Parfüm ve Şampuanınız, Havayı Arabalar Kadar Fazla Kirletiyor Olabilir

2

Biz ne yaptık böyle ? 

ABD’de hükümet ve üniversitede çalışan bilim insanlarından oluşan bir araştırma takımı, Perşembe günü yayınlanan önemli bir çalışmada arabalar daha temiz hale gelse bile, hava kirliliğinin çarpıcı şekilde değiştiğini söylüyor.

Araştırmacılar kişisel bakım ürünlerinin, boyaların, iç mekanda kullanılan temizlik maddelerinin ve kimyasal madde içeren diğer unsurların, giderek baskın hale gelen ana kirlilik kaynakları olduklarını aktarıyorlar.

Science bülteninde yayınlanan çalışmanın baş yazarı olan ve ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) ile Boulder – Colorado Üniversitesinde çalışan Brian McDonald şöyle söylüyor: “Havayı kirleten maddelerin yayılması söz konusu olduğunda, taşımacılık sektörü zamanla daha temiz hale geldi”

“Bu yayılımlar düştükçe, hava kirliliğinin kaynakları da çeşitlendi.”

Çalışma, “uçucu organik bileşen” veya VOC yayan bir kimyasal sınıfına odaklanıyor. Bunlar, dış mekandaki havada ozon oluşumuna ve hatta tehlikeli ve küçük parçacık kirliliği oluşmasına katkıda bulunabilen, petrole dayalı kokulu maddeler.

Araştırmada bu kimyasalların toplam VOC yüküne yaptığı katkının önemli oranda hafife alındığı, kirlilik kaynaklarını değerlendirmede kullanılan mevcut kayıtlarda da yeterince temsil edilmedikleri bulunmuş.

Bahsi geçen uçucu bileşenler, pek çok farklı şekil alabiliyor ve arabalar gibi insan yapımı kaynakların yanısıra ağaçlar ile meralar gibi karmaşık kökenlerden geliyorlar.

Ayrıca birçok tüketici ve endüstri ürününde de bulunuyorlar. Yeni araştırma, ana VOC kaynakları olarak özellikle “böcek zehirleri, kaplamalar, yazıcı mürekkepleri, yapıştırıcılar, temizlik etkenleri ile kişisel bakım ürünlerini” gösteriyor.

Bazı durumlarda (örneğin böcek ilaçlarında) bu kimyasal ürünler, dış mekanda VOC yayıyorlar. Diğer durumlarda yayılımlar iç mekanlarda gerçekleşiyor ve sonra dış mekana geçiyor.

Yazarlar, ilgili ürünlerin kokulu olduğunu ve bu sayede tespit edilebileceklerini söylüyorlar.

Çalışmanın diğer yazarlarından olan ve Davis – California Üniversitesinde çalışan Chris Cappa şöyle açıklıyor: “Diyelim ki birisi evde parfüm, kolonya kullanıyor. Bu koku sonuçta dağılıyor. Burada sorulması gereken soru, bunun nereye gittiği. Ayrıca dışarısıyla bir hava değişimi oluyor. Bu kokular aslında dışarı çıktığı için kayboluyorlar”

“Burada olan şey sadece iç mekandaki havanın dış mekandaki hava ile değiş tokuş edilmesi. İç mekan ortamında bulunan şeyleri dışarı çıkarmak o kadar zor değil.”

McDonald ve Cappa, araştırmayı ABD Ulusal Atmosfer Araştırması Merkezinden (NOAA) ve Birleşik Devletler ile Kanada’daki birkaç üniversiteden katılan 19 araştırmacının oluşturduğu bir takımla tamamlamış.

Bulgular, iç mekanlarda bu bileşenleri solumanın tehlikeli olduğu anlamına gelmiyor (çünkü çalışmada bu soru araştırılmıyor). Bunun yerine, bu maddelerin güneş ışığı ve diğer bileşenlerle etkileşime girdikleri ve başka kimyasal tepkimelerden geçerek dış mekandaki hava kirliliğine katkıda bulundukları belirtiliyor.

Çalışmanın eş yazarı ve NOAA’da araştırmacı olan Jessica Gilman şöyle söylüyor: “Aslında bizim bu çalışmayla yapmak istediğimiz şey bir nevi farkındalığı artırmak. Yani şu an bunun, sanayileşmiş olan büyük şehirlerin bazılarında hava kalitesine dönük etkiler bakımından; hava kalitesi ölçütlerini karşılamaya çalışmanın önemli bir parçası olduğunu göstermek.”

Çalışma farklı yaklaşımlara dayanıyor: Araştırmacılar VOC içeren ürünlerin endüstriyel üretim kayıtlarını almış, dış mekan hava verilerini ölçmüş ve parçacıkların iç mekan ortamlarından dış mekan ortamlarına nasıl hareket ettiğini ve yeniden geri döndüğünü ölçmek için örneklemeler yürütmüşler.

Hava kalitesi sorunlarıyla ünlü Los Angeles şehrinde yapılan takip çalışmalarında, kimyasal ürünlerden çıkan ve havaya karışan VOC yaygınlığının, yazarların tahminleriyle uyuştuğu bulunmuş.

Temizlik ürünleri endüstrisi ise geçtiğimiz Perşembe günü bu araştırmaya itiraz etti.

Bir endüstri ticaret grubu olan Amerika Temizlik Enstitüsünün başkan yardımcısı Brian Sansoni, gönderdiği e-postada şöyle söylüyor: “Medya uzmanlarını, bazı temizlik ürünleri de dahil olmak üzere pek çok tüketici ürününde bulunan organik uçucu bileşenlerin (VOC) muhtemel etkileri üzerinde yapılan bu araştırmanın bulgularını abartmamaları konusunda uyarmak isteriz.”

Sansoni, pek çok temizlik ürününün suya gittiğini ve çalışmanın da belirttiği üzere, sonuç olarak fazla atmosfer yayılımı oluşturmadığını belirtiyor.

“Bu faydalı ürünlerin kullanımını hava kirliliğiyle eşitlemek, tehlikelerin gerçek dışı şekilde abartılmasını simgeliyor” diye yorum yapıyor Sansoni.

Ancak araştırmaya katılmayan iki bilim insanı, yaptıkları yorumlarda çalışmayı övüyor ve bunlardan biri, çalışmanın yasal düzenleme konusunda kayda değer etkilerinin olabileceğini ima ediyor.

Georgia Teknoloji Enstitüsünde kimyasal ve biyomoleküler mühendislik profesörü olan Nga Lee “Sally” Ng, yazdığı bir e-postada “Bunun geniş kapsamlı bir çalışma olduğunu düşünüyorum” dedi.

“Yazarlar önceki kaynak bölüştürme çalışmalarında, uçucu kimyasal ürün yayılımlarının şehirdeki VOC kaynakları açısından eksik değerlendirildiğini; çünkü bu çalışmalarda, kimyasal ürünlerde bulunan pek çok türün dahil edilmediğini öne sürmüşler.”

“Burada, yayılım kayıtlarını hem dış mekan hem de iç mekan ölçüm verileriyle beraber tutmuşlar ve ayrıca önceki çalışmalara göre daha geniş bir kimyasal türleşme sunmuşlar.”

Ng çalışmada, bu kimyasalların en tehlikeli hava kirliliği şekli olan atmosferdeki ince parçacıkların oluşumuna ne kadar katkı yaptığının belirlenmesi yönünden ilave araştırma yapılması gerektiğinin öne sürüldüğünü söylüyor.

Illinois Teknoloji Enstitüsünde iç mekan havası ve yapı çevresi uzmanı olan Brent Stephens da e-posta ile şöyle aktarıyor: “Bu sonuçlar, hangi yayılımları ne şekilde düzenlediğimiz bakımından önemli etkiler taşıyor.”

“Dış mekan çevresinde geleneksel olarak taşımacılığa ve endüstriyel yayımlara odaklandık. Organik uçucu ürünler artık nispeten daha önemli yayım kaynakları. Bunlar hem iç mekan hem de dış mekan (bazıları çoğunlukla iç mekan) kaynaklarından geliyor, ancak iç mekan ortamlarının büyük bir çoğunluğunda yasal düzenlemeler yok.”

Stephens, ABD Çevre Koruma Dairesine önerilen bütçe kesintilerinin bu bağlamda büyük önem taşıdığını, çünkü kurumun atmosfer kimyası ve hava kalitesiyle çok alâkalı çalışmalar yürüttüğünü belirtiyor.

“Genel olarak dış mekandaki hava kirliliğini bir dış mekan sorunu olarak düşünürüz” diye ekliyor Stephens. “Ancak bu çalışma, nicelik bakımından durumun çok daha karmaşık olduğunu gösteriyor.”

 

 

 

 

Kaynak: The Washington Post. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

2 YORUMLAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz