‘Sıçrayan Genler’, Evrim Yoluyla Sürekli Yeni Genler Oluşturuyor

0
Tasvir: qimono/Pixabay

Farklı şekillerde dizilen Lego parçalarıyla çeşitli yapılar oluşturulması gibi, genetik öğelerin de karışıp eşleşmesiyle yeni genler ortaya çıkabiliyor.

Gen oluşumunda uzun zamandır öne sürülen ve ekzon karışımı adı verilen bir mekanizma, DNA dizilerinin işlevsel bloklarını karıştırarak protein ifade eden yeni genler meydana getiriyor.

Geçen hafta Science bülteninde yayımlanan yeni çalışmada araştırmacılar, transpozon veya “sıçrayan gen” olarak bilinen genetik unsurların, evrim sırasında karışıma nasıl eklendiğini ve ekzon karışımı yoluyla birleşip yeni genler oluşturduğunu inceliyor.

Cornell Üniversitesi mezunu ve Nobel ödülü sahibi Barbara McClintock tarafından 1940’lı yıllarda keşfedilen transpozonlar, bol miktarda bulunan ve insan DNA’sının yarısını oluşturan genom bileşenleri. Ayrıca, genomda sıçrayarak bencil şekilde çoğalma kabiliyeti de gösteriyorlar. Bazı transpozonlar, transpozaz proteinleri şeklinde adlandırılan enzimler kodlayan kendi genlerini barındırıyor ve bunlar, kromozomun bir bölgesinden genetik madde keserek diğerine yapıştırıyor.

Tetrapodlara (dört ayaklı omurgalılar) odaklanan çalışma, bu transpozonların evrim sırasındaki yeni gen oluşumunda önemli bir gücü temsil ettiğini gösteriyor. Çalışma ayrıca, insanların gelişimi için büyük önem taşıyan genlerin nasıl doğduğunu açıklıyor.

ABD Ulusal Sağlık Enstitüleri kurumunda doktora sonrası araştırmacı olan baş yazar Rachel Cosby, “Biz bunun, çok büyük ihtimalle omurgalıların ötesine uzanabilen ve bundan ziyade omurgasızlarda da meydana gelebilen temel bir mekanizma olduğunu düşünüyoruz” diyor.

Çalışmanın kıdemli yazarı ve Cosby’nin önceden laboratuvarında yüksek lisans yaptığı biyolojik profesörü Cedric Feschotte, “Tuğlaları farklı bir şekilde yerleştiriyor ve tamamen yeni bir şey ortaya çıkarıyorsunuz” diyor. “Biz genlerin nasıl doğduğu sorusuna bakıyoruz. Esasında, transpozonların evrimde yeni işlevlere sahip proteinlerin oluşmasındaki rolüne bakıyoruz.”

Krişna Ramanujan/Cornell Üniversitesi. Ç: O.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz