Yaşama elverişli yeraltı suyunun ilk işaretleri.
Curiosity gezgini, Mars’ın yüzeyinde bor buldu. Bu durum, Kızıl Gezegen’in bir noktada uzun dönemli ve yaşama elverişli yeraltı suyuna sahip olduğunu gösteriyor.
Bor, buharlaşmış olan suyun bıraktığı kimyasal bir imzadır ve Mars’ın bir zamanlar yaşama ev sahipliği yapıp yapmadığını henüz bilmesek de, bu keşif, gezegenin bir zamanlar bolca su bulundurduğunun ve bu sebeple yaşanabilir olduğunun ilave bir kanıtı durumunda.
Araştırmacılardan biri olan New Mexico’daki Los Alamos Ulusal Laboratuvarı’ndan Patrick Gasda şöyle söylüyor: “Mars’ta gerçekleştirilen önceki görevlerde bor bulunmamıştı.”
Keşfin yapıldığı konum, borun içerisinde çözündüğü yüzey altındaki yeraltı suyunun sıcak olduğunu ve içinde mikropsal yaşamın gelişmesi için uygun olmuş olabileceğini gösteriyor.
“Eğer Mars üzerindeki kalsiyum sülfat minerali damarlarında bulduğumuz bor Dünya üzerinde gördüklerimize benzerse, bu durum, bu damarları şekillendiren antik Mars yeraltı suyunun 0-60 Celsius derece olduğunu ve nötr-alkalin arası pH’ye sahip olduğunu gösterir,” diyor Gasda.
Curiosity, boru, Fırtına Krateri içinde bulunan Keskin Dağ’ın eteklerine çıkarken buldu. Minerali, Kimya ve Kamera adı verilen dâhili lazer atış aletini kullanarak saptadı.
Dünya üzerindeki bor, Kaliforniya’daki Ölüm Vadisi gibi, bir zamanlar bolca su bulunan fakat o zamandan beri buharlaşmış olan bölgelerle ilişkili.
Durumun Mars’ta da böyle olması gerekmiyor, ancak takım, borun bir zamanlar Fırtına kraterini dolduran büyük gölde çözünmüş olabileceğini düşünüyor. Bor, göl kurudukça yeraltı suyuna sızmış.
Borun, özellikle daha önce üzerinde çalıştığımız hiçbir yere değil de bu bölgeye nasıl geldiğini tam olarak belirlemek için ilave testlerin yapılması gerekiyor, fakat takımın iki adet hipotezi var.
Ya Fırtına gölünün kuruması, Curiosity’nin henüz ulaşmamış olduğu bir katman örtüsünde büyük miktarda bor içeren bir deponun oluşmasıyla sonuçlandı, ya da kil içeren depoların ve yeraltı suyunun kimyasındaki değişimler, borun yerel tortular etrafındaki taşınışını değiştirdi ve bu yüzden bir zamanlar su olan her yerde bulunmamasına yol açtı.
Sonuçlar, Aralık ayında San Francisco’da yapılan Amerikan Jeofizik Birliği toplantısında sunuldu. Henüz hakem denetimli bir bültende yayınlanmadılar ve takımın bu durum gerçekleşmeden önce örnekleri çözümleme konusunda yapması gereken pek çok işi bulunuyor.
Fakat buluş hâlâ inanılmaz derecede heyecan verici. Curiosity, Keskin Dağ’da ilerleyip her 25 metrede bir delik açtıkça, Mars’ın eski zamanlarında antik göllerin yer değiştirdiğini ve ıslak yeraltı ortamlarını gösteren kaya bileşimi değişimlerinin bulgularını gördü.
Caltech’ten takım üyesi John Grotzinger şöyle söylüyor: “Farklı yüksekliklerde bulunan bileşimlerde çok fazla değişkenlik var, büyük ikramiyeyi kazandık.”
“Böylesi bir tortu havzası, kimyasal bir reaktördür. Elementler yeniden düzenlenir. Yeni mineraller oluşur ve eskileri çözünür. Elektronlar yeniden dağılır. Dünyada, bu tepkimeler yaşamı destekler.”
“Su ile uzun ve karşılıklı etkileşime sahip bir tarihi işaret eden kimyasal karmaşıklık görüyoruz. Kimya ne kadar karmaşık olursa, yaşam barındırma ihtimali o kadar iyi olur. Bor ve kil, elementlerin ve elektronların hareketini belirtiyor ve bu, yaşam için iyi bir şey.”
Eski mikropların kanıtını gerçekten bulmadıkça, Mars’ın bir zamanlar yaşam barındırıp barındırmadığını kesin olarak söyleyemeyeceğiz. Fakat yapılan her keşifle birlikte, en azından bunun mümkün olmuş olabileceği giderek daha muhtemel hale geliyor.
Ve eğer yaşamın Kızıl Gezegen üzerinde niçin oluştuğunu veya oluşmadığını bulabilirsek, insanlığın en temel gizemlerinden biri hakkında bazı fikirler elde edebiliriz: yani Evren’de neden çok yalnız göründüğümüz sorusu hakkında.
Daha fazla şey bulmak için sabırsızlanıyoruz.
ScienceAlert