Yoğun bir havalimanının yakınında oturmak, kuşkusuz ki bazı kolaylıklar barındırıyor. Pek çok kuruluşa yakın olmasının yanında, uçuşa yetişmek için sonu gelmeyen trafikte zorla ilerleme sorununu da ortadan kaldırıyor. Fakat bunun da bir bedeli var: Ticari uçakların iniş ve kalkış sırasında çıkardığı kulak tırmalayıcı seslere katlanmak.
Şimdiyse Texas A&M Üniversitesi’nde çalışan araştırmacıların yürüttüğü bir hesaplama çalışması, iniş sırasında çıkan rahatsız edici uçak sesini azaltmak için şekil hafızalı bir alaşım kullanılması gerektiğini gösteriyor. Söz konusu dolgu malzemelerinin uçak kanatlarına pasif ve kaynaksız şekilde eklenebileceğini belirten araştırmacılar, bu sayede malzemelerin alçalma sırasında kendilerini otomatik şekilde en uygun konuma getireceğini aktarıyor.
Havacılık Mühendisliği Bölümü’nde yardımcı profesör olan Dr. Darren Hartl, “İniş sırasında, uçak motorları oldukça yavaşlıyor ve bu sayede çok sessiz oluyorlar” diyor. “Yerdeki insanlar, kanatlardan çıkanlar gibi diğer gürültü kaynaklarını çok daha fazla fark ediyor. Uçağın uçuş özelliklerine ilişkin herhangi bir şeyi değiştirmeyecek fakat bu gürültü sorununu önemli ölçüde azaltacak yapılar oluşturmak istedik.”
Araştırmacılar, bulgularını Journal of Aircraft bülteninde anlatıyor.
Uçak gürültüsü, devam eden bir halk sağlığı sorunu halini aldı. Uçaklar iniş sırasında 75-80 desibele kadar ses çıkarabiliyor. Bu durum, uzun vadede işitme duyusuna zarar verebiliyor. Örneğin yapılan çalışmalar, havaalanlarının yakınında yaşamayan kişilerle kıyaslandığında devamlı olarak uçak gürültüsüne maruz kalan insanların uykusunun kaçtığını ve bu kişilerin inme ile kalp hastalığı geçirme tehlikesinin yükseldiğini göstermiş.
Uçak gürültüsünün kaynağı, alçalma ve yükselme sırasında farklılık gösteriyor. Kalkış sırasında ana gürültü kaynağını motorlar oluşturuyor. Diğer taraftan uçaklar yere konmak üzere yavaşladığında, güç üretmesine gerek kalmayan motorlar çoğunlukla boşta duruyor. Bu noktada kanatlar, uçağı yavaşlatmak ve inişe hazırlanmak için kendilerini yeniden düzenliyor. Kanadın ön kenarı, jaluzilerin açılmasına benzer şekilde ana gövdeden ayrılıyor. Bu değişim, havanın oluşan alana akmasına ve burada oldukça şiddetli biçimde dönüp gürültü oluşturmasına neden oluyor.
“Buradaki fikir, sesin bir flütte oluşma biçimine benziyor” diyor Hartl. “Bir flüt çalındığı zaman, deliğin üstüne üflenen hava deliğin etrafında dönüyor. Deliklerin boyutu, uzunluğu ve kapatılma şekli, belli bir frekansta tınlayan ses meydana getiriyor. Benzer şekilde, kanadın ön kenarı ile ana kanat arasındaki girintide dönen hava da keskin, nahoş bir gürültü oluşturuyor.”
Yazar: Vandana Suresh/Texas A&M Üniversitesi. Çeviren: Ozan Zaloğlu.