Trans Kadınlar Hamile Kalabilir mi?

0

Mats Brannstrom, rahim naklini gerçekleştirmeyi hayal ettiğinde, bu organı olmadan doğan ya da histerektomi (rahmin ameliyatla çıkarılması) zorunluluğunda kalan kadınlara yardım etmeyi amaçlamış. İsveç gibi taşıyıcı-anneliğin yasak olduğu ülkelerde, insanlara kendi çocuklarına sahip olma şansını vermek istemiş – Scientific Amircan

DD87BEA7-9BBD-4E4F-8CA27000C35D689F

Prosedürü kemirgen hayvanlar, koyun ve babunlar üstünde uyguladıktan sonra, ilk defa 2 yıl önce medikal olarak bir kadın hastasına uyguluyor ve kadın, bir erkek çocuk sahibi oluyor. Ardından diğer hastalarından da 4 bebek daha dünyaya geliyor. Ancak bu muazzam başarısı, hiç hesaba katmadığı bir etki yaratıyor. Bu gelişme, bazı trans-kadınlar (doğum sertifikasında erkek yazan ama kadın olarak tanımlanan) arasında bir umut ışığı doğuruyor.

Kulağa bu kadar fantastik gelen bir prosedürün, trans-kadınların bebek taşıyabilmesini mümkün kılıp kılamayacağını bilmek zor çünkü daha hayvanlar da bile denenmedi. Doğuştan kadın olan hastalardaki nakiller gerçekleştikçe, prosedürün ve ameliyatın daha rahat yapılması bekleniyor.  Başarılı ameliyatlar gerçekleştikçe, trans-kadınlar gibi daha ileri aşama gerektiren uygulamalar için de bir kapı aralanmış olacak.

Yakın gelecekte böyle bir dönemi hayal etmek biraz zor. Ameliyat, doğuştan kadın olanlar arasında bile hala deneysel aşamada. Bir düzineden biraz fazla nakil gerçekleşmiş ve sonuçlar karışık. Mesela, Amerika’nın ilk girişiminde, 26 yaşındaki hastada komplikasyon olduğu için organ geri alınmak zorunda kalınmış. Ve sadece Brannstrom ve ekibinde bebek başarılı şekilde gerçekleşmiş.

Riskli Olasılıklar

Problem şu ki, rahim nakli aşırı derecede karışık, kaynak-bağımlı ve düzinelerce sağlık personeline ve dikkatli bir bakıma ihtiyaç var. İlk olarak; rahim, atar ve toplardamarlar bir kadavradan ya da canlı bir gönüllüden alınmalı. Ardından organ hızlı ve doğru bir şekilde(özellikle başarılı bir menstrüasyon fonksiyonu ) alıcıya nakledilmeli. Eğer bir komplikasyon oluşmazsa, bir yıl sonra doktor in vitro fertilizasyon ile embriyoyu rahme yerleştirebilir. Ardından, organdaki stresi azaltmak için ve hasta sinirler olmadığından kasılmaları hissedemeyeceği için, bebek sezaryenle doğmalı.  Ve tabi organ naklinden sonra ve hamilelik esnasında da pek çok riskli yan etkileri olan çok güçlü anti-rejection ilaçlar alınmak zorunda.

Hamilelik, sadece fetüsü barındıracak bir dölyatağına sahip olmakla bitmeyen dinamik bir süreç. Dolayısıyla trans-kadınlar için sorunlar daha büyük. Fetüsü hamilelik boyunca desteklemek için vajinayla birlikte doğru hormonal çevreye ve fetüsü besleyecek damar düzenine de ihtiyaç var. Uzmanlara göre bu olağanüstü işlem teorik olarak mümkün, sadece kolay değil.

Şu şekilde işleyebilir: İlk olarak, hasta kastrasyon (bu olayda testislerin çıkarılması) işleminden geçirilip, yüksek dozda dışarıdan hormon verilmeli çünkü yüksek orandaki erkeklik hormonları, androjenler, hamileliği tehlikeye sokabilir. Ardından ameliyatla yeni-vajina oluşturulmalı ki, hasta regl olabilsin ve doktorlara rahme ulaşıp, rutin ve kontrolleri gerçekleştirebilsin. Yapay vajinanın yaratıldığı ve nakledilen rahme bağlandığı birkaç ameliyat gerçekleşmiş. Brannstrom’un doğuştan kadın hastalarının çoğunda Rokitansky Sendromu olarak bilinen, üst vajinanın olmaması durumunda, yeni-vajina ameliyatını uygulamış. (Genellikle alt vajinayı yukarıya doğru uzatıp genişleterek)Bu durumdan ayrı olarak, trans-kadınlarda da, kastrasyondan sonra yeni-vajina çoğunlukla penisten elde edilen deriyle yapılıyor.

Biyolojik Bağlantı

Hormonal ve anatomik problemler aşılsa da, doğuştan yumurta yerine sperm üretenler için bir sorun daha ortaya çıkıyor. Kastrasyondan önce, kişinin spermleri toplanıp, donörün yumurtasıyla in vitro döllenip, oluşan embriyo da kişiye yerleştirilene kadar dondurulmak zorunda. Ardından, eğer embriyo başarılı bir şekilde yerleştirilirse, trans-kadın plasenta üretemeye ve süt salgılamaya başlayabilir. Uzmanlar en büyük problemin hormonlar olduğunu düşünüyor çünkü hangi dozda hangi oranlarda uygulanılması gerektiği bilinmiyor.

Biyolojik engellerin yanında maliyet ve etik gibi birtakım sorunlar da baş gösteriyor. Erkekten kadına geçiş için yapılan genital ameliyatlar zaten en az $ 24.000 tutarken, rahim nakli finansal olarak ulaşılması neredeyse imkansız olur. Bunun yanında bazı jinekologlar, taşıyıcı-annelik ve evlat edinme gibi olanaklar varken; hayati bir durum söz konusu yokken böyle bir ameliyatın büyük bir risk olduğu görüşündeler. Diğer bir durum da nakledilecek organı bulabilmek. Kadından erkeğe geçmek için yapılan ameliyatlarda, 3 hastadan 1 inin organı bağışlamak istediği biliniyor. Ancak böyle bir protokol olmadığı için, teklifleri geri çevriliyor.

Brannstrom, dünyanın her yanından transgender bireylerden mail aldığını söylüyor. Ama Brannstrom, henüz bu prosedürü gerçekleştirmeyi planlamıyor; onun yerine rahimsiz doğan, kanser yüzünden rahmini kaybeden ya da diğer birtakım hastalıklardan kaynaklanan problemlere odaklanmak istiyor.

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz