Araştırmacılar, türünün en büyüğü olarak nitelendirdikleri bir çalışmada, Toxoplasma gondii isimli tek hücreli bir parazit enfeksiyonu ile şizofreni arasında bağlantı olduğuna dair yeni bulgular elde etti.
Dünya çapında en az 2 milyar insanda bulunduğu tahmin edilen T. gondii, bulaştığı çoğu insanda belirti göstermiyor; ancak akut toksoplasmosiz vakaları tehlikeli olabiliyor.
Sağlıklı yetişkinlerin, genelde T. gondii bulaşması yönünden tehlike altında olmadıkları düşünülüyor. Fakat çocuklar veya bağışıklık sistemi baskılanmış olan insanlar, grip benzeri şiddetli belirtilere ek olarak, bulanık görme ve beyin iltihabı gibi sorunlar yaşayabiliyorlar.
Hamile kadınların da dikkatli olması gerekiyor çünkü parazit, ceninde anormalliklere ve hatta düşüğe sebep olabiliyor.
Ancak fizyolojik tehlikelerden ayrı olarak, bu parazitle ilişkilendirilen tuhaf ve daha belirsiz olan tehlikeler hâlâ büyük oranda varsayımsal. Bununla beraber, yapılan çok sayıda araştırma ise tuhaf bir şeylerin döndüğünü öne sürüyor.
Ortadaki sebep sonuç ilişkisi hâlâ çok tartışmalı; fakat beyinde yaşayabilen bu parazit, davranış değiştiren bir sürü etkiyle ilişkilendirilmiş durumda.
Parazit, neredeyse tüm sıcak kanlı hayvanlara bulaşabiliyor ve T. gondii bu canlıların içine girdiğinde, olağandışı şeyler meydana geliyor.
Kemirgenlerde; hayvanlar görünüşe göre çekingenliklerini kaybediyorlar ve daha fazla keşfetme meraklısı olurken, kedi kokularına karşı olan tiksintilerini kaybediyorlar.
Aynı türden tehlikeli davranışlar, insanlarda yapılan çalışmalarda da gözlenmiş. T. gondii enfeksiyonları ve araba kazaları ile girişimcilik faaliyetlerine kadar her şey arasında belgelenmiş bağlantılar mevcut.
Başka araştırmalar da, bu parazitin intihar oranlarını artırabileceğini öne sürüyor. Ayrıca çok sayıda araştırmada, içinde epilepsi, Alzheimer, Parkinson ve diğerlerinin bulunduğu bir dizi nörolojik bozukluğu da içeren durumlar ile bağlantılar kurulmuş.
Pek çok araştırmacı, düşünce değiştiren bu kedi parazitinin bu fizloyojik değişimleri gerçekten oluşturup oluşturmadığını henüz gösteremediğimizi, bunların sadece ilişkilendirildiğini belirtiyorlar; fakat tartışma devam ederken, bu rastlantılar konusunda daha fazla bulgu ortaya çıkıyor.
Bu doğrultuda, Danimarka’daki Kopenhag Üniversitesi Hastanesi’nde çalışan araştırmacıların önderlik ettiği yeni bir çalışmada, Danimarka Kan Bağışçısı Çalışması‘na katılan 80.000’den fazla bireyin verisi incelenmiş. Bu dev topluluk, araştırma takımının “şimdiye kadar bu alanda yapılmış en büyük serolojik çalışma” şeklinde adlandırdığı araştırmanın temelini oluşturuyor.
Araştırmacılar, T. gondii ve diğer bir yaygın patojen olan uçuk virüsü sitomegalovirüs (CMV) ile zihinsel hastalıklar arasındaki bağlantıları araştırmak için, söz konusu kan çalışmasında yer alan ve psikiyatrik durumlar ile kaydolan 2.591 bireyi belirlemiş ve bu kişilerin kanlarında, bu iki enfeksiyonun göstergesi olan immunoglobülin antikorlarının izlerini aramışlar.
Yapılan kan çalışmasında, T. gondii enfeksiyonu bulunan ve bir kontrol grubuyla karşılaştırılan bireylere; enfeksiyonu olmayan kişilere kıyasla şizofreni teşhisi konma ihtimali, neredeyse yüzde 50 daha yüksek çıkmış (ihtimal oranı 1.47).
Araştırmacıların açıklamasına göre bu bağlantı, veriler ‘geçiciliğin‘ hesaba katılması amacıyla süzüldükten sonra daha da belirgin hale gelmiş. Yani araştırmacılar burada yalnızca, kanlarında T. gondii bulunduğu zaman henüz şizofreni teşhisi konmamış katılımcılara bakmışlar.
Yazarlar tezlerinde şöyle yazıyor: “Bu ilişki, geçicilik hesaba katıldığında ve kanın toplanma tarihinden sonra sadece 28 kişiye şizofreni bozukluğu teşhisi konduğu göz önüne alındığında, çok daha güçlü durumdaydı.”
Araştırmacılara göre bu durum, “Toxoplasma‘nın şizofreni oranında olumlu yönde bir etkisinin olduğunu ve T. gondii enfeksiyonunun, şizofreniye nedensel katkı yapan bir etmen olabileceğini destekliyor.”
Bu parazit ile şizofreni arasındaki ilişki, önceki araştırmada da gözlenmiş olsa da; araştırmacılar, yaptıkları çalışmanın, bu gibi patojen maruziyetinin geçililiğini inceleyen ilk çalışma olduğunu iddia ediyor.
Yine de araştırmacıların, bu yeni verilere rağmen hâlâ kesin bir sebep sonuç ilişkisinin kanıtını bulduklarını iddia etmediğini belirtmekte fayda var. Araştırmacılar ayrıca, yaptıkları çalışmada; “patojen enfeksiyonu olasılığını [ve] psikiyatrik bozuklukların gelişimini etkileyebilen sosyo ekonomik etmenlerin hesaba katılmadığını” belirtiyor.
Bu sınırlamalara rağmen araştırmacılar, elde ettikleri bulguların, patojenik T. gondii enfeksiyonu ile ciddi psikiyatrik bozuklukları ilişkilendiren ve sayıları giderek artan bilimsel kanıtlara bir yenisi eklediğini söylüyorlar.
Araştırmacıların, bu rahatsız edici bağlantıların nasıl ortaya çıkabildiğini açıklamaya yardımcı olabilecek mikroskobik işleyişleri araştırmasıyla birlikte, resim yavaş yavaş daha berrak hale geliyor.
Bu arada, (kuramsal sonuçları bir yana) toksoplasmosize maruz kalma olasılığınızı en aza indirmek için, yiyecekleri her zaman güvenli sıcaklıklarda pişirin, meyve ve sebzeleri iyice yıkayın, bahçe işleriyle uğraşırken eldiven takın ve kedi kakasının yakınında iken dikkatli olun.
CDC’nin bu parazit hakkında sunduğu resmî bilgiler, daha fazla bilgi arayanlar için iyi bir kaynak olabilir.
Bulgular Brain, Behavior and Immunity bülteninde sunuldu.
ScienceAlert