Kızamık 2000 yılında Birleşik Devletler’de yok edilmişti. Fakat şimdilerde kızamık hakkında tekrar konuşmaya başlamamız gerekiyor gibi. Çünkü virüs ABD’de yok edilmiş olsa da pek çok yeni vaka ülkeye giriş yapmaya başlamış gibi görünüyor.
Eğer 1968 yılından sonra Amerika’da doğduysanız kızamık ile hiçbir etkileşimde bulunmadan bütün bir yaşamınızı geçirmişsiniz demektir. Bu konuda kendinizi şanslı sayabilirsiniz. Çünkü virüs 40°C ateşe, iltihaplanmış sulu gözlere, öksürüğe ve ek olarak en başta beyaz küçük noktalar olarak başlayıp sonrasında tüm vücuda yayılan ve zamanla kırmızı kaşıntılı olarak devam eden döküntülere neden oluyor. Üstelik bu belirtiler sadece basit bir kızamık vakasında başınıza gelebilecekler. Bütün bunların dışında kızamık hastalarının yüzde 30’u ishal, zatürre, beyin iltihaplanması ve kalıcı körlük gibi ağır komplikasyonlarla karşı karşıya kalabiliyorlar. Sağlık hizmetlerine ulaşabilmenin kolay olduğu yerlerde çok az insanın ölümüne sebep olan bu hastalık – sadece yüzde 0.3 – fakir ve yeterince beslenemeyen topluluklarda yüzde 30 gibi çok yüksek oranlara çıkabiliyor.
Kızamık aşısından önce her sene 3 – 4 milyon kişi bu hastalığı geçiriyordu ve hastalığı geçirme yaşı maksimum 15’di. Aslında şöyle bir bakıldığında bu iyi bile görünebilir. Eğer çocukken bu hastalığı geçirirseniz aynı suçiçeği hastalığında olduğu gibi bir daha geçirmiyorsunuz. Fakat bu durum aynı zamanda kalıcı komplikasyon ve öldürücü durumların çocukları etkileyebileceği anlamına da geliiyor.
Çocukların ciddi hastalıklara yakalandığı bir dünyada yaşamanın nasıl bir şey olduğunu bir nevi unutmuş gibiyiz. Ölümün olmadığı bir dünya çok gerçekçi değildir ama şöyle de bir bakış açısı yaratmak gerekirse , 2000 ile 2012 yılları arasında kızamık aşısı 13.8 milyon insanın hayatını kurtardı. Ama bizler şimdiki yaklaşımımızla devam edecek olursak o zaman karşımıza bambaşka bir senaryo çıkmış olacak. 1989-1991 yılları arasında kızamık çok ciddi bir geridönüş sergiledi çünkü yeterince insan aşılanmamıştı – ve şimdilerde yine bu durumun çok yakınlarında olabiliriz.
Birleşik Devletler izole olmuş değil
Daha az insan çocuğuna aşı yaptırdıkça , Amerika’yı on yıllardır koruyan topluluk bağışıklığı yitiriliyor. Ayrıca Amerika’da kızamık yaygın değil diye bu dünyanın başka yerlerinde virüsün olmadığı anlamına gelmiyor. Son on yılda, Amerika’da görülen neredeyse bütün kızamık vakaları yurtdışında enfekte olmuş kişilerden kaynaklanmıştır. Ve aşılanmayı reddeden Amişler ve dini sebeplerden dolayı aşılanmayan topluluklar gibi gruplar nedeniyle pek çok salgın ortaya çıkmıştır. 970 kızamık vakasının olduğu bir çalışmada epidemiyologlar, hastaların yüzde 60’ının aşıya ulaşma imkanı varken aşılanmadığını göstermişlerdir. Ve aşılanmayanların yüzde 70’inin ise aşılanmama sebebi tıbbi değildi.
Asıl problem aşılanmama kararını alan insanların sadece kendilerini değil, çevrelerini de etkilemeleri.
Kızamık yüksek derecede bulaşıcıdır
Aslında bakmak gerekirse karşımızda bulaşıcılık düzeyi en yüksek hastalıklardan biri var – Hastalık Kontrol Merkezi’nin bulaşıcı hastalıklar listesinde kolera ve veremin yanında kızamık da bulunuyor. 10 tane sağlıklı insan bir tane kızamıklı hastayla aynı ortamda bulunduysa 9 tanesi hastalığı kapıyor. Bir dakika düşünün. 21 kişinin olduğu bir iş yerinde çalışıyorsunuz ve bir kişi kızamıklı bir şekilde ofise geldi (ki bu oldukça kolaydır, zaten belirtileri göstermeden önce bulaştırıcısınızdır) , sadece iki çalışan sağlıklıyken, kalan herkes ya evde ya da hastanede en azından bir hafta geçirmek zorunda kalırdı.
Bu yüzden aşı önemli bir konudur. Kızamık hava yoluyla bulaşır ve hastalığı kapmak çok kolaydır. Yine de aşıyı olmak da tam koruma sağlamıyor.
Aşılar %100 etkili değiller – sırf bu yüzden aşılanmalıyız
Çocukken kızamık aşısını yaptırdıysanız (bugünlerde kabakulak, kızamıkçık ve suçiçeği ile kombine olarak yapılıyor) kızamığa karşı bağışıklığınızın olduğunu düşünüyor olabilirsiniz. Kötü bir haberimiz var. Bağışık olmayabilirsiniz. Kızamık aşısı oldukça koruyucudur – tavsiye edilen iki dozu yaptırdığınız zaman yüzde 97 oranında koruma sağlıyor tek bir doz aşı aldığınızda yine de yüzde 93 oranında korunuyorsunuz. Ama zaman geçtikçe bağışıklığınızı kaybetmeniz mümkün. Araştırılan 970 kızamık vakasından yüzde 40’ı önceden aşılanmış kişilerden oluşuyordu. Aşı olmak her zaman için kesinlikle bağışık olduğunuz anlamına gelmiyor. Bu yüzden eğer bağışıklık durumunuz hakkında endişeliyseniz “titre” denilen ve kanınızdaki kızamık aşısına karşı üretilmiş antikor seviyesini ölçen testi yaptırabilirsiniz.
Aşının çok da mükemmel olmadığını gördükten sonra aşı yaptırmaktan yine de vazgeçmemek gerekiyor. Kızamık için çok duymamışsanız da grip için duymuşsunuzdur – Eğer bu aşı işe yaramayacaksa neden bu aşıyı yaptırıyorum? Çünkü grip de kızamık gibi korkunçtur. İki hastalığı da geçirmek istemezsiniz ve aşılanmak, hastalığa yakalanma riskini çok yüksek oranda azaltmaya değer. Ama daha da önemlisi, sadece kendiniz için aşılanmazsınız. Çoğunluğun iyiliği için aşılanırsınız.
Topluluk bağışıklığı, aşılar hakkında konuşmak gerekirse üzerinde durulması gereken bir terimdir. Ve özellikle söz konusu kızamıksa iyi bir nedeniniz vardır. Hastalık ne kadar bulaşıcı ise bir salgını önlemek için daha çok insanı aşılamak zorundasınız. Ve kızamık için bu oran yüzde 95’dir, özellikle küçük çocuklar, bağışıklık sistemi zayıf kişiler ve yaşlılar bu gruba dahil edilmelidir. Amerika’daki 50 eyaletin kaç tanesinde okul çağındaki çocuklar kızamık için yeterince aşılanmıştır tahmin etmek ister misiniz? 22. Peki ya 3 yaş altı çocuklarda durum nedir derseniz? O zaman da sadece 9 eyalette yeterince aşılama yapıldığı karşımıza çıkıyor.
Yetişkinlerdeki aşılanma oranı şimdilerde yüksektir ama eğer çocuklar daha küçükken aşılanmazsa gelecekteki yetişkin topluluğu kızamık için o kadar dirençli olmayacak. Aynı zamanda potansiyel olarak öldürücü olan bir virüs için hiç aşı yaptırmamış insanlarla karşı karşıya geliyoruz. Yani eğer aşıyı kendiniz için yaptırmayacaksanız en azından güçsüz dedeniz veya yeni doğmuş yeğeniniz için yaptırın. Her şeyi geçelim, tramvayda yanınızda oturan ve sizi hiç etkilemeyen hastalığınız nedeniyle hastalanıp ölebilecek çocuk için yaptırın. Evet, aşı belki işe yaramayabilir – ama hastalığa kesin bir yatkınlıktansa hastalık için belirsiz bir bağışıklık daha önemlidir.