Solucan delikleri uzayda yolculuk yapmanın yolunu sunuyor. Sorun bu delikleri açık tutmakta.
Yazı: MARCUS CHOWN – Bilim Yazarı. Diagramlar: PHIL ELLIS
Genel Göreliliğe göre zaman, farklı kütle çekimlerinde farklı hızlarda akıyor. Yani bir zaman makinesi yapmak için bu türden iki farklı bölgeyi bulup birbirine bağlamanız ve aralarında yolculuk yapmanız gerekiyor.
İki nokta alalım. Biri Dünya’da, zamanın normal hızında aktığı bir nokta olsun, diğeriyse büyük kütle çekimi yüzünden daha yavaş aktığı, karadelik civarında bir nokta. Eğer birbirinin aynı iki saati Pazartesi günü (biri Dünya’da diğeri kara delikte olacak biçimde) çalıştırırsanız Dünya’da Cuma gününe gelindiğinde kara delikte ancak Çarşamba olacaktır. Bu durumda, Dünya’dan anında kara deliğe gitmenin bir yolunu bulursanız uzay-zamandaki bir kestirme yani “solucan deliği” sayesinde Cuma’dan Çarşamba’ya gidebilirsiniz.
Şu şekilde düşünmek de mümkün. A ve B, bir kâğıt üzerindeki iki nokta olsun. Eğer kâğıt ikiye katlanırsa A ve B birbirlerine çok daha yaklaşır.
Eğer bir şekilde ikisini birleştirebilirseniz, kâğıt üzerinde yolculuk yapmaktan çok daha hızlı biçimde hedefinize varabilirsiniz. Bu, kestirme bir solucan deliğine karşılık geliyor. Eğer Dünya ve kara delik birbirine böyle bir solucan deliğiyle bağlanırsa zaman makinesini elde ettik demektir.
Solucan deliklerinin sorunu, göz açıp kapayana kadar kaybolmaları ve içlerinden geçebilmemiz için itici kütle çekimine sahip bir şey tarafından açık tutulmalarının gerekmesi. Aslında evrenin büyük kısmı (karanlık enerji) bu tür itici kütle çekimine sahip. Ama bu kütle çekimi bir solucan deliğini açık tutamayacak kadar da zayıf.
Harvard Üniversitesinde fizik alanında doçent olan Dr. Daniel Jafferis ve meslektaşları Dr. Ping Gao ile Dr. Aron Wall bir başka yol bulduklarını söylüyorlar. Jafferis, “kara deliklerle içinden geçilemez bir kara deliğin iki ucunun doğrudan etkileşimi, negatif enerji sağlayabilir,” diyor. Ortaya çıkan anti kütle çekim etkisi, Einstein-Rosen köprüsünün çöküşünü önleyerek solucan deliğini içinden geçilebilir hâle getiriyor.
Yani içinden geçilebilir solucan delikleri gerçekten var olabilir. Daha da iyisi, Jafferis’e göre en azından ilke itibarıyla bunlara insan göndermekte bir sorun yok. Fakat önce aşılması gereken başka sorunlar var. Her şeyden önce bu kara delikler koca yıldızların çökmesinden arta kalan standart kara delikler değil de “maksimal dolanıklık” içeren kara delikler olmak zorunda. Yani iki nesne arasında var olan ve birine olanın ne kadar uzakta olursa olsun anında diğerine de olmasını sağlayan o tuhaf kuantum bağlantısı bulunmalı.
Negatif enerji gibi, “kuantum dolanıklığı” adlı bu tuhaf olgu da gerçekten mevcut. İlk defa bundan 40 yıl kadar önce laboratuvar deneylerinde saptanan dolanıklık şimdilerde Google gibi firmalar tarafından ultra hızlı kuantum bilgisayarları inşa etmekte kullanılıyor. Atom altı parçacıkları laboratuvarda dolanık hâle getirmek nispeten kolay olsa da aynısının kara deliklerle nasıl yapılacağını bilen yok. “Hassas kuantum dolanıklığı içinde olanlar şöyle dursun, normal kara delik de yapamıyoruz,” diyor Jafferis.
Dahası, kara deliklerin doğrudan etkileşimi de kolay değil. Bu, zamanda yolculuk hilesini ortadan kaldırıyor. Peki yine de ışıktan hızlı yol almaya izin veriyor mu? Jaffaris bunun zor bir soru olduğunu söylüyor. Kütle çekim, uzay ve zaman birbiriyle iç içe ve bu da hız kavramını etkiliyor. Jafferis’e göre şu ana kadar solucan delikleri üzerinde yapılan araştırmalar, bu yöntemi kullanmanın uzayda normal yolculuk yapmaktan daha yavaş olabileceğini gösteriyor. Bununla birlikte detayların henüz bilinmediğini de ekliyor. Görünen o ki bilim hâlâ bilim kurgunun epey bir gerisinden geliyor. Doğa kanunları solucan deliklerinin harika şeyler yapabileceğini ama bir anda çöktüğünü, içinden yol alınabilse bile
yararsız olduğunu ısrarla söylüyor.
Yine de doğanın ara sıra büyük sürprizler yaptığını biliyoruz. Kara deliklerin varlığı bile onlarca yıl boyunca tartışılmıştı. Einstein, kuantum dolanıklığına inanmayı reddediyordu. Belki de evrende bir yerlerde mucizelerini sergileyen doğal bir solucan deliği vardır.
UZAYDA SIÇRAMANIN İKİ YÖNTEMİ
1- KLASIK AMA ÖLÜMCÜL EINSTEIN-ROSEN SOLUCAN DELİĞİ
Bu, Einstein’ın araştırdığı orijinal solucan deliğiydi. Bu delik uzay ve zamanda bir kestirme sağlıyor, böylece ışıktan hızlı yolculuk yapma olasılığını ortaya çıkarıyordu. Fakat deliğin içindeki Einstein-Rosen köprüsü, negatif enerji üreten tuhaf bir maddeye sahip değilseniz anında çökerek yolcuları içinde hapsediyor.
2- DOLANIK SOLUCAN DELİĞİ
Einstein-Rosen köprüsünün ölümcül çöküşü, solucan deliğinin girişinde ve çıkışında oluşan kara deliklerde “dolanıklık” adındaki özel kuantum etkisi varsa önlenebilir. Bunun için iki kara deliğin birbiriyle doğrudan temas hâlinde olması ve birbirlerinin yaydığı radyasyonla beslenmesi gerekiyor. Fakat bu, Einstein-Rosen köprüsünü korusa da solucan deliğinin bir kara delikten diğerine normal yolla gitmekten daha uzun süreceği anlamına da geliyor.
Popular Science – Eylül 2020