Yüz maskesi takmak, insanların nefes aldığı, konuştuğu, güldüğü, hapşırdığı veya öksürdüğü zaman havaya fırlattığı solunum damlacıkları ile aerosolleri azaltarak COVID-19’un yayılışını sınırlandırmaya yardımcı oluyor. Fakat maskelerin oluşturduğu fiziksel bariyer, maskelerin solunan oksijen ve dışarı verilen karbondioksit akışını değiştirip solunum güçlüğünü artırmak suretiyle nefes almayı zorlaştırarak, kalp akciğer sistemini bozabileceğine yönelik endişeleri de beraberinde getirdi.
Amerikalı ve Kanadalı araştırmacılardan oluşan bir takım, dün Annals of the American Thoracic Society bülteninde yayımlanan yeni bir çalışmada; solunum güçlüğüne yönelik hisler artabilse de, yüz maskesi takmanın (ağır egzersiz sırasında takılsa bile) akciğerin çalışmasını önemli oranda engellediğine dair yeterli deneysel kanıt bulunmadığını aktarıyor.
Çalışmanın ilk yazarı, San Diego California Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde tıp ve radyoloji profesörü olan Susan Hopkins şöyle söylüyor: “Faaliyetle birlikte daha fazla çaba gösterildiği algılanıyor olabilir; fakat maske takmanın nefes alma faaliyetinde, kan veya diğer fizyolojik parametrelerdeki oksijen ve CO2 gibi gazlar üzerinde etkileri küçük boyutta; hatta genelde tespit edilemeyecek kadar küçük”
Egzersiz fizyolojisinde ve stres altındaki akciğer araştırmalarında uzmanlaşan Hopkins, “Maske takarken yapılan egzersize yönelik fizyolojik tepkilerde, cinsiyet veya yaşla ilgili de farklılık olduğunu gösteren hiçbir kanıt bulunmuyor” diye ekliyor.
Scott LaFee/San Diego California Üniversitesi. Ç: O.