Ölümcül Meşe Salgını Viski Endüstrisini Nasıl Etkileyecek?

1

Saldırgan bir hastalık Kaliforniya ve Amerika’nın kuzeybatısında şimdiye kadar milyonlarca ağacın ölümüne neden oldu ve bilim insanları bunun önlenebilecek seviyenin üstüne çıkmasından korkuyorlar.

Kaçınılmaz olarak meşe üretiminin benim için çok önemli bir konu olduğunu fark ettim: Viski. Ani Meşe Ölümü, şu ana kadar bulunan en değerli içkiyi yok edebilir mi?

Ani Meşe Ölümü yeni bir hastalık değil. Kaliforniya’da 20 yıldır bilinmekte. İrlanda’da patates kıtlığına neden olan hastalıkla uzaktan bağlantısı olan saldırgan bir patojenin (hastalığa neden olan madde) aynısı. Bir kere pençeleriyle tutunduğunda, meşede yaralar oluşur ve ağaç ölünceye kadar bu yaralardan ağaç için gerekli olan öz suyunu kaybeder. Ağaçlar olmaksızın, veba ve cüzzamın rollerini düşünün.

Sonuç, sadece kuzeybatıda 15.000 hektarın üzerinde ölmüş ya da ölmekte olan ağaç – gelecek 15 yılda beklenenden 14 kat daha geniş açık bir alan. Toplam orman tahribi bu da değil. 10 milyonlarca ağacın ve “meşe” ismini taşıyanlar dışında birkaç türün de hassas duruma geldiği anlamını taşıyor. Sadece büyük yangınlar yüzünden 120.000 hektar alanı kaybeden Kaliforniya’nın ağaç ve el değmemiş doğasını kaybetmesine neden olacak başka bir önemli kaynağa ihtiyacı yok.

The Washington Post kritik önlenebilir seviyeyi 10 yıldan fazla aştığımızı bildiriyor:

2002 yılında, ani meşe ölümü salgınını durdurma fırsatını yakalamışken, bu şansı bir şekilde elimizden kaçırdık. Yetkililer çabuk harekete geçemedi ya da yeterince para harcamadı ve yeni araştırmalarda kullanılan hastalık modeli (çeşitli hastalıkların insanlar arasında nasıl yayıldığını gösteren çalışmalarda kullanılanlardan farklı bir model) hastalığın yayılmasının devam ettiğini göstermektedir.

Meşe, viski endüstrisinin can damarıdır. Ve fıçı üretimi için kullanılan ormanların birdenbire yok olması, sadece Amerika’daki viski üretimi için değil aynı zamanda dünyadaki üretim için de yıkıcı sonuçlar doğuracaktır.

Fıçı talebi yıllardır artış göstermekte. 2013 yılında yalnızca Kentucky’de 1,2 milyondan fazla fıçı bourbon viski üretilmiştir. Şimdilerde ise eyalette her bir birey için 1,5 fıçı viski yıllanmakta.

Kereste endüstrisi son 10 yılda gittikçe artan talebe ayak uydurabilmek için mücadele veriyor.

Amerika’daki fıçıların çoğu ak meşe tahtalarından yapılır. Bourbon viski için tahtalar yakma işleminden geçirilir. Tahtalar bir araya getirilir ve içi viskiyle doldurulur. Boşaltıldıktan sonra, daha onlarca yıl kullanılmak üzere tüm dünyaya gönderilir. Bazı fıçılar viskiyi içerisinde 100 yıldan fazla iyi bir şekilde koruyabilir.

 

Bir viski içicisi olarak, meşe öldüren bir patojenin durdurulamaz olduğunu duyduğumda endişelenmeye başladım. Bu hastalık Amerika’nın en çok satan alkollü içeceğini tehlikeye sokabilir mi? Dünyanın en büyük fıçı üreticilerinden Independent Stave Company meşe hastalığının çok ciddiye alındığı bir yer ve Başkan Brad Boswell bu konuda çok da endişeli değil.

Boswell, Amerikan ak meşe fıçı üretiminin en çok doğudaki kereste ormanlarından faydalandığını söylüyor. “Doğuda uzun vadede sürdürebilir ak meşe kaynaklarımız var. Bizim doğudaki türümüz hastalığın etken olduğu batıdaki türden oldukça farklı.”

Kaliforniya Üniversitesi Tarım ve Doğal Kaynaklar Bölümü Rizzo Laboratuvarı üyesi Dr. Richard Cobb, sudan kaynaklanan hastalığın kuzeybatının dışında olduğunu belirtmekte. “Patojen, Amerika’nın diğer bölgelerindeki akarsularda güçlü bir hale gelmiştir. Güneydoğuda su ekosisteminde güçlü bir hal almıştır, ama kırsal alanda asla hastalık olarak ortaya çıkmamıştır.

Sebep türlerin çeşitliliği. Ani Meşe Ölümü bazı meşe türlerini etkilemekte: coast live oak (bir tür yaprak dökmeyen kızıl meşe), tanoak (bir tür yaprak dökmeyen bronz meşe), red oak (kızıl meşe) ve aynı zamanda birkaç başka bitki türü daha. Fakat belli bir sebepten dolayı ak meşe (asıl ağaç varil kaynağı) şans eseri hastalığa bağışıklık kazanmış gibi görünüyor. Bilim insanlarının tam olarak anlayamadığı bir bağışıklık.

Cobby, ak meşe bağışıklığının istikrarsız zarardan çok potansiyel bir araç olduğunu söylüyor. “Hiçbir ak meşe türünün hassas olduğunu saptamadık. Patojen diğer farklı bitki türleriyle etkileştiğinde değişiyor, ama asıl endişemiz kapsam alanının (saldırıya uğrayabilecek tür sayısı) geniş olması.”

Diğer türlere yayılmasa bile, Ani Meşe Ölümü’nün bütün ağaç türlerinin kökünü kazıyabileceğini unutmamamız gerek. O veya bu biçimde Asya ve Avrupa’da da benzer şekillerde ortaya çıktı. Ve sadece ak meşe ve ondan üretilen fıçılar tehlike altında olmadığı için, insanlık üzerinde daha büyük etkileri olamayacağı anlamına gelmiyor.

Ona, bu hastalığın yön değiştirme olasılığının ya da bir şekilde bu bağışıklığı yenmenin mümkün olup olmadığını ısrarla sordum. Fakat Cobb, mutasyonun mümkünken hastalığın klonlanabileceğini, yani kendini kopyalayabileceğini açıkladı. Ani bir değişiklik sergileyebilmesi için ikinci bir türe ihtiyacı var. Diğer bir deyişle, hastalığın mutasyona uğrama ihtimali çok düşük; onun yerine esas olarak benzer bir türle çiftleşmesi gerekiyor, ki bu daha önce duyulmuş bir şey değil.

“Ve batı sahillerindeki ormanda ikinci tür üremeyi engellemek için çabalar mevcut, çünkü iki çiftleşen türün nasıl bir etkileşim içerisinde olacakları ve ne tür bir evrimsel etki ortaya koyacakları meçhul. En istenmeyen şey de daha fazla ağaç türü öldüren yeni bir patojen türünün ortaya çıkması – özellikle de ak meşeleri öldüren.”

Cobb hala bunun tamamen mümkün olmadığını söylüyor. “Patojenin bağışık olarak görünen bir taşıyıcıya saldırdığını görmedik. Ama, bu patojenin hastalık bulaştırdığı şeyleri görüp çok defa da şaşırdık.” Cobb, ak meşelerin bağışıklıklarının olup da kızıl meşelerin hassas durumda olmalarını hala anlamadıklarını söylüyor. “Böyle tam olmayan biyolojik bir algılamanın bu patojenle şu an da şaşkınlıklara neden oluyor, gelecekte de olacak.”


Deniz Tuna

 

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz