Telomer uzunluğunun, insanlardaki yaşlanma ve hastalıklarda uzun süredir önemli bir biyo işaretçi olduğu düşünülmüştü. Fakat telomer uzunluğu ile sağlık arasındaki bağlantının incelendiği çoğu araştırmada, sadece bir doku tipine bakılmıştı: Kana. Bu kısıt; yaşlanmanın, hastalıkların ve yaşam şekli unsurlarının telomer uzunluğuna etkileri üzerinde çalışan araştırmacılar için kan hücrelerinin güvenilir bir temsilci olup olmadığı sorusunu akıllara getiriyor.
Cuma günü Science bülteninde yayımlanan yeni bir çalışma, öldükten sonra organlarını bağışlayan yaklaşık 1.000 kişiden alınan 20 farklı doku tipindeki telomer uzunluğunu inceleyerek bu soruyu cevaplıyor. Sonuçlar, kanın tamamındaki telomer uzunluğunun, diğer çoğu dokudaki telomer uzunluğuna karşılık gelebildiğini gösteriyor ve telomer uzunluğu ile nesil ve yaşlanma arasındaki ilişkiye yönelik mevcut araştırmaları destekliyor.
Kromozomların uçlarında bulunan tekrarlı ve kodlamasız DNA dizileri olan telomerler, genomun bozulmasını önleyen koruyucu bir kapak görevi görüyor. Bir hücre her bölündüğünde, bu kromozomların kopyalanması gerekiyor ve her hücreye yeni bir kopya veriliyor. Bunu yapan enzimler, kromozomun ucuna pek ulaşamıyor. Bu yüzden her kopyalamada, uç kısımdan bir miktar kayıp oluyor. Telomerler, tampon olarak biraz fazladan kromozom sağlıyor ve önemli genetik bilgileri kaybolmaya karşı koruyorlar.
Normal yaşlanma, telomer kısalmasıyla ilişkilendiriliyor. Telomer kısalması ise ölümle ve yaşa bağlı hastalıklarla bağdaştırılıyor. Fakat telomer kısalması, yaşlanma ve hastalıklar arasındaki bağlantı çok belli değil; bunun sebebi de kısmen, telomerlerin farklı doku tiplerinde nasıl değiştiğinin tam anlaşılamamış olması.
Alison Caldwell/Chicago Üniversitesi Tıp Fakültesi. Ç: O.