanacağına bağlı.

Böyle bir füze başarılı olursa, Kuzey Kore’nin silahlarını küçülttüğü anlamına gelir. Ayrıca eğer patlamanın bir hidrojen bombasından kaynaklandığı anlaşılırsa, bu durum Kuzey Kore’nin ABD topraklarına karşı yıkıcı bir termonükleer saldırı düzenleyebileceğini gösterir.

Fakat füzeler birçok yönden başarısız olmaya eğilimlidir, özellikle yeni geliştirme aşamasında olanlar. Kuzey Kore’nin nükleer başlığa sahip kıtalararası balistik füzesi (ICBM), hedefini kayda değer bir uzaklıkta ıskalayabilir veya giderken patlayabilir.

Bu durum, istenmeyen bir yer ve yükseklikte patlamaya yol açabilir.

Eğer füzenin kendi kendini imha etme yeteneği yoksa, bu durum özel bir önem taşır; ABD’nin muhafaza ettiği ICBM’lerde bu özellik var. Böyle bir durumda sadece, füzenin yazılımını havadayken kırmak veya füzeyi başka bir silahla imha etmek saldırıyı durdurabilir.

NK News baş analisti Tristan Webb, kurumun Cuma günü yayınladığı bir yazıda şöyle söylüyor: “Bu anlaşmazlıkta yer alan öfke ve ortaya atılan bahisler, Kore Savaşı’ndan beri bu denli yüksek olmamıştı. Kim Jong Un Temmuz ayında … güç gösterisinin son aşamaya girdiğini söyledi. Savaş için psikolojik olarak hazırlanmış görünüyor.”

 

 

 

 

Business Insider

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz