AB cep telefonlarındaki yasağı geçtiğimiz yıl kaldırdı. Peki ABD neden yapmadı?
Dünyanın büyük bir kısmı için tatil sezonu geldi ve pek çoğumuz için bu durum ülkenin başka bir yerine uçarak ailemizi görmek ya da şanslıysak dünyanın başka bir tarafına uçup kış mevsiminden kaçmak anlamına geliyor. Her iki durumda da birçok ülkede uçağa binmek, taşınabilir elektronik cihazların uçak moduna alınması veya tamamen kapatılması yönünde o bilindik talimatla karşılanmak demek.
Bu tedbirin sebebi uzunca bir süredir, cep telefonlarının uçağın sistemlerine engel olabilme ihtimaliydi. Fakat AB, uçaklardaki cep telefonu kullanımına yönelik uzun süredir devam eden bu yasağı geçtiğimiz yıl kaldırma kararı aldı. Türk Hava Yolları da geçtiğimiz yıl uçaklarda kısa mesaj (SMS) kullanmayı serbest hale getirmişti. Peki neden hâlâ pek çok ülkede uçak modunun kullanılması gerekiyor?
Onlarca yıl Amerikan Havayolları için çalışmış bir havacılık danışmanı olan ve şimdilerde Southwest Havayollarında eğitmenlik yapan Richard Levy, ABD Federal Havacılık Dairesinin (FAA) resmî görüşünün, cep telefonu sinyallerinin uçağın iletişim ve navigasyon cihazlarına müdahale edebileceği yönünde olduğunu söylüyor. (FAA Popular Science‘ı, yolcuların tüm kabin çalışanlarının güvenlik talimatlarını takip etmesini gerekli kılan düzenlemelere yönlendirdi, daha fazla yorum yapmadı.)
“Edebileceği” kelimesi belli ki o cümlede çok iş yapıyor; peki gerçek risk ne? Levy, en azından modern uçaklarda navigasyon cihazlarına müdahale etme tehlikesinin asgari düzeyde olduğunu söylüyor ve şöyle açıklıyor: “Boeing ve Airbus’ın son uçaklarında navigasyon cihazları arabalardaki gibi GPS’e dayanıyor. [Cep telefonlarının o sisteme müdahale etmesi konusunda] tehlikenin sıfır olduğunu söylemeyeceğim ama sıfıra yakın.”
İletişim cihazları noktasında ise FAA’nın konuya ilişkin kılavuzuna bakmak yol gösterici olabilir. Bahsettiğimiz şey, “Uçakta Taşınabilir Cihazların Kullanımı” başlığı altında 91.21-1D sayılı Tavsiye Niteliğinde Genelge‘de yer alıyor. Bu belge, FAA’nın konuya ilişkin düşüncelerine dair bazı fikirler veriyor; özellikle “Tarih” kısmında yasak şöyle açıklanıyor: “Yasak 1961’in Mayıs ayında frekans modülasyon (FM) alıcılarının işletimini önlemek için yürürlüğe girdi. Bu cihazların, uçakların navigasyon ve iletişim sistemlerinin çalışmasına müdahale ettiği belirlenmişti.”
En azından bu kısım çok mantıklı çünkü uçakların iletişim frekansları ve FM radyo yayınları, elektromanyetik tayfın VHF bölgesinde çok benzer bir bölümü kullanıyor. Dünyanın çoğu kısmında (ABD dahil) FM radyo 87,5 MHz ve 108 MHz arasındaki frekansları kullanırken, uçakların iletişim frekansları 120 MHz civarında başlıyor. O halde kabinde transistörlü bir radyo dinlemeye çalışan birinin problemlere sebep olabilmesi kesinlikle mümkün.
Ancak cep telefonları FM radyolara göre çok daha yüksek frekanslar kullanıyor. En düşük frekanslı hücre bandı 698 MHz‘den başlıyor ve modern 4G ile 5G şebekeleri de çoğunlukla GHz aralığındaki frekansları kullanıyor. O zaman cep telefonlarının hava iletişiminde problemlere sebep olabilmesi son derece ihtimal dışı. FAA halihazırda biri 2006‘da, diğeri de 2012‘de yürütülen iki çalışmanın yürütülmesi için talimat vermiş ve bu çalışmalarda cep telefonu sinyallerinin uçakların sistemlerine müdahale ettiğine dönük hiçbir bulguya ulaşılamamış.
Yine de telefonların iletişim cihazlarına müdahale ettikleriyle ilgili anekdotlar var. Bu yılın başlarında bir pilot TikTok’ta, kablolu kafa kulaklıklarında parazit yaşadığını ve sanki kulağında “bir sivrisinek” varmış gibi hissettiğini belirtmişti. “İçinde 70, 80, 150 kişinin olduğu bir uçağınız varsa” diyor pilot, “ve üç ya da dört kişinin bile telefonu gelen bir çağrı için bir baz istasyonuna bağlanmaya çalışırsa, dışarıya radyo dalgaları gönderir. Bu radyo dalgalarının, pilotların kullandığı kafa üstü kulaklıkların radyo dalgalarına müdahale edebilme ihtimali var.”
Peki Levy bundan ne anlıyor? “Pilotun parazit yapan şeyin telefon olduğunu bildiğini kanıtlayın” diyor. “Parazite her türlü şey sebep olabilir. Bu noktada çok kuşkucuyum.”
Peki ABD neden yasağı kaldırmakta bu kadar isteksiz? Yorumlarını aldığımız birkaç kişi, ABD’deki otoritelerin konu üzerindeki uzlaşmazlığının “gerçek” sebeplerine yönelik teorilerini ortaya koyarken, sebepler bilimden ziyade faydacılıkla ilgili: Örneğin Gizmodo, bu yılın başında cep telefonu kullanımında devam eden yasağın tamamen “uçakta sorun çıkaran yolcularla” alakalı olabileceğini söylemişti. (Konuya ilişkin halktan yorum istenen 2012 FAA çalışması da bu görüşü destekliyor; gelen 148 yorumdan 79’unde yasağın kaldırılmasına karşı çıkılırken, “Yorumlarda ifade edilen genel endişe, cep telefonlarıyla konuşan yolcuların diğerlerini rahatsız edeceği yönünde”ymiş.)
Peki Levy böyle fikirlere itimat ediyor mu? “Ediyorum” diyor. “Sen ve ben marketteyiz diyelim ve biri çok gürültülü konuşuyor. Zarar vermek istemiyorlar ama sessiz konuşun ya da arabanıza gidin, parka gidin.” Bir uçakta elbette böyle bir kaçış mümkün değil ve start-up fikirleriyle ilgili sesli şekilde konuşan iki kişinin ortasındaki koltukta saatlerce mahsur kalma fikri de yepyeni bir cehennem çemberi gibi geliyor kulağa.
Levy ayrıca otoritelerin ilgisizliği bir problem şeklinde görüyor olabileceğini ileri sürüyor: “İnsanların yerde cep telefonlarını kullanmasını istememelerinin bir diğer sebebi de yolcuların dikkatlerini uçuş güvenlik talimatlarına vermesini istemeleri.” Bir şey fark eder mi bilinmez ancak Levy bu argüman üzerinde fazla durmuyor: “Avrupalıların da güvenlik talimatları var ve insanlar bunlara dikkatlerini veriyor.”
Peki yasağın kaldırılma ihtimali ne? Levy, yolcuların nefeslerini tutmaması gerektiği görüşünde. Cep telefonu kullanımına yönelik yasak havayollarının takdirine bırakılmamış; Federal Düzenleme Kanunları’ndaki iki ayrı başlıkta düzenleniyor. Kanunlar FAA ve ABD Federal İletişim Kurulu (FCC) tarafından konduğu için iki federal kurumun da konuya ilişkin görüşünü değiştirmeye karar vermesi gerekiyor.
Bu politikadaki değişimlere karşı çıkan güçlü kurumlar sadece FAA ve FCC değil; Levy, meslek birliklerinin de durumun olduğu gibi kalmasından memnun olabileceklerini ileri sürüyor. Ticari hava endüstrisinde, “Mesleki birlikler hâlâ büyük otorite sahibi” diyor. “Havayolu çalışanı birliklerinin FAA’nın yasağı devam ettirmesi için dilekçe sunup sunmadığını bilmiyorum ama eğer öyleyse, lobi güçleri fazla.”
“Ancak” diyor Levy, “nihayetinde konu ABD’nin bu yönde çok muhafazakar olması. Benim tahminim, hiçbir tehlike olmadığını kesin olarak kanıtlayan verileri bekledikleri yönünde.”
Yazar: Tom Hawking/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.