Hakkınızda tonlarca bilgi içeren şey sadece cep telefonunuz değil. Onu kaplayan günlük kirler, yağlı ve yapışkan maddelerde, aslında sadece farklı bir tür selfie; yani peşinizde bıraktığınız bir iz.
Telefonun ekranındaki yağlı parlaklığı bilir misiniz? Mideniz bulanmış gibi yapmayın. Siz de biliyorsunuz ki telefonunuzu pantolonunuza sürerek temizlemek çok da titiz ve sağlıklı bir yöntem değil. Görünen o ki telefonunuzun üzerindeki yapışkan maddeler bilim adamlarına hayatınız ve alışkanlıklarınız hakkında çokça bilgi verebiliyor.
Yeni yapılan bir araştırmada bilim adamları 39 tane gönüllünün telefonlarından ve ellerinden örnekler aldı. Örnekleri kimyasal açıdan analiz edebilen bir spektrometre ile inceleyen araştırmacılar, gönüllülerin yaşamları ile ilgili belli yönleri tespit edebildi.
Örneğin, bir katılımcının örneklerinden elde edilen güneş kremi ve DEET kalıntıları sayesinde dışarıda çok zaman harcadığı sonucuna varıldı. Bilim adamları ayrıca yaşlanma karşıtı kremler, antidepresan gibi reçete gerektiren ilaçlar, saç çıkarma ürünleri gibi birçok ürünü tanımlamakta oldukça büyük başarılar gösterdi. Bütün bunların yanında, çeşitli baharat ve aktariyelerin tespiti sonucu gönüllülerin damak zevki ile ilgili bile analizler çıkarıldı.
Eğer tüm bunlar CSI (Olay Yeri İnceleme) veya NCIS (Güvenlik Girişimleri Ulusal Merkezi) işi gibi geliyorsa işte size sebebi. Bu araştırma ABD Adalet Bakanlığı’nın bir bölümü olan Milli Adalet Enstitüsü tarafından belirli oranlarda desteklendi. Yazarların makalede belirttiğine göre, kriminoloji uzmanları bu yöntemi şüphelilerin veya suç mahallinin belirlenmesinde kullanabilir. Ayrıca terörist grupların gözlemlenmesinde de etkili bir yöntem olabilir. Tabi ki bunlar, bu araştırmanın kullanılacağı tek yerler değil. Bu metotlar ayrıca doğaya belli zaman diliminde ne kadar kirletici madde bıraktığınızı ölçmek için de kullanılabilir.
Ama burada da gidilmesi gereken çok uzun bir yol var. Telefonunuzun üzerindeki birikintileri, kullanışlı bir şeklide analiz edilip nereye gittiğinizi, neler yaptığınızı anlamak için geniş bir veri tabanına ihtiyaç var. Bu veri tabanının çeşitli losyonları, yemekleri ve gün boyunca etkileşim halinde olduğumuz çeşitli kimyasal maddelerin özelliklerini içermesi gerekiyor. Makalenin yazarları bu ifadeyi şu şekilde devam ettiriyor: “Şu anda böyle bir veri tabanı bulunmuyor ve bunu oluşturmak da kayda değer bir çaba sarf etmeyi gerektiriyor.”
Çeviren: Şerif Kaya Çınar