Kemikleri, Fransa’nın güneydoğusunda yer alan bir mağarada 1990’lı yıllarda keşfedilmişti. Toplamda, altı tane Neandertal vardı: İki yetişkin, iki genç ve iki de çocuk bulunmuştu.
Avrupa genelinde, bu gibi antik Neandertal kalıntılarını barındıran 200’ün üzerinde bölge var; fakat arkeolojik olarak yapılan yeni bir analize göre, bunların küçük bir kısmı, bahsi geçen mağarada bulunan tüyler ürpertici hikayeyi anlatıyor.
Bu antik insanlar her kimse, yaklaşık 120.000 ila 130.000 yıl önce dünyadan ayrılmışlar ve bu insanların ölüm şekli; umutsuzluk, açlık ve vahşi bir gaddarlık ile öne çıkıyor.
Peki neden? Çünkü uzun süre önce yok olan bu Neandertaller, son buzul çağları arası dönem sırasında yaşamışlar; bu dönem, dünyanın bir buzul çağından, çok daha sıcak bir iklime hızla geçiş yaptığı zamanı kapsıyor.
Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nde (CNRS) çalışan taşılbilimci Emmanuel Desclaux, Cosmos dergisine şöyle söylüyor: “İklimin buzul dönemden son buzul çağları arası döneme geçişi, çok ani olmuştu”
“Jeolojik ölçek yönünden konuşmuyoruz, daha çok insanî bir ölçekten bahsediyoruz. Belki de birkaç nesil içerisinde, manzara tamamen değişmişti.”
Dünya daha sıcak hale geldikçe, denizler sahil hatlarına doğru yükseldi. Bitkiler dönüşüm geçirdi. Hayvanlar değişti. Son derece düşük sıcaklıklara on binlerce yılda başarıyla uyum sağlayan avcı toplayıcı topluluklar, bilinmeyen bir şeyle karşı karşıya kaldı.
Bu zor dönemin üstesinden nasıl geldiklerine dair fazla şey bilmiyoruz, fakat Avrupa’daki yaklaşık 220 bölgede korunmuş olan ve içerisinde dişlerin, kafatası parçalarının ve diğer kemiklerin de yer aldığı ayrık insan kalıntılarından meydana gelen ender eserlere dayalı arkeolojik katmanlar, bazı ipuçları sunuyor.
Ancak bu yerlerin çoğunda yer alan söz konusu kalıntılar, Fransa’nın güneydoğusunda bulunan Baume Moula-Guercy (BMG) mağarasındaki gibi görünmüyorlar.
Bu bölge, belki de eşsiz bir seviyede korunmuş kemik ve kömürler barındırıyor. Araştırmacıların makalede belirttiğine göre bu durum; arkeologların, Neandertallerin Eemiyan dönemi sırasında karşılaştıkları doğal ortam ve manzarayı yeniden inşa etmesine olanak sağlamış.
Fakat aynı zamanda, başka bir şeyi de ortaya çıkarmış: Yazarların, iklim değişikliğinin sebep olduğu “şiddetli değişikliğe” tepki olarak ortaya çıktığını öne sürdükleri, Neandertal yamyamlığının kanıtlarını…
Bu BMG mağarasında, altı bireye ait 120 kemik bulunmuş. Bunlar hayvan kemikleriyle karışmış durumdaymış ve yapılan analizler, bu antik insan kalıntılarına acı bir şey olduğunu ortaya çıkarmış.
Takım şöyle yazıyor: “Kesik işaretleri, bu insan kalıntılarının yüzde 50’sinden fazlasına yayılmış ve kafatası ile çene kemiğinden, metapodial kemikleri ile parmak kemiklerine kadar bütün iskelete dağılmış durumda”
“Darbe izleri; yetişkinlerin ve çocukların bütün kafataslarında, bütün uzun kemiklerinde ve diğer kemiklerinde görülebiliyor.”
Muhtemel ezme ve çiğneme işaretlerini de gözler önüne seren kanıtlara dayalı olarak, araştırmacılar; kemiklerin düzen ve durumunun, tek bir yamyamlık olayıyla tutarlılık gösterdiğini öne sürüyorlar. Muhtemelen, değişen iklimde her zamanki hayvan avlarını bulamayan ve açlıktan kıvranan bu yiyiciler, bunu yapmaya mecbur kalmışlar.
Makalede şöyle belirtiliyor: “Vücudun bütün bölgelerindeki iskelet öğeleri; bunların, insanların gerçekleştirdiği bu katliam olayından önce sağlam olduklarını akla getiriyor”
“Dahası; bu kalıntıların hiçbirinin birbiriyle anatomik olarak ilişkili olmaması, bu vücutların tamamen parçalandığını gösteriyor.”
Elbette bu yamyamlık önerisi varsayım olarak kalmaya devam ediyor, fakat araştırmacıların çözümlemiş olduğu kanıtlara dayalı şekilde bunlar, Neandertaller hakkında bildiğimiz diğer şeylerle de uyum gösteriyor. Kendileri genelde ölülerini gömerlermiş ve değişen bir dünyanın getirdiği kıtlık olayları ile protein bakımından zengin avların bulunmayışı yüzünden, bu dönem esnasında Avrupa’nın bazı bölgelerini terk etmek zorunda kalmış olabilirler.
Geride kalanlar içinse, şartlar zormuş. Bazıları hayatta kalmak için birbirlerini öldürmüş olabilir. Diğerleri ise yem olmuş.
Fakat bu senaryo kulağa ne kadar korkunç geliyorsa, araştırmacılar da bu durumun, bu antik Neandertalleri canavar yapmadığını vurgulamaya o kadar hevesliler. Bunun yerine; bunlar, eğer yaşamaya devam etmek istemişlerse, başka seçeneği olmayan insanlarmış.
“Baume Moula-Guercy’de öne çıkan yamyamlık, canavarlık veya alt insanlığın bir işareti değil” diye açıklıyor araştırmacılar.
“Verilerin sentezlenmesi, bu olayı; hızlı ve köklü çevre değişimlerinin sebep olduğu besinsel baskıya tepki olarak, hayatta kalmaya yönelik kısa ve tekil bir iç-yamyamlık hadisesi şeklinde yorumlamayı mümkün kılıyor.”
Bulgular, Journal of Archaeological Science bülteninde sunuldu.
ScienceAlert