Georgetown Üniversitesi’nde çalışan sinirbilimcilere göre karmaşık kalıpları bilinçsizce tahmin eden kişiler, evrendeki olay kalıplarını bir tanrının yarattığına daha çok inanıyor. Bu beceriye örtülü kalıp öğrenimi adı veriliyor.
İki gün önce Nature Communications bülteninde yayımlanan araştırma, örtülü kalıp öğrenimini kullanarak dini inancı araştırması bakımından ilk olma özelliği taşıyor. Çalışma, bir tanesi ABD’de ve diğeri de Afganistan’da olmak üzere çok farklı iki kültürel ve dini grubu kapsıyor.
Çalışmanın hedefi, örtülü kalıp öğreniminin dini inancın bir temeli olup olmadığını test etmek; eğer böyleyse, bu bağlantının farklı inanç ve kültürlerde geçerli olup olmadığını belirlemekmiş. Araştırmacılar esasında örtülü kalıp öğreniminin, çeşitli inançları anlamada bir anahtar sunduğunun görüldüğünü söylüyor.
Çalışmadaki kıdemli araştırmacı Adam Green, “Dünya’ya müdahale ederek düzen yaratan bir tanrıya ya da tanrılara inanmak, küresel dinlerin ana unsudur” diyor.
“Bu çalışma, Tanrı’nın var olup olmadığıyla ilgili değil. Bu çalışma, beyinlerimizin tanrılara neden ve nasıl inanır hale geldiğiyle ilgili. Bizim hipotemiz; beyinleri etraftaki kalıpları bilinçsiz şekilde fark etme yönünden iyi olan insanların, bu kalıpları daha yüce bir güce atfedebileceğini söylüyor” diye ekliyor Green.
“Çocukluk ve yetişkinlik arasında meydana gelen çok ilginç bir gözlem var” diye açıklıyor. Verilerin öne sürdüğüne göre eğer çocuklar çevredeki kalıpları bilinçsiz şekilde fark ediyorsa, bu çocukların inançlarının onlar büyüdükçe artış göstermesi daha muhtemel; dindar bir evde yaşamalar bile. Benzer şekilde; eğer etraflarındaki kalıpları bilinçsiz şekilde fark etmiyorlarsa, dindar bir evde yaşasalar bile inançlarının büyüdükçe azalması daha muhtemel.
Georgetown Üniversitesi Tıp Merkezi. Ç: O.