Doğru yerlerde iyi yollara sahip olmak, bitkilerin pazara daha kısa, daha düzgün bir yolculuk yaparak bozulmadan ulaşmasını sağlar. Ancak yolsuz bölgelerde yeni yollar inşa etmek, günlük yaşam, avlanma ve tarımsal genişlemeyi teşvik ederek hassas yaşam alanlarını yok edebilir.
PLOS Biology’de bu hafta yayımlanan yeni bir araştırmaya gore hükümetler yeni yolları ormanlar gibi büyük doğal yaşam alanlarının dışında tutarken diğer taraftan çiftliklerin yakınında bulunan mevcut kalitesiz yolları iyileştirmeyi hedeflemeliler.
Araştırma, çevreye en az zararlı olmakla birlikte yeni yol projelerinin gıda üretiminde en fazla yararı sağlamak için nereye gitmesi gerektiğini gösteren renk kodlu haritalama sistemi taslağının hazırlanması için biyoçeşitlilik, iklim, ulaşım ve ürün verilerini kullanıyor.
Doğal ortamda yeni yollar inşa etmek “Düşünebildiğim en büyük zarar veren aktivitelerden biri.” diyor, Oregon Devlet Üniversitesi’nden bir araştırma görevlisi ve çalışmanın yazarlarından Ben Phalan ve “Bu aktivitenin yabani türler ve yaşam alanları üzerindeki etkilerini tersine çevirmek zor olacaktır.” diye devam ediyor. Mevcut altyapının iyileştirilmesinin çiftçilere fayda sağlayabileceğini ve atık miktarını azaltabileceğini bellirtiyor. Yolsuz alanları korumanın bu alanlarda yaşayan hayvan ve bitkilerin sayısız miktardaki türüne fayda sağlayacağını belirtiyor.
Cambridge Üniversitesi’nde koruma bilimi profesörü olan Andrew Balmford ve Çin’deki Kunming Botanik Enstitüsü profesörlerinden Jianchu Xu’yu da içine alan araştırmacılar, özellikle de gıda güvenliğinin iklim değişikliği nedeniyle uzun süren kuraklık ortaya çıkması olasılığı göz önünde bulundurulduğunda dikkat çekici bir konu haline geldiği şu zamanda iyi yolların değerini fark ettiler.
“Gelişmekte olan ülkelerde, hasat sonrası kayıplar büyük bir sorundur ve bunun çoğu zayıf altyapı yüzünden. Bir kamyonun arkasında sıcak güneşin altında asfaltlanmamış ve çukurlarla dolu bir yol üzerinde domates veya yumuşak meyvelerin bütün gün dolaştığında ne hale gelebileceğini düşünün. Batı Afrika’da pazara ulaşımın çok zor ve maliyetli olması nedeniyle yetiştirildikleri meyve bahçelerinde çürümeye bırakılan portakal yığınları gördüm.” diyor Phalan.
Bilim insanları çalışmalarını dünyanın biyolojik açıdan en önemli kısımlarından biri olan ve 1970’lerden bu yana tropikal ormanlarının yaklaşık üçte birini kaybetmiş Güneydoğu Asya’daki Greater Mekong üzerine yoğunlaştırdılar.
Bölge Vietnam, Laos, Kamboçya, Tayland, Myanmar ve Çin’in Yunnan eyaletini içine alıyor. Bölgede dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan yaklaşık 20.000 bitki türü, 2.000 çeşit kara omurgalısı ve 850 tür tatlısu balığı bulunuyor. Bunların yanı sıra bölgenin büyük ormanları bir nevi karbon lavaboları görevi görerek sera gazlarını emiyor.
Bilim insanlarına göre, Amerika için bu araştırmanın yaklaşımı uygun ve uygulanabilir. Altyapı Amerika’da sıcak bir konu dolayısıyla yeni yolların, demiryollarının ve boru hatlarının planlanması her zamankinden daha önemli.
Xu’ya göre yaklaşım ve araçların yerel, ulusal ve bölgesel olarak değiştirilmesi gerekiyor. Fakat ABD dahil olmak üzere diğer bölgelerde uygulanabilir olduğunu söylüyor. ABD’deki altyapının büyük kısmı onlarca yıl once inşa edilmiş; eğer bu bir asır önce değilse o zaman yol bağlantılarını güncellemenin bir zorunluluk olduğunu söyleyebiliriz.
Araştırmacılar, mevcut ekin verimliliğiyle geliştirilmiş tarım yöntemleri kullanılarak elde edilebilecekler arasındaki farkı gösteren haritaları ortaya çıkarmak için bilgisayar harita yazılımı kullandı.
Phalan’ın söylediğine göre sonuçlar ekili alanları yeni alanlara doğru genişletmeden üretimi artıracak en büyük potansiyelin nerede olduğunu açıklıyor. Bu bilgileri biyoçeşitlilik ve iklim düzenlemesi için geri kalan yaşam alanlarının önemini özetleyen haritalarla birleştirdiklerini söylüyor. Bunun amacının yolların çevresel maliyetinin en yüksek olacağı yerleri belirlemek olduğunu ekliyor.
Daha sonra, yiyecek üretimini geliştirmek için potansiyeli olan alanlardan geçip geçmediğini ve yeni yolların çevresel maliyetlerinin nerede yüksek olacağını anlamak için önerilen yolları çizdiler.
Phalan çalışmalarında ele alınan yaklaşımın yeni altyapı inşa etmenin çevresel olarak en problemli olabileceği yerleri tespit etmek için bir tür başlangıç taraması olduğunu söylüyor. Ayrıca Phalan bireysel projeler için ilk bakışta tespit edilememiş konuları bulmak amacıyla çevresel etkileri beyan etmek hala gerekli olabilir diye ekliyor.
“Bazıları ABD’deki tarımsal genişlemenin geçmişe ait bir konu olduğunu düşünebilir. Aslında, yeni araziler mahsullere ve otlaklara dönüştürülmeye devam ediyor.” diyor Phalan. Phalan ayrıca altyapının bu genişlemede oynadığı rolün netlik kazanmadığını, net olanın biyoyakıt olarak kullanılmak üzere mısır üretimini destekleyen ABD politikalarının, bu mahsulün sürekli genişlemesinden kısmen sorumlu olduğunu söylüyor. Phalan doğayı korurken aynı zamanda gıda kaynağının devamlılığını sağlayan yollar planlamak için bir strateji kombinasyonunun gerekli olduğuna inanıyor.
Devlet planlama politikasının yardımcı olabileceğini söylüyor. Örneğin Amerika Birleşik Devletleri’ndeki geniş alanların yolsuz alanlar olarak belirlendiğini ve bu alanlardaki insan etiklerinin düşük olduğunu söylüyor. Finansın başka bir mekanizma olduğunu, Uluslararası Finans Kurumu gibi başlıca borç verenlerin, geliştiricilerin tür ve yaşam alanlarını koruyan çevresel standartlara uymalarını zorunlu hale getirdiğini belirtiyor.
Xu, bu araştırmada vurgulanmak istenenin, sebeplerini de şeffaf olarak ortaya koymak suretiyle en yüsek sesle karşı çıkılması gereken projeleri saptamaya yardımcı olmak, çevresel maliyetleri daha düşük ve geliştirme kazançları daha yüksek olacak şekilde alternatifler sunmak olduğunu söylüyor. Muhafazakarların altyapı geliştirme konusunda aktif rol oynaması gerektiğini, bu yaklaşımın muhafazakarlık tanımında da potansiyel bir değişime yol açacağını belirtiyor.
Çeviren: Kaan Hakan Akol