SARS-CoV-2 Evriminin Bir Yılı

0
SARS-CoV-2'nin taramalı elektron mikroskobu altındaki görüntüsü. Görüntü: NIAID-RML

Yapılan çalışmalarda bir dizi SARS-CoV-2 varyantının, bağışıklık yetersizliği olan konaklardan ortaya çıktığı belirlenmiş. Endişe verici varyantların (İlk defa İngiltere’de belirlenen B.1.1.7 dahil), bağışıklık sistemi zayıflamış kişilerde uzun vadeli enfeksiyonun bir sonucu olarak ortaya çıktığı düşünülüyor.

Bağışıklığı kısıtlanmış kişilerde meydana gelen sürekli enfeksiyonlar, kişinin bağışıklık sistemi virüsü sağlıklı bir insanın bağışıklık sistemi kadar hızlı temizleyemediği için; virüsün daha sık mutasyon geçirmesine sebep olmuş olabilir.

Çalışmanın yazarları Profesör Wendy Barclay, Dr. Thomas Peacock, Profesör Julian Hiscox ve Rebekah Penrice-Randal, virüsün gelecekte kontrol altına alınması bakımından SARS-CoV-2’deki genetik değişimleri izlemenin önemini açıklıyor: “Giderek daha fazla varyant ortaya çıktıkça, varyantların taşıdığı benzerlikler ve farklılıklar bakımından daha iyi bir tablo elde ediyoruz ve diğer yeni varyantların neye benzeyeceğini daha iyi tahmin edebiliyoruz. Tüm bu bilgilerin bir araya getirilmesi, mümkün olduğu kadar fazla varyanta karşı koruma sağlayan takviye aşılar veya hedefli tanılar tasarlamamıza da yardımcı olacak” diyorlar.

Araştırmacılar yaptıkları incelemede mutasyonların nerede meydana geldiğini, virüsün hangi kısmını etkilediklerini ve bunun sonucunda ortaya çıkan varyantların aşılama çalışmalarını nasıl etkileyebileceğini tartışıyor. Yazarlara göre SARS-CoV-2’de mutasyonların ortaya çıkması, virüs insanlara uyum sağladığı için beklenen bir durum. “İnsanlardaki mevsimsel koronavirüsler, daha önce hiç SARS-CoV-2 gibi bir ölçekte dizilenmemişti; özellikle de insanlarda ilk defa yayılmaya başladıkları zaman. SARS-CoV-2, insanlardaki yolculuğunun daha başındayken; insanlardaki diğer koronavirüsler bazı örneklerde onlarca yıldır geziniyor” diyor araştırmacılar.

Aynı veya benzer mutasyonlara sahip varyantlar, farklı ülkelerde birbirinden bağımsız şekilde ortaya çıkmış: “SARS-CoV-2, muhtemelen insanlarda en uygun enfeksiyon ve bulaş bağlamında hâlâ yeni yollar buluyor. Salgının boyutu ve devasa dizileme çalışmaları, eş zamanlı mutasyonların belirlenmesini sağlayacak; temel olarak virüs, dünyanın neresinde olursa olsun aynı tip seçilim baskılarından geçiyor ve salgının tamamı, aynı asli virüsten kaynaklanıyor” diye açıklıyor yazarlar.

Özel ilgi konusu olan mutasyonların içerisinde, diken proteininde meydana gelen mutasyonlar bulunuyor. Virüsün konak hücrelere girmesine olanak sağlayan bu protein, tüm mevcut SARS-CoV-2 aşılarının oluşturduğu bağışıklık da dahil olmak üzere bağışıklık sisteminin ana hedefini teşkil ediyor.

Dikeni kodlayan gende meydana gelen mutasyonlar, bu proteinin yapısını değiştirerek bağışıklık sistemi tarafından tanınmamasını sağlayabilir. Bu protein SARS-CoV-2’nin girişinde çok önemli olduğundan, virüse fayda sağlayan mutasyonların başarılı olması ve virüsün yeni, baskın varyantlarını oluşturması daha muhtemel.

Virüse üstünlük sağlayan değişimler, hızla baskın hale gelebilir. Örneğin D614G adı verilen bir mutasyon, ilk tespit edilişinden sadece dört ay sonra dizilenen SARS-CoV-2 virüslerinin %80’inde bulunmuş. Şimdiyse D614G mutasyonu barındırmayan virüsler, yalnızca Afrika’nın bazı bölümlerinde yaygın şekilde görülüyor.

Bir diğer mutasyon N501Y ise SARS-CoV-2 varyantı B.1.1.7’de bulunmuş. Bu mutasyonun, bağışıklık yetmezliği taşıyan bir bireydeki enfeksiyonun sonucunda oluştuğuna ve virüsün daha bulaşıcı hale gelmesine katkıda bulunabileceğine inanılıyor. Bu varyantı taşıyan enfeksiyonlarda daha yüksek ölüm oranları görülüyor. İngiltere’de üç ay içinde baskın varyant haline gelen B.1.1.7, şimdilerde ülkedeki enfeksiyonların %90’dan fazlasından sorumlu. İnceleme çalışmasında bahsedilen ve diken proteininde meydana gelen diğer önemli mutasyonlar ise Y435F ve E484K.

İnceleme çalışmasında bahsedilen ve diken proteininde meydana gelen diğer önemli mutasyonlar ise Y435F ve E484K.

Çalışma dün Journal of General Virology bülteninde yayımlandı.

Kaynak: Mikrobiyoloji Derneği. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz