Açık erişim denen olay açısından büyük bir kazanım.
Geçtiğimiz günlerde Cambridge’in web sitesi, evrenin genişleyen doğasının sonuçları üzerindeki bir makaleye gösterilen olağanüstü ilgi nedeniyle çöktü. Stephen Hawking, günümüzde yaşayan en tanınmış astrofizikçilerden biri. Doktora tezini görmek isteyen herkesin görebileceği şekilde paylaşması, açık erişim hareketine destek verdiğini gösteriyor.
”PhD tezimi Açık Erişim şeklinde paylaşarak, dünya çapındaki insanlara ayaklarına değil, yıldızlara bakmaları için ilham vermeyi umuyorum; evrendeki yerimizi merak etsinler ve evren üzerinde çalışıp onu anlamlandırsınlar diye,” diyor Hawking bir yazısında.
Cambridge bilimsel iletişim sorumlusu olan Arthur Smith, her lisans öğrencisinin artık tezlerinin fiziksel belgesine ek olarak bir de dijital kopyasını sunmak durumunda olduklarını söyledi ve araştırmalarını kamu ile paylaşma fırsatına erişmeleri temennisinde bulundu. ABD’de bilim insanları ve kütüphaneler, bedelini çok pahalı şekilde ödüyor olsalar da açık erişime benzeyen taahhütlerde bulunuyorlar.
Akademik yayın endüstrisi her yıl buradan 10 Milyar $ elde ediyor ve her bir dergi makalesinin yayınlanma maliyeti yaklaşık 3.000 $’ı buluyor. Standford Kamu Bilgilendirme Projesi’nden John Willinsky gibi bazı bilim insanları, yayıncılarına 3.000 $ ödeyerek makalelerinin herkes tarafından görülebilir olmasını sağlıyorlar. Ama daha düşük dereceli (genelde beşeri bilimlerdeki) akademisyenler bunu karşılayamıyorlar. Bu yüzden kütüphaneler de buna başvurmaya başladılar. Geçtiğimiz Nisan ayında parçacık fiziği makalelerine kurumsal girişi ödemek amacıyla, 3.000 kütüphaneden oluşan bir grup bir araya geldi. Sonuçta, maddenin sırlarını üniversitenin içine hapsetmek yerine, bu makaleleri kamuya açmış oldular. ”Kütüphaneler, pahalı ruhsatlar alarak bir şey kazanmazlar,” diyor Willinsky. ”Bizim kamuya karşı bir yükümlülüğümüz var ve bunu yerine getirmek için güzel bir yol bulduk.”
Pek çok üniversite, bilim insanı ve hatta Elsevier ve SAGE Yayınları gibi geleneksel akademik yayın şirketleri, açık erişim hareketini desteklediklerini belirtiyorlar. Ama ilginçtir ki, Elsevier geçtiğimiz yıl kimseye ödeme yapmaksızın onlarca milyon kitap ve akademik makale yayınlamış bir site olan Sci-Hub isimli bir web sitesine açmış olduğu davadan 15 milyon $ kazandı. Bazı yayıncılar, bilim insanlarının internette paylaştıkları bir makaleyi, ön baskı adı verilen şekliyle, iyice inceleyip gözden geçirmeksizin kabul etmiyorlar. ”İyimser olmak için pek çok sebep mevcut, ama bu iş nasıl ilerleyecek? Asıl sorun budur,’ diyor Willinsky. ”Kırılma noktasında mıyız? Bence öyleyiz.”
Akademik makalelere açık erişim, bilgi ve eğitimin daha ulaşılabilir hale getirilmesi yönündeki büyük hareketin bir parçası. Açık eğitici kaynaklar dünya çapında eğitim araçlarını kamunun malı haline getiriyorlar. Bir kuşak kodlayıcı, açık erişim yazılımları internete koydular. Google ve IBM bütün kaynak kodlarını kamuya açık hale getirdiler. Açık veri projesi de benzer amaçlara sahip, yani genellikle erişilemeyen veri türleri şimdi dijital dünyamızda erişilebilir durumdalar. ”Eğer bunu paylaşırsak, hepimiz daha üretken olabiliriz,’ diyor Willinsky.
Willinsky, açık erişim Popular Science sitesinin takipçileri için özel avantajlar sunduğunun da özellikle altını çiziyor. Eğer meraklı okuyucular, Stephen Hawking’in ”insanlığın yeni bir gezegen bulmak ya da yok olmak için 100 yılı var” söyleminin ya da ”kara delikleri mantıksız hale getirecek” yeni bir teori sunmasının arkasında yatan hikayeyi öğrenmek isterlerse, kendisinin tezlerini tıklayarak onları inceleyebilecekler.
Willinsky akademik yayınların popüler bilim dergileri kadar kolay ulaşılabilir hale geleceğini umut ettiğini belirtiyor. ”Aynı şeyi araştırma ve burs başvuruları için de yapmaya çalışıyoruz” diyor.
drd
ben beyin ve buna bağlı hastalıkların tedavis yeni tedav yolları PARKINSONgib hastalıkların tedavisini öğrenmek istiyorum. 4 yıllık akademi den (mezunum)