Eğer siz de kolunu kaybetmiş binlerce insandan biriyseniz, önereceğimiz şeylerin sayısı son derece kısıtlı. Protez kol kullanabilirsiniz fakat dokunma hissinden yoksun olursunuz; kol nakli yaptırabilirsiniz fakat hayatınızın geri kalanını bağışıklık sistemi baskılayıcılar ile geçirmek zorunda kalacaksınız. Ufuktaki seçenek ise kendi hücrelerinizden üretilecek bir kol!
Massachusetts Genel Hastanesi’nden bir grup araştırmacı bu hedef doğrultusunda ilk büyük adımı attı. Ekip bir biyoreaktörde farenin kolunun ön kısmını (ya da en azından damarlarını ve kaslarını), yine farenin kendi hücresini kullanarak üretmeyi başardı. Sonraki aşama ise kemik, sinir ve diğer dokuları üretmek olacak. Araştırmacılar bu Frankenstein kolu üretmek için karaciğer, kalp ve böbrek gibi organları yenileyebilmeyi başarmış olan bir teknik kullandı. Çoklu doku tipleri de işin içerisine girince işler daha da karıştı tabii ki.
İlk aşamada donör dokudan alınacak olan parçalar temizleyici maddeler yardımıyla dokudan uzaklaştırıldı ve kolojen iskeleye sabitlendi. Sonraki aşama ise kan damarları ve kaslar için hücreden kök hücreler almaktı. Yerleştirilen iskele kan damarlarına ve kaslara gelişme imkanı verdi. Ayrıca bu kolun oluşturulması için hücreler farenin kendisinde alındığından dolayı herhangi bir bağışıklık sistemi sorunuyla da karşılaşılmadı. Aşağıdaki videodan kolun şekil almasını gözlemleyebilirsiniz.
Elektrik simülasyonları kolun yeni doğan bir farenin kolunun sahip olduğu kasılma gücünün %80’ine sahip olduğunu gösterdi. Fena değil. Diğer elektrik simülasyonları da parmakların bükülebildiğini rapora ekledi.
Sırada kemik, sinir ve diğer dokuların nasıl yenilenebileceğini öğrenmek var. Ağır bilimsel çalışmalar gerektiriyor bu girişim, fakat imkansız değil. Mass General’da cerrah olan ve araştırmanın yazarlarından birisi olan Harald Ott verdiği bir röportajda şunları söylüyor, “klinik uzuv nakillerinde sinir hücreleri uzvun hissedebilmesi ve hareket edebilmesi için organ içerisine naklediliyor ve orada gelişiyorlar. Bizim bu gelişme aşamasının detaylarını öğrenmemiz gerekiyor. Umudumuz ileride yapay organların transferini gerçekleştirebilmek.”