Bakteriler sıklıkla iğrenç mikroplar olarak düşünülse de, onlar aslında bundan çok daha fazlası. Besinleri sindirmemize yardımcı oluyorlar, ağaçlara nitrojen sağlayarak onları besliyorlar, Dünya’daki besin döngüsünde devasa bir paya sahipler ve şaşırtıcı uç noktalarda hayatta kalıyorlar. Geçtimiz zamanlarda, bu inanılmaz derecede çetin ve ufak yaşam paketlerinin bazılarının sadece havayla bile yaşayabildiğini keşfettik.
Bilim insanları birkaç yıl önce, Güney Kutbu topraklarında sadece hava solumakla kalmayan; aynı zamanda onu yiyen bakteriler keşfetmişti. Şimdiyse yapılan yeni bir çalışma, gezegenimizin en buzlu üç bölgesinden; Kuzey Kutbu’dan, Güney Kutbu’ndan ve Tibet Platosu’ndan alınan topraklar üzerinde yapılan genetik bir analiz sayesinde, bu mikropların başka yerlerde de mevcut olabileceğini gösteriyor.
Bu bakteriler şimdiye kadar çok düşük besin içeren ortamlarda tespit edildiğinden, etraflarında bulunan (ve hiç kuşkusuz seyrek olan) yaşamı desteklemede anahtar bir rol oynuyor olabilirler.
Avustralya’daki Yeni Güney Galler Üniversitesi’nde mikrobiyolog olan Belinda Ferrari şöyle açıklıyor: “Muhtemelen, bu yeni mikrobiyal karbon sabitleme sürecine dayalı bütünlüklü ekosistemler mevcut. Bu süreçte mikroplar, atmosferdeki hidrojen gazını soluyarak elde ettikleri enerjiyle atmosferdeki karbondioksit gazını karbona dönüştürüyor; bu sayede de büyüyorlar.”
Atmosferik kemosentez adı verilen bu işlem; birincil üreticilerin, inorganik maddelere dayalı kimyasal tepkimeleri kullanarak büyüme ve enerji depolama amacıyla kendi organik yapı taşlarını yapabildiği yöntemlerin arasına ekleniyor. Diğer yöntemler ise fotosentez ve jeotermal kemoototrofi.
Bu özel bakteri, havadan aldığı hidrojeni oksitleyerek bir dizi tepkime yürütüyor ve atmosferdeki karbonu, canlı dokulara dönüştürüyor. Diğer yaşam biçimleri de daha sonra (onu tüketerek) bundan faydalanıyor.
Tessa Komonduros/ScienceAlert. Ç: O.