Nehirlerin Yönü Nasıl Değişiyor?

0
Endonezya'daki Pemali Deltası'nda görülen avülsiyonlar, durgun su ölçekli rejime giriyor. Araştırma takımının veri tabanındaki 113 örnekten biri de bu. Fotoğraf: Brooke & Ganti, değiştirilmiş ESA/Kopernik Uydu Verileri

İnsanların, tarih boyunca medeniyetleri hem besleyen hem de tehdit eden nehirlerle her zaman karmaşık bir ilişkisi olmuştu. Nil’in her yıl taşmasıyla ayrılmaz bir bağı olan antik Mısır’daki ölüm ve yeniden doğum tanrısı Osiris’i hatırlayın.

Nil Nehri’nin 30 Milyon Yıldır Durmadan Akmasının Gizemi Nihayet Çözülmüş Olabilir

Büyük seller, bir nehri bazen yön değiştirmeye ve kendine yeni bir güzergâh açmaya zorluyor. Bu nadir ve felaketvarî olaylar, avülsiyon şeklinde biliniyor. Bu olaylarda, en büyük su yollarının yakınında yer alan şehirlerin tamamı sular altına kalabiliyor fakat pek çok toplumu besleyen verimli deltalar da oluşabiliyor.

Santa Barbara – California Üniversitesinde (UCSB) çalışan bilim insanlarının öncülük ettiği bir araştırma takımı, iki gün önce Science bülteninde yayımlanan makalesinde küresel çaptaki nehir avülsiyonlarının ilk derlemesini sunuyor. Araştırma grubunun hemen hemen on yıldır yürüttüğü kuramsal ve deneysel çalışmaları doğrulayan makale, yeterince incelenmeyen bir konu olan avülsiyonları detaylı şekilde açıklıyor.

UCSB Coğrafya Bölümünde yardımcı profesör olan eş yazar Vamsi Ganti şöyle aktarıyor: “Bu veri dizisi, kuramın ilk defa kesin şekilde test edilmesini sağlayarak alüvyon yelpazeleri ve deltalarda üç ayrı avülsiyon biçimi bulunduğunu gösteriyor. Başladığımız yere göre uzun bir yol kat ettik. Avülsiyonlar, on sene önce çok tahmin edilemeyen kaotik ve rastgele olaylar şeklinde görülüyordu.”

Avülsiyonların bu belirsizlik ve nadirlikleri, araştırmacıların bilgi edinmesine büyük oranda engel olmuş. Bu makalenin öncesinde bilim insanları sadece birkaç avülsiyon gözlemlemiş. Az miktardaki bu vaka çalışmasından ise, deneyler ve bilgisayar modellemeleri yardımıyla avülsiyonların nerede meydana geldiklerine ilişkin bir kuram geliştirmeye başlamışlar.

Bir nehrin yönü on yılda sadece bir defa, yüzyılda bir defa veya daha nadir değişebilir. Bu yüzden bilim insanlarının, yararlı bilgi toplamak için bir nehri uzun süre gözlemlemesi gerekiyor. Ancak uydu görüntüleri, araştırma takımının geniş zaman aralıklarını geniş alan boyutlarıyla değiştirmesini sağlamış.

Minnesota Üniversitesinde doktora sonrası araştırma görevlisi olan eş yazar Austin Chadwick, “Avülsiyonlar çok nadir olsa da, Dünya’da neredeyse her deltaya baktığınızda şansınız yaver gidiyor ve birkaç tanesini görüyorsunuz” diyor. Takımın şansı da 1973’ten 2020’ye kadarki uydu verilerini ve tarihi haritaları incelerken 113 defa yaver gitmiş. “Üzerinde derin şekilde çalışılan bu az miktardaki bölge yerine, artık elimizde Dünya üzerindeki her yerin son 50 yıllık temsili verileri var.”

Yelpaze avülsiyonları

Avülsiyon davranışı üç sınıfta toplanıyor. Araştırma takımı, nehirlerin dik ve sınırlı kanallardan düz yer şekillerine geçtiği 33 olay tespit etmiş. Bu yelpazeler ise çoğu zaman, bir nehrin kanyondan serbest vadilere veya açık okyanuslara çıktığı dağ tabanlarında meydana gelmiş. Bu tip avülsiyonlarda, 6,5’lik ortalama bir değer ile birlikte nehir vadisi eğiminde en az 3 katlık bir düşüş olması gerekmiş.

Durgun su ölçekli delta avülsiyonları

İkinci rejimde ise avülsiyonlar, bir nehrin durgun su bölgesiyle sınırlanmış. “Basit şekilde ifade etmek gerekirse durgun su bölgesi, nehrin aşağı akıntı ucunda deniz seviyesinin meydana getirdiği etkiler sebebiyle farklı akan kısmını oluşturuyor” diye açıklıyor Chadwick. Bu bölge, iç kısımlarda şaşırtıcı derecede uzağa gidebiliyor: Örneğin Mississippi Nehri’nde yaklaşık 480 kilometre kadar.

Olağanüstü tortu yüklü delta avülsiyonları

Son rejim ise geriye kalan 30 delta avülsiyonunu kapsıyor. Bu nehirlerde, şiddetli sel ve tortu taşınımı avülsiyonları çok yukarılara itiyor; çok çok uzaklara…

“Üçüncü rejim, nehrin durgun su uzunluğundan ortalama 14 kat daha büyük bir avülsiyon uzunluğuna sahip” diyor Ganti. Bu miktar, en uç örneklerin bazılarında durgun su uzunluğunun 50 katından fazlasına çıkabiliyor.

Araştırma takımı, bu davranışı ilk olarak 2020 yılında Malagasi nehirlerine yönelik yayımlanan bir makalede belgelemiş. “Fakat artık Madagaskar’da gördüğümüz şeyin sadece tuhaf bir vaka olmadığını biliyoruz” diyor Chadwick.

 

 

 

 

Yazar: Harrison Tasoff/Santa Barbara – California Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz