Küçük bir ötücü serçenin cıvıltısı ve ‘kuş beyni’, insan diline zannedilenden çok daha yakın ve karmaşık bir yapıya sahip. Araştırmacıların yürüttüğü yeni bir çalışma, erkek serçelerin şarkı repertuarlarını kasten karışık çaldığını gösteriyor. Bilim insanlarına göre serçelerin bunu yapma sebebi, dişi dinleyici kitlesinin ilgisini canlı tutmak olabilir.
Duke Üniversitesinde biyoloji profesörü ve Duke Beyin Bilimleri Enstitüsü üyesi Stephen Nowicki’nin Miami Üniversitesindeki meslektaşlarıyla beraber laboratuvarında yürüttüğü araştırma, şarkı söyleyen erkeklerin şarkıların sırasını ve her bir şarkının ne kadar sık söylendiğini 30 dakikaya kadar takip ettiğini gösteriyor. Kuşlar bu sayede hem mevcut çalma listelerini hem de sıradaki listeyi düzenleyebiliyor. Bulgular dört gün önce Proceedings of the Royal Society B bülteninde çıktı.
Ötücü serçeler, Kuzey Amerika’da yaygın görülen ötücü bir kuş türü. Fakat sadece erkekler şarkı söylüyor. Şarkılarını ise alanlarını savunmak ve flört etmek için kullanıyorlar.
Ötücü serçeler kur yaparken, iki saniye uzunluğunda 12 farklı şarkıya kadar şarkı söyleyebiliyor. Sonraki parçaya geçmeden önce aynı şarkıyı birkaç kez tekrarladıklarından, bu repertuarı icra etmek yaklaşık 30 dakika sürüyor. Değişen sayıda tekrara ek olarak erkekler, diskografilerini çaldıkları her defasında nağmelerinin sırasını da karıştırıyor. Fakat erkeklerin şarkı sırası ve tekrarlarını bilerek mi yoksa bilmeden mi değiştirdikleri şimdiye kadar belli değilmiş.
Nowicki’nin çalışmalarına uzun süredir katkı sunan ve Miami Üniversitesi Biyoloji bölümünde kuşbilim profesörü olan William Searcy, kuşların nağmelerini bilerek mi yoksa bilmeden mi karışık çaldığına yönelik veri toplamak için kayıt aletini yüklenip kuzeybatı Pensilvanya eyaletinin ormanlık alanlarına doğru gezintiye çıkmış. Mikrofonları ağaçlara yönelten Searcy, günde beş saate kadar sabırla beklemiş.
Nowicki, bu gibi saha çalışmalarının herkese göre olmadığını söylüyor. “Sıkıcı kelimesini hiç kullanmam çünkü sahada olmayı seviyorsanız rahatlatıcı bir şey. Güzel bir gün, parabolik mikrofonunuz yanınızda ve onu saatlerce ötücü bir serçeye yöneltiyorsunuz. Bazı insanlar bunu sıkıcı buluyor. Ben ve Bill’e göre bu, sanki meditasyon gibi yapıyormuş rahatlatıcı bir şey. Tek sorun bazen kolunuzun yorulması.”
30’u aşkın kuşun şarkı repertuarını kaydeden araştırmacılar, sonrasında bu seslerin görsel tayf grafiklerini inceleyerek her bir şarkının ne kadar sık ve hangi sırayla çalındığını analiz etmiş. Erkeklerin tıpkı Spotiyf’daki bir çalma listesindeki gibi tekrardan kaçınmak için ötüşlerini takip ettiğini gösteren ilk işaret, genelde bir şarkıyı tekrarlamadan önce tüm repertuarlarını çalması olmuş.
Araştırmacılar ayrıca bir serçenin belli bir şarkıyı ne kadar çok söylerse, o şarkıya geri dönmesinin de o kadar uzun sürdüğünü keşfetmişler. Serçeler muhtemelen bu yolla, şarkı yeniden çalındığı zaman heyecan ve yenilik oluşturmayı amaçlıyor. Örneğin bir erkek A şarkısını art arda 10 kez söylediyse, yeniden A şarkısına dönmeden önce diğer şarkılarını çok daha fazla söylüyor. Alternatif olarak da eğer A şarkısı sadece üç defa arka arkaya söylendiyse, erkek serçe repertuarının geri kalanını daha kısa sahneleyip halen yeni ve yeterince çalınmamış olan A şarkısına dönebiliyor.
Bulgular hep beraber değerlendirildiğinde, ötücü serçelerin olağanüstü derecede nadir bir marifet sergilediklerini gösteriyor. Bilim insanları, bu davranışa yine sıra dışı bir isim vermiş: “Uzun mesafeli bağımlılıklar.” Buna göre erkek bir ötücü serçenin o an söylediği şarkı, 30 dakika kadar uzun bir süre önce söylediği şarkıya bağlı. Söz konusu miktar, önceki rekoru elinde bulunduran ve bu şekilde yalnızca beş saniyelik şarkı bilgisini idare edebilen kanaryadan 360 kat daha yüksek bir hafıza kapasitesi demek.
Etkileyici olsa da, çalışmanın insanlara yönelik ne gibi sonuçlar taşıdığı pek belli değil. Bulgular, uzun mesafeli bağımlılıkların benzer biçimde etkilediği insan dilindeki kelime sırasının zannedildiği kadar eşsiz olmayabileceğini akla getiriyor.
Daha iyi karıştırmanın, erkeklere aradıkları aşkı bulmada avantaj sağlayıp sağlamadığı bilinmiyor. Belki de dişiler ilgilerini, şarkıları daha çok karıştıran eşe karşı sürdürüyor ve başka bir erkeğe kaçma ihtimalleri azalıyordur. Babalık testi, gündüz kuşağındaki TV programlarında olduğu gibi kuşlardaki tek eşlilik bakımından da güzel bir araç. Dolayısıyla Nowicki’nin araştırma takımının gelecekte yürüteceği projelerden biri de, bir dişinin yuvasındaki yavrular ile civardaki başka bir kuşun yuvasındaki yavruların babalarını belirlemek olabilir.
Çalma listelerini karışığa alan bu ötücü serçeler, bir dişinin ilgisini canlı tutma yönünden Spotiyf’e kök söktürüyor mu? Nowicki, bu görüşün şimdilik dayanaksız olduğunu söylüyor fakat spor salonunda benzer bir yaklaşım sergilediğimizi vurguluyor.
“Koşu için çalma listeniz var ve bunu yapmanızın sebebi, koşmanın bir nevi sıkıcı olması. O 10 şarkının sizi motive halde tutacağını biliyorsunuz ama 20 şarkı uzunluğunda koşacaksınız diyelim. Bu durumda şarkıları karıştırır ve aynı şarkıları aynı sırada duymazsınız.”
Yazar: Dan Vahaba/Duke Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.