“Nefes al… Nefes ver…” veya “Derin bir nefes al ve ona kadar say.” Stresli durumlarda nefes almanın bu rahatlatıcı etkisi, pek çoğumuzun daha önce tanıştığı bir kavram. Şimdiyse Aarhus Üniversitesi Klinik Tıp Bölümünde çalışan Profesör Micah Allen, nefes alma eyleminin beynimizi nasıl şekillendirdiğini anlamaya bir adım daha yaklaşmış.
Kemirgenler, maymunlar ve insanlar ile yürütülen bir düzineyi aşkın beyin görüntüleme çalışmasının sonucunu bir araya getiren araştırmacılar, bu sayede nefes alıp vermenin beynin beklentilerine nasıl etki ettiğini açıklayan hesaplamalı bir model öne sürmüşler.
Profesör Micah Allen şöyle aktarıyor: “Bulduklarımıza göre pek çok farklı görev tipi ve hayvanda, beyin ritimleri nefes ritmimizle yakından bağlı. Nefes aldığımız zaman dış dünyaya karşı daha hassas oluyoruz ve beynimiz nefes verdiğimiz zaman dış dünyayı daha fazla görmezden geliyor. Bu durum, bazı ekstrem sporlarda nefesin nasıl kullanıldığıyla da uyuşuyor. Örneğin profesyonel nişancılar, tetiği nefes verdikten sonra çekmeleri için eğitiliyor.”
Micah Allen’e göre çalışma ayrıca, nefes alıp vermenin sadece canlı kalmak için yaptığımız bir şeyden daha fazlası olduğunu da akla getiriyor.
“Beynin ve nefesin, hayatta kalmanın çok ötesine uzanan bir şekilde yakından bağlantılı olduğunu ve aslında duygularımızı, dikkatimizi ve dış dünyayı işleme şeklimizi etkilediğini gösteriyor. Modelimiz, beyinde nefes alıp verme ritmini bu olaylara bağlayan ortak bir mekanizma bulunduğunu akla getiriyor.”
Zihnimizi nefes yoluyla dengeye oturtmak, iyi bilinen ve yoga ile meditasyon gibi pek çok gelenekte kullanılan bir yöntem. Yeni çalışma, beynin bunu nasıl mümkün kıldığına ışık tutuyor ve beyinde, nefes ile beyin faaliyeti arasındaki etkileşimi kontrol eden üç güzergâh bulunduğunu gösteriyor. Nefes alıp verme kalıbımızın, beyni daha “uyarılabilir” hale getirdiğini de gösteriyor; yani nöronların ateşlenmesi, belli nefes dönemleri esnasında daha muhtemel oluyor.
Çalışma Psychological Review bülteninde yayımlandı.
Yazar: Vibe Bregendahl Noordeloos/Aarhus Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.