Bilim insanları ilaçların vücudu nasıl etkilediğini anlamak için sıklıkla farelerde veya küçük hayvanlarda ilacın yaptığı etkiye bakıyor ve çıkan sonuçlardan faydalanarak insanlar üzerindeki etkiyle bağlantı kurmayı deniyorlar. Fakat fareler insan değil ve bambaşka vücut fonksiyonlarına sahipler. Bu nedenle son birkaç yıldır araştırmacılar daha iyi bir yaklaşım üzerinde çalışıyorlar: Petri kabında çoğaltılan ve kapta çoğalmaya devam eden fakat gerçek organlar gibi fonksiyon gösteren ufak organlar (organoidler).
Cincinnati Çocuk Hastanesi araştırmacıları bu hafta insan midesinin bir bölümüyle yaptıkları çalışmalarında sindirim enzimi ve asit üretimi yapma yeteneğini tamamladığını duyurdu. Petri kabındaki midenin işlerin gerçekten nasıl yürüdüğünü ve işler ters gittiğinde aslında neler olduğunu anlamaya yardım edebileceğini söylüyorlar.
İnsan midesi hepsi farklı fonksiyon gösteren birden çok bölüme sahip. Araştırmacılar petri kabında çoğaltma yapmak için asit ve sindirim enzimi üretiminin yanında az da olsa yediklerimizi mekanik sindirime uğratma görevini yerine getiren fundus adı verilen bölümü seçtiler. Fakat midenin bu hayati bölümü aynı zamanda hastalıklara (özellikle bazı hastalıklara) karşı zayıf. Fazla asit, asitlerin geriye kaçışına veya H. Pylori bakterisi enfeksiyonu ülserlere ve iltihaplanmaya yol açıyor. Bilim insanları bu hastalıkların mide dokusunda nasıl gelişim gösterdiği üzerinde çalışmanın tedavi etme sürecini geliştirebilmek adına iyi olacağını umuyor.
Çalışmanın başyazarı James Wells “Hastalığın ilerleyişi mikroskopta incelenerek ortaya çıkarılabilir.” diyor. Fakat aynı zamanda midenin kendi kendini nasıl onardığını da görebilirsiniz. Fazla asit midede biriktiğinde sıklıkla midenin derinliklerine kadar her yer iltihaplanıyor. Bazı ilaçlar (Prilosec gibi) üretilen asit miktarını azaltarak hastalığı tedavi ediyor. Wells’in söylediğine göre bu iyileşme sürecini ve neye katkı yaptığını görmek araştırmacılara yeni ve potansiyel olarak daha iyi bir iyileşme yöntemini bulma fırsatını verdiği gibi bağırsak mikrobiyomunun daha iyi anlaşılmasını da sağladı. Çalışmaları ise bu hafta Nature’da yayılamdı.
Araştırmacıların bu bulgusu, midenin başka bir bölümü olan, iştah açıcı ve hayati göreve sahip hormon salınımını sağlayan kemikiçi oyuğu üzerinde yapılan çalışmadan iki yıl sonra bulundu. Her iki mini organ da her hücreye dönüşebilme ve kopyalanma yeteneğine sahip kök hücrelerden üretildi.
Birçok bilim insanının nihai hedefi sahada kullanılabilen kredi kartı boyutunda olan, insan vücudunda bulunan her organın organoidini içeren bir “çipte insan” üretmek. Bu çipin yeni ve eski ilaçların bütün vücuda nasıl etki ettiğini, ilaçların potansiyel olarak gösterdiği (ateş gibi) yan etkileri ve hedeflenen tedavilerde yol göstermesi bekleniyor.
Bir gün aynı işlemin insanlara nakledilen misafir organların da büyümesinde işe yarayacağı düşünülüyor. “Gelecek olası adım, nakil tedavilerinde kullanılan dokuların daha işlevsel kullanılabilecek olması.” diyor Wells. Bu fikir kayıp organ bölümlerinin ince bağırsak, pankreas veya kalbin herhangi bir parçasının geri konmasında da yardımcı olabilir. Fakat bu işlem en az birkaç yıl sonrasında yapılabilir. Şimdilik, bu organoidler bilim insanlarına bağırsaklarımızın gizemini az da olsa azaltarak yardım ediyor.
Çeviren: Firdevs Şahin