Sadece 11 ışık yılı uzaklığında!
Güneş Sistemimizden sadece 11 ışık yılı uzaklıkta bulunan ve yeni keşfedilen bir ötegezegen, sahip olduğu sıcaklık bakımından şimdiye kadar bulduklarımız arasında yaşama ev sahipliği yapma ve onu destekleme ihtimali en yüksek olan ikinci gezegen.
Dünya boyutundaki Ross 128 b gezegeni, inaktif kızıl cüce Ross 128’in Goldilocks bölgesinde dönüyor. Bu durum, yaşam için elverişlilik konusunda başlangıçtaki tüm gereksinimleri karşıladığı anlamına geliyor: gezegen muhtemelen gazlardan değil, kayalardan oluşuyor; ayrıca yıldızına olan uzaklığı, bildiğimiz şekliyle yaşama ev sahipliği yapabilecek sıcaklıkta olabileceği anlamına geliyor.
Gezegen, Şili’deki Avrupa Güney Gözlemevi’nin Yüksek İsabetli Radyal süratli Gezegen Arayıcısı (HARPS) kullanılarak bulundu; bu araç, türünün en isabetli olanı. Ayrıca araştırmacıların gezegeni açıklığa kavuşturması uzun bir zaman aldı.
Cenevre Gözlemevi’nden gökbilimci Nicola Astudillo-Defru, ScienceAlert sitesine konuşarak “Bu yıldızı gözlemeye 2005 yılının Temmuz ayında başladık” diyor.
“2013’ten beri, gözlemimiz daha yoğun olmaya başladı ve gezegenin sinyali, 157 gözlemden hemen sonra tespit edilecek kadar güçlü hale geldi.”
İşte Ross 128 b hakkında şimdiye kadar bildiğimiz şeyler. Kütlesi, Dünya’nın kütlesinin 1.35 katı. Bu durum, büyük ihtimalle kayalardan oluşan bir gezegen olduğu anlamına geliyor; çünkü bildiğimiz kadarıyla gazdan oluşan gezegenler dev boyutlu olmaya yatkınlık gösteriyorlar.
Ross 128 b’nin kayalı bir gezegen oluşunu destekleyen bir başka nokta daha var: evsahibi yıldızına nistepen yakın duruyor. Aslında, Dünya’nın Güneş’e olan mesafesine göre kendi yıldızına 20 kat daha yakın ve bir tam dönüşünü 9.9 günde tamamlıyor.
Peki yaşam barındırmak için neden çok sıcak değil? Ross 128, soğuk ve soluk bir kızıl cüce. Kendisi bizim sarı Güneş’imizden daha az ışıma yayıyor, bu yüzden Ross 128 b, Dünya’ya göre sadece yaklaşık 1.38 kat fazla ışık alıyor. Denge sıcaklığının -60 ile 20 derece Celsius arasında olduğu tahmin ediliyor.
Yıldız, parlama bakımından da diğer kızıl cücelerden çok daha sessiz; tıpkı güneş sistemimiz dışındaki en yakın komşu gezegen olan Proxima Centauri b‘nin etrafında dönen kızıl cüce Proxima Centauri gibi. Bu yüzden Ross 128 b’deki koşullar muhtemelen çok daha dengeli.
Araştırmacılar bütün bu şeyleri, radyal sürat ile gezegen tespit etme yöntemini kullanarak hesaplayabildiler (bu yöntem, genelde duyduğumuz geçiş yönteminden farklı) ve bu yöntemin yeni ötegezegenler bulma konusunda hâlâ bir sürü potansiyel barındırdığını gösterdiler.
Geçiş yöntemi, gezegen bulmada en yaygın kullanılan yöntemlerden birisi. Bu yöntemde bir ötegezegenin varlığına karar verilirken, evsahibi olan yıldızın önünden geçmesi temel alınıyor. Gezegen teleskop ile yıldız arasında dönerken, yıldızın ışığının sönükleştiği görülüyor.
Kepler uzay aracı ötegezegenleri bu yöntemle keşfediyor ve bu şekide 2.337 tane onaylanmış ötegezegen buldu. Bu durum, doğrudan rakamlara dayalı olarak ötegezegen bulma konusunda söz konusu yöntemi en üretken yol haline getiriyor.
Ancak geçiş yönteminin önemli bir zayıf tarafı bulunuyor. Yöntem, gezegenin yörüngesinin teleskop ile yıldız arasından geçecek şekilde hizaya girmesini gerektiriyor.
Bu şekilde hizalanmamış ötegezegenler için, evsahibi yıldızın radyal sürati kullanılarak bir ötegezegenin varlığı anlaşılabiliyor.
Temel olarak bir gezegen bir yıldızın etrafında döndüğünde, yerinde sabit durmuyor. Gezegen, yıldız üzerinde de çok hafif bir kütleçekim kuvveti uyguluyor ve küçük bir daire veya elips içinde hareket etmesine sebep oluyor.
Bu durum, bir yıldızın Dünya’ya olan uzaklığının hafif şekilde değiştiği anlamına geliyor; ayrıca bu gerçekleştiği zaman, yıldızın sahip olduğu ışık tayfı değişiyor. Dünya’ya yaklaştığı zaman hafif şekilde daha mavi oluyor; uzaklaştığı zaman hafifçe daha kırmızı hale geliyor. Buna Doppler değişimi deniyor ve radyal sürat yöntemi bunu ölçüyor.
Bu, emek isteyen bir iş. Ross 128 b’nin keşfedilmesi için HARPS aracı ile on yıldan fazla süre gözlem yapıldı.
“Yıldız bize yakın olsa bile, verideki yapay etkilerin üstesinden gelmemiz gerekiyor” diyor Astudillo-Defru.
“Örneğin yıldız yüzeyinin dinamiği, veriye sinyal sokuyor. Yıldızların ve gezegenlerin ürettiği sinyaller benzer olduğunda, iki sinyali çözmek zor oluyor.”
“Bu yıldızı gözlemlemeye 2005 Temmuz’unda başladık. 2013’ten beri, gözlemimiz daha yoğun hale geldi ve gezegenin sinyali, sadece 157 gözleme ulaştıktan sonra tespit edilecek kadar güçlü olmuştu.”
Henüz bilmediğimiz şey ise, Ross 128 b’nin bir atmosferi olup olmadığı; bu, en iyi şekilde geçiş yöntemi ile kararlaştırılan bir şey. Fakat şu an yapım aşamasında olan ve ilk ışığı 2024 yılında görmesi beklenen Aşırı Geniş Teleskop, gezegeni doğrudan görüntüleyecek kadar güçlü olacak ve umut ediyoruz ki yaşamı işaret eden biyolojik işaretleri tespit edecek.
Astudillo-Defru şöyle açıklıyor: “Hangi biyolojik işaretleri arayacağımız konusunda bazı fikirlerimiz var. Elbette bunlar sadece Dünya’da bildiğimiz şeylere dayalı.”
“Güneş benzeri bir yıldız (51 Peg b) etrafındaki ilk ötegezegen keşfi, beklenmedik bir sürpriz olmuştu çünkü kendi yıldızından böylesi bir uzaklıkta dönen böyle bir gezegenin bulunması beklenmiyordu. Benzer şekilde, belki de Ross 128 b’nin atmosferinde Dünya’dakilerden farklı olan biyolojik işaretçiler bulacağız (bunu kanıtlamak daha zor), bu yüzden… öğrenmeye devam edeceğiz.”
“Sessiz bir M cücesi etrafında 3.4 parsekteki ılıman bir dış-Dünya” başlıklı tez, Astronomy & Astrophysics bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert