Yemek yemenin belli saatler ile kısıtlandığı bir beslenme şekli olan zaman kısıtlı beslenme (ZKB), kilo verme çevrelerinde giderek daha çok dikkat çekiyor. Salk Enstitüsü’nde çalışan bilim insanlarının yeni çalışması, ZKB’nin kilo kaybının ötesinde birden fazla fayda sağladığını gösteriyor. Çalışma ayrıca bu faydaların, cinsiyet ve yaşa bağlı olabileceğini de gösteriyor.
Çoğu ZKB çalışmasında, genç erkek farelerdeki kilo kaybına odaklanılıyor. Fakat Salk araştırmacıları, ZKB’nin diğer popülasyonlarda ilave faydalar sağlayıp sağlamadığını belirlemek istemiş. Araştırmacıların dün Cell Reports bülteninde yayımlanan bulguları, yaş ve cinsiyetin ZKB sonuçlarını etkilese de, yeme stratejisinin her iki cinsiyetteki genç ve yaşlılara birden çok fayda sağladığını ve ZKB’nin insanlarda tip 2 diyabet, yağlı karaciğer hastalığı ve karaciğer kanserinde (hatta COVID-19 gibi bulaşıcı hastalıklarda bile) önemli bir müdahale şeklinde kullanılabileceğini gösteriyor.
Salk Enstitüsü Düzenleyici Biyoloji Laboratuvarı’nda profesör olan Satçidananda Panda şöyle aktarıyor: “Çoğu klinik ZKB müdahalesinde, ana sonuç kilo kaybı oluyor. Fakat ZKB’nin sadece metabolik hastalıklarda değil, aynı zamanda bulaşıcı hastalıklar ve insülin direncine yönelik direnç attışında da iyi olduğunu keşfettik.”
Glukoz intoleransı, alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı ve karaciğer kanserine giden kaygan yokuştaki ilk adım. Karaciğer kanseri, görülme sıklığı ve ölüm oranları son 25-30 yılda azalmak yerine artan birkaç kanserden biri. Dahası, Amerikalıların yüzde 40’ından fazlası halihazırda diyabet veya prediyabet. Amerikan Diyabet Birliği, her sene 1,5 milyon yeni vaka görülmesini bekliyor. Bu gidişatlar, glukoz intoleransına yönelik basit bir tedavi bulmayı önemli bir öncelik haline getiriyor.
Farelere 16 saatlik orucun ardından ağızdan uygulanan glukoz testleri, ZKB’nin hem genç hem de orta yaşlı erkek farelerdeki kan glukozunun daha düşük artmasıyla ve normal kan şekeri seviyelerine daha hızlı dönmeyle ilişkili olduğunu, genç ve orta yaşlı dişi farelerdeki glukoz toleransında ise önemli bir iyileşme görüldüğünü ortaya çıkarmış. Benzer şekilde ZKB uygulanan orta yaşlı dişiler ve erkekler, her zaman yiyecek bulabilen kontrol grubu farelerine göre normal kan şekeri seviyelerine daha etkili şekilde dönmüş. Bu sonuç, ZKB’nin diyabeti önleme veya tedavi etmeye yönelik düşük maliyetli (veya maliyetsiz), kullanıcı dostu bir yöntem olduğunu gösteriyor ve laboratuvarın 2019 yılında insanlardaki metabolik sendrom üzerinde yaptığı ZKB çalışmasının sonuçlarını destekliyor.
Araştırmacılar, ZKB’nin hem erkekleri hem de dişileri sepsis (kan zehirlenmesi) kaynaklı ölümden koruduğunu bulmuşlar. Sepsis, özellikle salgında olmak üzere yoğun bakım ünitelerinde özel bir tehlike meydana getiriyor. Farelere sepsis benzeri bir durum meydana getiren zehir uygulayan araştırmacılar, hayatta kalma oranlarını 13 gün boyunca gözlemlemiş ve ZKB’nin hem erkek hem de dişi fareleri sepsis kaynaklı ölümden koruduğunu keşfetmişler.
ZKB yağlı karaciğer hastalığı, diyabet ve sepsis kaynaklı ölüme karşı koruma sağlamakla kalmamış, erkek farelerin kas kütlesini koruyup artırmasını ve kas performansını iyileştirmesini de sağlamış (söz konusu teki, dişilerde görülmemiş). Bu bulgu, iyileşen kas performansının düşmeye karşı koruma sağlayabileceği yaşlı kişilerde özel bir önem taşıyor.
Kaynak: Salk Enstitüsü. Çeviren: Ozan Zaloğlu.