Ve siz kötü bir gün geçirdiğinizi düşünüyordunuz.
Birkaç gün önce bir Reddit kullanıcısı, telefonunu kelimenin tam bir nükleer reaktörün içine düşürdüğü zaman, hayal edebileceğiniz en kötü yaz kampı öğleden sonralarından birini geçirdi.
Kendisi Kaliforniya’daki McClellan Nükleer Araştırma Merkezi’ni ziyaret ediyordu, sevimli, parlayan suyun bir fotoğrafını çekmek için telefonunu parmaklıklardan soktu ve evet, içeri düşürdü.
Bir nükleer reaktörde olabilecek en kötü şey elbette bu değil; ve tabii ki, bu Reddit, bu yüzden bu öyküyü uyduruyor da olabilir.
Fakat eğer doğruysa, telefonunuzu geniş bir su hacmine düşürmek (özellikle bir defa radyoaktif bir araştırma tesisi olarak sıkı şekilde korunuyorsa) epey korkunçtur… ve can sıkıcıdır.
Reddit kullanıcısı stanthepan, Bugün Bok Gibiydi (TIFU) altforumunda şöyle yazıyor: “Odada yaklaşık 10 saniyelik sessizlik oldu ve herkes az önce ne olduğunu anlıyordu ve telefonumun yavaşça batışını izliyorlardı,”
“Şanslıyım ki, operatörün ilk gösterisi bu değildi, bir yüzme havuzu ağı çıkardı ve üstüne attı ve bana getirdi. Şimdi bir gerizekalı gibi hissediyorum ve ‘su geçirmez” s5’imin biraz reaktör suyuna karşı dayanmasını umuyorum.”
Kendisi, telefonun bütün bu radyasyon ile hızlıca kızarmasını bekliyordu, fakat telefon bu deneyimden şaşırtıcı şekilde iyi çıktı (Reddit gönderisini yazmak için bile onu kullandı) ve bunun sebebi, hepimiz için iyi bir nükleer fizik dersi.
Nükleer reaktör çekirdeklerini çevreleyen su havuzları radyoaktif görünse bile, aslında çevredeki havadan daha az radyasyon içerirler.
Bunun sebebi, normal suyun yakıt hücrelerini soğuk tutmanın yanında, radyasyona karşı inanılmaz şekilde iyi koruma sağlamasıdır. Bunun sebebini anlamak için, bir nükleer reaktörün nasıl çalıştığını anlamanız lazım.
İlk olarak, çekirdek, bu süreçte bütün bir enerji yığını ortaya çıkaran atom bölünmesinin aralıksız bir zincir tepkimesini başlatmak ve kontrol etmek için, uranyum gibi bir yakıt kullanır.
Bu tepkimenin ürettiği yüksek enerjili parçacıkların çoğu, bütün şeyi çalışır halde tutmak için çekirdeğin içinde yansıtılır. Ve Davis, Kaliforniya Üniversitesi’nde bulunan McClellan gibi araştırma reaktörlerinde, bu parçacıkların bazıları ayrıca laboratuvarlara da ışınlanır, böylece görüntüleme çalışmaları için ve bilim insanlarının maddelerin bileşimlerini daha iyi anlamasına yardımcı olmak için kullanılabilirler.
Fakat ara sıra yüksek enerjili bir parçacık çekirdekten kaçar ve uzun mesafeler kat edeceği havaya girmek yerine, onu hemen yavaşlatan ve Çerenkov ışıması adı verilen mavi bir parlama şeklinde biraz görsel bir şok dalgası oluşturan bir su havuzuna girer.
Bu yüzden, nükleer bir çekirdeği çevreleyen suda doğrudan yüzmediğiniz müddetçe, iyi olacaksınızdır.
Fakat peki suyun emdiği bütün ısıya ne olacak, diye sorabilirsiniz? Reaktör havuzları aslında tahmin edebileceğiniz kadar sıcak değildir; çoğu araştırma reaktörü havuzu, rahat bir 35°C civarında durur ve yaklaşık 50°C’ye ulaştıklarında kapanırlar.
XKCD’nin açıkladığı üzere, eğer harcanmış nükleer yakıt etrafında bulunan suda yüzmeyi tasarlıyorsanız, aslında radyasyon tarafından öldürülmek yerine, yoldaki nöbetçiler tarafından vurulmanız çok daha muhtemeldir.
Bu yüzden, stanthepan’ın telefonu, başka bir gün selfi çekmek için yaşıyor. Gezi çıkışında, kendisi ve telefonu, ziyaretleri sırasında ne kadar radyasyona maruz kaldıklarına bakmak için tarandılar ve bu miktar sadece 0.9 milirad idi.
Bunu değerlendirmek gerekirse, gerçekten herhangi bir sağlık etkisi deneyimlemeden 100 rada kadar maruz kalabilirsiniz.
Ah, ve eğer merak ediyorsanız, stanthepan’ın telefonunu düşürmeden önce çektiği fotoğraf işte bu. Buna değer:
Kendisinin tam gönderisi aşağıda (ve yorumlardaki korkunç radyasyon söz oyunlarını okumak için gerçekten Reddit’e gitmelisiniz):
“Şimdiye kadar yaptığım en sakar şey konusunda altın madalyayı bu alır. Bir yaz kampında nükleer teknoloji çalışıyorum ve McClellan nükleer araştırma tesisini görmek için bir alan gezisine gittik. Binaya girdik, reaktör işletmecilerinden birisi bizi merdivenlere alarak tanka götürdü (çekirdek, tankın tepesinden görünüyordu).Tankın üstü açıktı ve işletmeci bizi tam tankın üstünde bulunan metal bir ızgaraya aldı. Şimdi orada ‘kutsal bok, içine düşeceğim’ diye düşünüyordum, çünkü yüzme yeteneklerim hiç yok gibiydi ve bir ı-ıh radyoaktif bok karmaşasına maruz kalarak boğulmayı tercih etmem.İşletmeci, reaktörün nasıl çalıştığı hakkında hepimize bir özet verdikten sonra, tankın dibindeki derin mavi çekirdeği görebilelim diye ışıkları kapattı. Herkes telefonlarını çıkarmaya ve fotoğraf çekmeye başladı ve siz de muhtemelen birazdan burada ne olacağını tahmin edebilirsiniz.Kahretsin.Oda yaklaşık 10 dakika boyunca sessizleşti ve herkes ne bok olduğunu anlıyor ve telefonumun yavaşça batışını izliyordu. Şanslıyım ki, operatörün ilk gösterisi bu değildi, bir yüzme havuzu ağı çıkardı ve üstüne attı ve bana getirdi.Şimdi bir gerizekalı gibi hissediyorum ve ‘su geçirmez” s5’imin biraz reaktör suyuna karşı dayanmasını umuyorum. Bu gönderiyi yazmam için yeterince işlev gördüğü ortaya çıktı.”