Araştırmacılar, saf sızma zeytinyağının (SSZ) sağlığa yararlı olabilecek niteliklerini onlarca yıldır araştırıyor. Bu nitelikler arasında, meşhur Akdeniz diyetinin bir parçası olan zeytinyağının kanseri, Alzheimer’ı ve kalp damar hastalıklarını önlemede taşıyor olabileceği tıbbi değerler de bulunuyor. Fakat ABD’li tüketiciler, zeytinyağını temel bir beslenme unsuru şeklinde belirlemede yavaş kalıyor. Bilim insanları, bu isteksizliğin kısmen SSZ’nin acı tadı ve keskinliğin kaynaklanabileceğini düşünüyor. Bu acı ve keskin tat, fenolik bileşenler şeklinde bilinen maddelerin mevcudiyetinden ileri geliyor. Bu maddelerin ise SSZ’nin sağlığa yönelik faydalarına katkı yaptığı düşünülüyor. Monell Kimyasal Duyular Merkezi’nde çalışan araştırmacılar, 2005 yılında bu bileşenlerden birinin iltihap karşıtı özellik sergilediğini belirlemişler. Söz konusu bileşene oleokantal adını veren araştırmacılar, yağın genizde bıraktığı kuvvetli, acı hissin çoğunlukla bu maddeden kaynaklandığını düşünüyor.
Şimdiyse Monell’de çalışan başka bir araştırma takımı, yumurta sarısında bulunanlar gibi belli gıda proteinlerinin, SSZ’nin sözde pek istenmeyen duyusal niteliklerini baskıladığını göstermişler. Takımın bulguları Scientific Reports bülteninde yayımlandı.
Monell’de araştırma görevlisi olan birinci yazar Catherine Peyrot des Gachons, “Yağın acılık ve keskinlik hissi olmadan tüketilebileceğinin bilinmesi, bu sağlıklı besinin ününü artırabilir” diyor. “Elde ettiğimiz bulgular, yağın bu besinle karıştırılması halinde insanların acılık ve keskinliği pek çok durumda algılamadığını gösteriyor.”
Monell Kimyasal Duyular Merkezi. Ç: O.
