Ömürden Kaybedilen Yıl Miktarı, COVID-19’un Ölüme Yönelik Etkilerini Daha İyi Yansıtıyor

0
Martha Dominguez de Gouveia/Unsplash

Birleşik Devletler’de 200.000’den fazla kişi COVID-19 nedeniyle hayatını kaybetti. Bazılarıysa bu istatistiğin hatalı olduğunu; çünkü ölümlerin bildirilme şeklinde tutarsızlıklar bulunduğunu iddia ediyor. Fakat South Florida Üniversitesi’nde çalışan araştırmacıların iddiasına göre eğer bu ölümler doğru şekilde hesaplanmış olsaydı bile, bu rakam COVID-19 kaynaklı ölümlerin gerçek etkilerini tamamen yansıtmazdı.

Journal of Public Health bülteninde yayımlanan yeni çalışmada aktarılanlara göre ABD’de COVID-19’a yakalandıktan sonra hayatını kaybeden her bir kişi için ortalama 10 yıl civarı yaşam süresi kaybediliyor. Araştırmacılar “kaybedilen yılların”, ölüm sayısından daha bilgilendirici bir ölçüt olduğunu iddia ediyorlar çünkü vefat eden kişilerin yaşları da hesaba katılıyor. Bu ölçüm yöntemi genelde, yanlış ilaç kullanımı veya intihar gibi bulaşıcı olmayan hastalıkların etkilerinin belirlenmesinde kullanılıyor. Araştırmacılar “kaybedilen ömür yılının”, COVID-19 sebebiyle hayatını kaybeden bireylerin yaş aralığı düşünüldüğünde daha da uygun olduğuna inanıyor.

Çalışmanın baş yazarı ve SFÜ Halk Sağlığı Fakültesi’nde sağlık ekonomisi profesörü olan Troy Quast, “Ölüm rakamları COVID-19 kaynaklı ölüm oranlarının boyutu bakımından önemli ve birincil bir ölçüt olsa da, hayatını kaybeden kişilerin yaş görünümüne ilişkin bilgi sağlamıyor” diyor. “Bunun aksine kaybedilen ömür yılı, yaş grupları boyunca meydana gelen ölümlerin boyutunu söylüyor. Ayrıca bu yöntem, sağlık hizmeti sağlayıcıları ve kanun organlarına ölümlerin sayısını azaltmak için daha iyi klinik ve idari cevaplar hedeflemeleri yönünden yardımcı olabilir.”

Quast ve araştırma takımı, ABD Hastalık Denetim ve Önleme Merkezi’nden COVID-19 vefat sayılarına ilişkin cinsiyet, yaş ve eyalete göre bilgilerin yer aldığı verileri almış. Çalışmada, COVID-19 kaynaklı yaklaşık 130.000 ölümün bildirildiği 1 Şubat ile 11 Temmuz arasındaki dönemin verilerine odaklanılmış. Daha sonra ise araştırmacılar, ABD Sosyal Güvenlik Bakanlığı’ndan alınan yaş ile cinsiyete göre ömür beklentisi verisi ve ABD Nüfus Dairesi’nden alınan nüfus verisi ile bu ölüm yaşlarını karşılaştırmışlar. Bu etmenleri hesaba kattıklarında, COVID-19’un bahsi geçen zaman aralığında 1.2 milyon yıllık ömür kaybına sebep olduğunu hesaplamışlar. Analiz sadece Temmuz ortasına kadar olan verileri kapsasa da; önceki gidişat devam etmiş olsaydı, rakamın bu noktada 2 milyona yaklaşacağı tahmin ediliyor.

Ülke çapında kaydedilen ölümlerin yaklaşık yüzde 80’i, 65 yaş ve üstü kişiler arasında meydana gelmiş. Bu yüzden daha genç nüfusa sahip coğrafi bölgelerde, COVID-19 sebebiyle kaybedilen ömür miktarı daha yüksek. Örneğin ülkede kaybedilen ömür yılının altıda biri, o zamanlar salgının merkezi olan New York’a atfediliyor. Bir diğer önemli etmen de önceden mevcut olan sağlık durumları. Erkeklerde önceden var olan sağlık durumları, genelde kadınlara göre daha fazla ve COVID-19’a atfedilen ölümlerin yaklaşık yüzde 55’ini kapsıyor. Araştırmacılar COVID-19 yüzünden ölen kişiler arasında önceden mevcut olan fazla miktardaki sağlık durumunu, ömür beklentisini yüzde 25 azaltarak denkleştirmiş.

Tanısal ölçütlerin evrim geçirmesi, test malzemelerinde yaşanan eksiklikler ve fazla yükün bindiği yoğun bakım ünitelerinde meydana gelen belirsizlikler sebebiyle; COVID-19 ölümlerinin ölçülmesi kolay olmuyor. Quast, kanun organları ve sağlık hizmeti sağlayıcılarının salgının boyutunu daha iyi anlamasına yardımcı olmak için, COVID-19 sebebiyle kaybedilen ömür miktarını izlemeye devam etmenin hayati önem taşıdığını söylüyor.

South Florida Üniversitesi. Ç: O.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz