Volkswagen’in dizel motorlarında yapmış olduğu hilenin etkisi artarak devam ediyor. Amerikan Çevre Koruma Kurumu (EPA) geçen hafta pazartesi günü, otomobil üreticisinin Birleşik Devletler’de Virginia’da bulunan idare merkezine ağır bir mektup yolladı. Yollanan mektupta ise Volkswagen’i sevindirecek haberlerin aksine skandalın daha da büyümesine yol açacak yeni bulgular yer almaktaydı. EPA’nın mektubunda ifade edilene göre markanın emisyon değerlerinde hile yaptığı motorlar Jetta, Golf, A3, Beetle, Passat gibi modellerde bulunan 2 litrelik TDI’lar ile sınırlı değil. Rapora göre Volkswagen aynı zamanda 3 litrelik V6 TDI motorların emisyon değerlerinde de hileye başvurmuş.
Markanın büyük hacimli 3 litrelik dizel motorları 2 litrelik motorlarına kıyasla ABD’de ve dünyada çok daha az satış rakamına sahip. Örnek vermek gerekirse ABD’de sadece 10 bin araç 3 litrelik dizel motora sahipken, 2 litrelik dizel motora sahip olan araç sayısı 482 bin. Ancak elde edilen bulgular skandalın marka grubunun daha üst markalarına da sıçramasını sağlamış durumda. VW Touareg’de bulunan bu motor aynı zamanda 2015 model Porsche Cayenne ve 2016 model Audi Q5, A6, A7, A8 ve A8L’de de bulunmakta.
Kaliforniya Hava Kaynakları Kurulunda sunum gerçekleştiren EPA, markanın diğer model ve motor kombinasyonlarında da bu soruşturmayı yürüttüklerini açıkladı. Model fazlalığı ve motor seçenekleri göz önüne alındığında bunun gerçekten büyük bir soruşturma olduğu su götürmez bir gerçek. Aynı zamanda piyasadaki diğer otomobil markalarının dizel motorlarını da inceleyen EPA, şu ana kadar başka markalarda bu tarz bir hileye rastlanmadığını da açıkladı.
Bunların haricinde, iki hafta önce MIT ve Harvard University’nin ortaklaşa gerçekleştirdiği bir çalışmada, VW’nin açıklamasının üstündeki emisyon değerlerinin ABD çapında 60 kişinin direkt ölümüne neden olduğu ve birçok kişide de solunum yolları ve kalp rahatsızlıklarına yol açtığı belirlendi. Aynı çalışmada gizlenen emisyonların sağlık sektöründe 450 milyon dolarlık bir ek harcamaya sebep olduğu da vurgulandı. Ancak 2016’dan önce gerekli araçların piyasadan çekilmesiyle ekstra 840 milyon dolarlık bir sağlık harcamasından ve 130 kişinin ölümünden kaçınılabileceği belirtildi.
Yukarıda bahsi geçen istatistikler ciddi rakamlar içeriyorlar. Aynı zamanda bu iki çalışmanın etkisi düşünüldüğünde VW’nin hangi modellerinin etkilendiğini açıklamamakla marka değerini kaybetmeye devam edeceği ve kendini toplamakta zorlanacağı ortaya çıkan sonuçlardan. VW’nin bu bulgulara karşılık olarak yapacağı ilk hamle satışların durdurulması yönünde olacaktır. Sonraki adım ise uzlaşmacı tutumlarını kanıtlamak adına satılmış olan araçları geri çağırmak olacaktır.
Avrupa’da ve ABD’de açılan davalar ve muhtemel para cezaları düşünüldüğünde VW’yi uzun ve zorlu bir savaşın beklediği gün gibi ortada. Markanın ayakta kalacağını söylemek mümkün ancak bu sürecin markaya ciddi anlamda zarar vereceği ve markanın saygınlığının da finansal durumuyla doğru orantılı olarak zarar göreceği ayrı bir gerçek. Markanın özellikle ABD’de müşterileri kendine çekebilmek ve yeni bir marka imajı yaratabilmek adına yıllar boyunca çalıştığını düşünürsek, bu skandalla birlikte VW’nin bir ileri on geri adım attığını söyleyebiliriz.
