29 Haziran, Kayıtlardaki En Kısa Gündü

0
Çok yavaş şekilde hızlanan Dünya, Uluslararası Uzay İstasyonu'ndan böyle görünüyor. Fotoğraf: NASA Johnson

Gezegenimizin hızlı dönüşünü düzeltmek için zamanda bir saniye geri gitmeli miyiz?

Dünya, yeni bir dünya rekoru kırdı: Gezegenimizin dönüş hareketini inceleyen bilim insanları, 29 Haziran’ın kayıtlardaki en kısa gün olduğunu onaylıyor. Dünya ekseni etrafındaki bir tam dönüşünü tamamlarken, bu dönüşün hızı günün uzunluğunu belirliyor (ufak dalgalanmalarla birlikte yaklaşık 24 saat). Fakat 29 Haziran’da Dünya normalden biraz daha hızlı döndü ve günümüzü 1,59 milisaniye kısalttı.

Bu her ne kadar tarihi bir haber olsa da, şaşırtıcı değil. Gökbilimciler 1960’lı yıllardan beri atom saatleri yardımıyla Dünya’nın dönüşünü kayıt altına alıyor. Uluslararası Gökbilim Birliği ve Uluslararası Jeodezi ve Jeofizik Birliği, Dünya’nın dönüşünü gözlemleyip küresel zamanı korumak üzere 1987 yılında Uluslararası Dünya Dönme ve Referans Sistemleri Hizmeti‘ni kurdu. Fakat araştırmacılar geçtiğimiz yıllarda tuhaf bir kalıp gözlemledi. Dünya gittikçe daha hızlı dönüyordu. Gezegenimiz 2020 yılında kayıtlardaki en kısa 28 günü yaşadı. 19 Temmuz 2020 tarihinde gece yarısı, beklenenden 1,47 milisaniye daha erken geldi. Dünya’nın dönüş hızı 2021’de yavaşlamadı fakat 2021 yılı 2020’den çok az daha uzun sürdü.

Dünyanın En Hassas Saati Einstein’ı Yine Haklı Çıkarıyor

2022 yılı da hızlı geçme yolunda ilerliyor. Fakat hızlı geçen tek gün 29 Haziran değildi. 26 Temmuz’da gezegenimiz gece yarısına 1,50 milisaniye daha erken girmişti. Gezegenimiz hızlı dönmeye devam ederse, bu rekoru yakın gelecekte yeniden kırabilir.

Peki Dünya’nın neden acelesi var? Bu sorunun cevabını halen bilmeseler de, gökbilimcilerin bazı kuramları var. Asya Okyanusya Yerbilimleri Topluluğunun yaklaşan yıllık toplantısında gökbilimcilerin günün kısalan uzunluğunu ve bu durumun “Chandler yalpalaması” adı verilen bir olguyla nasıl ilişkili olduğunu tartışması bekleniyor.

Chandler yalpalaması, Dünya’nın dönüşünde çok hafif bir değişime sebep olan küçük ve düzensiz hareketleri kapsıyor. Bir topacın yavaşlamaya başladığı zaman sergilediği sallanma hareketine benziyor. Atmosferdeki ve okyanusun dibindeki basınç değişimlerinin, Dünya’nın dönüş eksenini değiştiren yalpalamalara sebep olduğu düşünülüyor. Uluslararası Gökbilim Birliğinde çalışan gökbilimci Leonid Zotov, “Chandler yalpalamasının normal büyüklüğü, Dünya’nın yüzeyinde üç ila dört metre kadar” diyor. “Fakat 2017’den 2020’ye kadarki dönemde ortadan kayboldu.” Dünya’nın dönüş hızındaki değişimlerle ilgili diğer kuramlar, eriyen buzulların kutuplarda daha düşük ağırlık oluşturmasını, sismik faaliyetleri ve iç kısımdaki erimiş çekirdekte yaşanan değişimleri kapsıyor.

29 Haziran’da gece yarısının erken geldiğini muhtemelen fark etmemişsinizdir. Biz milisaniyeleri sayamasak da, bilgisayarlar sayabiliyor. Gökbilimciler ise Dünya’nın dönüş hızı artmaya devam ederse, bu durumun makinelerin zamanı tutma şeklini etkileyebileceğinden endişeleniyor. GPS uyduları ve akıllı telefonlar, bilgisayarlar ile diğer iletişim cihazları atom saatlerini kullandığından, dönüş hızının artması bu cihazların çalışmasını etkileyip onları kullanılamaz hale getirebilir.

Dünya Daha Hızlı Dönerse Ne Olur?

Uluslararası çapta zaman tutan uzmanlar, Aralık ayının sonuna negatif bir artık saniye eklenmesi fikrine ilgi duyuyor. Bu fikre göre zamanı Dünya’nın dönüşüyle uyumlu halde tutmak için saatlerimizden bir saniye çıkarılacak. Fakat herkes bu öneriye katılmıyor: Facebook’un ana şirketi Meta, 25 Temmuz’da yayımladığı bir blog gönderisinde negatif artık saniye eklenmesinin 1970’li yıllardan kalan eski bir fikir olduğunu ve günümüzdeki veri programları ile teknolojilerinin çökmesine yol açabileceğini iddia ediyor.

Dünya’nın nihayetinde yavaşlayacağını mı yoksa acele etmeye devam mı edeceğini kimse bilmiyor; uzmanlar için bile ortada net bir durum yok. “Bence en kısa gün uzunluğunda bulunma ihtimalimiz yüzde 70 ve negatif bir artık saniyeye de ihtiyacımız olmayacak” diyor Zotov.

 

Yazar: Jocelyn Solis Moreira/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz