İsrail Menşeli uzay aracı Beresheet, 11 Nisan 2019’da Ay’a inişini belgelemek için özçekim yaptıktan hemen sonra yüzeye çarpmıştı. Kargosunda dünyanın en esrarengiz, en tuhaf ve en dayanıklı canlılarından birini taşıyordu.
İsrail kaynaklı SpaceIL tarafından yürütülen proje kapsamında 22 Şubat 2019 tarihinde Florida’dan bir SpaceX Falcon roketiyle fırlatılmış olan Beresheet (İbranice “başlangıçta” anlamına geliyor. Tevrat da bu kelimeyle başlıyor), Ay’ın Sessizlikler Denizi’ne inecek ve burada uydumuzun manyetik alanında saptanan sıra dışı durumları inceleyecekti. Bu doğrultuda araca NASA’nın bilimsel ekipmanları, ayrıca ABD’li bir STK olan (ve insanlığın bilgi ve biyolojisini galaksiye yaymak, bir bakıma bu veriyi Güneş Sistemi’nin farklı noktalarında yedeklemek gibi bir amaca sahip) “The Arch Mission Foundation” vakfı tarafından hazırlanmış, mikroskop altında okunabilen ve insanlık tarihine ait bilgiler içeren DVD benzeri bir cihaz içinde 30 milyon sayfalık bir dijital kütüphane de yüklemişti. Bu kargonun Beresheet üzerinde yer aldığı, vakıf tarafından beyan edilmişti.
Ancak bir detay atlandı: Bu cihaz içinde, dev kütüphaneye ek olarak insan DNA’sı ve ayrıca epoksi içinde kurutulmuş halde muhafaza edilen binlerce tardigrad da yer alıyordu. Uluslararası kurallara göre uzaya veya Ay’a biyolojik madde gönderilmesi yasak değil; ancak bu konuda hiçbir kuruma herhangi bir açıklama yapılmamış olması şüpheyle karşılandı. Beresheet, 11 Nisan tarihinde söylenene göre sensör hatasını gidermek amacıyla gönderilen bir komutun motorları kilitlemesi sonucu düşerek Ay yüzeyine çarptı. Uzay aracına ait çarpışma verileri ve mikro canlıların yerleştirildiği cihazların incelenmesinin ardından Arch Mission Foundation eş kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Nova Spivack,
“tardigradların kurtulmuş olma olasılığının çok yüksek olduğuna inanıyoruz” demişti.
Spivack ayrıca, “Tardigradların mikroskobik, çok hücreli ve Dünya gezegeni üzerindeki en dayanıklı yaşam formlarından biri olmaları nedeniyle ideal (canlılar)” olduğunu belirtmişti.
Vakfın amaçlarından biri, Dünya’yı dev bir afetin vurması sonucunda yaşamın tekrar başlatılabilmesi için hayvan ve bitkilerin gezegenimiz dışında güvenli olarak saklanabileceği bir depo oluşturmak; tıpkı Isaac Asimov’un “Vakıf” serisindeki “Galaktik Ansiklopedi” gibi. Bu projenin gerçekleştirilebilir olması ya da distopik ümitlerle yola çıkmış olması bir kenara; taşıdığı çok daha önemli bir sorun mevcut: Şu anda Ay’da bir tardigrad nüfusu çoğalıyor olabilir.
Tardigrad Nedir?
Dünya üzerinde hemen hemen her ortamda rahatlıkla yaşayabilen bu çok hücreli organizmanın boyu 0,1 milimetre ile 1,5 milimetre arasında değişiyor. Her birinde 4~8 pençeye sahip dört çift bacağı, ayrıca insandaki gibi sindirim, kas ve sinir sistemi var. Hareket ederken (tıpkı suda yüzen bir ayı gibi) vücudunu sağa ve sola çevirdiği için aynı zamanda “su ayısı” olarak da biliniyor. Ayrıca yosun domuzcukları olarak da bilinen bu canlıların kafaları vücutlarından bağımsız olarak hareket edebiliyor.
Tardigradların 1000’den fazla türü var. Bu türlerin çoğu otçul, ancak aralarında etçil, hatta yamyam olanlar var. Yuvarlak kafasının ortasındaki ağzı vantuz gibi dışarı uzandığında sivri dişleri ortaya çıkıyor. Bir tardigrad, diğer canlılardan 1000 kat daha yüksek seviyede radyasyon ve basınca dayanabiliyor, -272⁰C ile +150⁰C sıcaklıklar arasında rahatlıkla yaşayabiliyor. Daha düşük sıcaklıklarda ve susuz kaldığında vücudunu yuvarlak hale getirip metabolizmasını 100 kat yavaşlatarak bir çeşit uyku haline geçiyor ve 10 yıldan daha uzun süre beslenmeye gerek duymadan bu şekilde kalabiliyor. Ortam yaşam için uygun olduğunda tekrar hareketlenerek yiyecek arayışına giriyor.
Bu canlının en büyük gereksinimi ise su. Oksijen ve besini buradan elde ediyor. Susuz kaldığında çevresindeki diğer tardigradların vücutlarındaki sıvıyı emerek yaşamaya devam edebiliyor. Hava ile solunum yapmıyor. Bu özellikleri ile 100 yıl kadar yaşama potansiyeline sahip. Diğer taraftan Beresheet ile Ay’a taşınan tardigradların su ve besin bulamadıkları ya da daha önce gözlemlenmemiş bir evrim geçirmedikleri takdirde Ay yüzeyinde yaşamlarını devam ettirmeleri pek mümkün değil. Bu “kazanın” yaşandığı gök cismi Ay değil Mars olsaydı durum farklı olabilirdi; zira Kızıl Gezegen’in atmosferinin ve su buzu rezervlerinin tardigradlara bir yaşam şansı verebileceğini söylemek mümkün.
Yine de Dünya’ya endemik bir türün başka bir gezegende yaşamaya (yaşayabilse bile) mahkûm bırakılması etik açıdan tartışmalara yol açtı.
Popular Science – Eylül 2019