Yapılan yeni bir çalışmanın gösterdiğine göre, yetişkinliğin son dönemlerinde olan insanlarda bile yeni beyin hücreleri gelişiyor ve bu durum, insanlar 90’lı yaşlarına yaklaşırken dahi devam ediyor.
İnsanlardaki sinirsel dokuların ne kadar uzun bir süre boyunca oluştuğunu ortaya çıkaran yeni bulgular, Alzheimer hastası insanlarda ise bu sürecin askıya alındığını gösteriyor. Bahsi geçen keşif, Alzheimer tedavisinde yeni yöntemlerin araştırılmasına yardımcı olabilir.
Sinirsel doku oluşumunun büyük kısmı, embriyonik gelişim esnasında meydana geliyor ve insanlar doğduğu zaman, nöronlarının büyük çoğunluğu halihazırda oluşmuş oluyor.
Fakat iş burada bitmiyor. 1960’lı yıllarda, yetişkinlerdeki sinir dokusu oluşumunun memeli hayvanlarda da meydana geldiği ilk defa keşfedilmişti: Hayvanlar yaşlansa bile, beyinde yeni sinir sistemi hücreleri oluşmaya devam ediyordu.
Bu işleyişin insanlarda tam olarak nasıl çalıştığına (ve ne kadar uzun sürdüğüne) karar vermek kolay olmamıştı, çünkü insan beyinleri üzerinde çalışma yapmak, bir dizi sorunu beraberinde getiriyordu.
Ancak İspanya’daki Madrid Özerk Üniversitesi’nde çalışan biyolog Maria Llorens-Martin’in önderlik ettiği yeni bir çalışmada; araştırmacılar, ölmüş insanlardan alınan beyin dokuları üzerinde çalışarak, yetişkinlerdeki hipokampal sinir dokusu oluşumunu (AHN) detaylı şekilde incelemişler.
Takımın laboratuvar sitesinde şu açıklama yer alıyor: “Araştırma grubumuz, hem fizyolojik hem de patolojik koşullar altında, yetişkinlerdeki hipokampal sinir dokusu oluşumunu kontrol eden işleyişleri araştırmaya odaklandı”
“Bilhassa, Alzheimer hastalığı ve diğer taupatiler gibi sinir dokusuna zarar veren hastalıkların tedavisi için, yetişkinlerdeki hipokampal sinir dokusu oluşumunu tedavi amaçlı artırma potansiyelini saptamakla ilgileniyoruz.”
Araştırmacılar, yaşlı insanlarda yeni nöronların gelişmeye devam edip etmediğini bulmak için, ölmüş olan 13 insandan elde edilmiş doku örneklerinde, dişli beyin kıvrımı (DG) adı verilen bir hipokampüs bölgesi üzerinde çalışmışlar.
43 ile 87 yaşları arasında olan bu insanlar, içlerinde kanser, inme, kan zehirlenmesi ve diğer ölümcül nedenlerin bulunduğu bir dizi sebeple ölmüş; ancak, bedenlerini bilime bağışlayan bu insanların, ölmeden önce hepsinin de nörolojik yönden sağlıklı olduğu düşünülüyormuş.
Bu son jest, yetişkinlerdeki sinir dokusu oluşumu hakkında önemli bir şeyi ortaya çıkarmış: Araştırmacıların söylediğine göre bu durum, yaşamın doksanıncı yılına kadar devam ediyor. Ayrıca bu olay, sinir dokusu oluşumuna tekabül eden, DG’de yer alan ve çiftkortin ifadeli (DCX+) şeklinde adlandırılan binlerce hücreyle gösterilmiş.
Araştırmacıların makalede yazdığı üzere, “Bütün bu veriler hep birlikte değerlendirildiği zaman, DCX+ hücresi altpopülasyonlarının, insan DG’sinde değişken bir olgunlaşma derecesine sahip olduğu fikrini kuvvetle destekliyorlar”
“Hem erken hem de geç olgunlaşma aşamalarının niteliği olan hücre işaretlerinin ifadesiyle birlikte, tespit edilen olgunlaşmamış DCX+ nöronlarının görece bol olması; bu hücrelerin ayrıca insanlardaki AHN esnasında uzamış bir olgunlaşma dönemine sahip olduklarını da akla getiriyor.”
Takım, 52 ile 97 yaşları arasındaki ölü Alzheimer hastalarının beyinlerini çözümlediğinde, “hastalık ilerledikçe, bu rakamda belirgin ve kademeli bir azalma” olduğunu belirlemiş.
Bu durumun aksine, nörolojik yönden sağlıklı olan insanlarda ise, yetişkin sinir dokusu oluşumunda yaşla birlikte daha ılımlı bir azalma olduğu görünüyormuş. Sağlıklı olan 13 hastanın DG dokuları, bu kişilerin yaşları 43’ten 87’ye kadar değişirken, DCX+ hücrelerinde daha hafif bir azalma olduğunu gösteriyormuş.
Araştırmacılar şöyle açıklıyor: “Ancak, herhangi bir yaştan nörolojik olarak sağlıklı olan bireylerde tespit edilen DCX+ hücresi sayısı; söz konusu hastaların yaşından bağımsız olarak, Alzheimer’lı hastalarda bulunanlara göre sürekli şekilde daha fazlaydı”
“Bu veriler; Alzheimer’ın, fizloyojik yaşlanmadan farklı bir hastalık olduğu fikrini kuvvetle destekliyor ve DCX+ hücresi popülasyonunda yaşa bağlı gerçekleşen fizyolojik azalmaya rağmen, bağımsız nöropatolojik işleyişlerin, Alzheimer’daki ham nöron popülasyonunun tahrip olmasına katkıda bulunduğunu akla getiriyor.”
Araştırmacılar ayrıca, Alzheimer hastalarındaki yetişkin sinir dokusu oluşumunun, hastalığın ilk aşamalarında; nörofibriler yumaklar ve yaşlılık plakları bariz hale gelmeden önce bile olumsuz şekilde etkileniyor gibi göründüğünü söylüyorlar.
Bu durumun niçin meydana geldiğini anlamadan önce daha fazla araştırmanın yapılması gerekse de, takım; girişimsel olmayan yöntemlerle AHN bozulmalarının erken tespit edilmesini sağlayan bir sistemin, doktorların, ilk Alzheimer biyoişaretlerini hastalık ilerlemeden önce görmelerine yardımcı olacağını ileri sürüyor.
Bu hipotezi yerine getirmek gelecekteki araştırmalara kalmış. Fakat yine de büyük bir kazanım elde etmiş durumdayız.
Araştırmacılar şöyle bitiriyor: “Verilerimiz, hayatın doksanıncı yılına değin gerçekleşen fizloyojik ve patolojik yaşlanma boyunca, insan DG’sinde dinamik bir ham nöron popülasyonunun mevcudiyetine ışık tutuyor.”
Bulgular, Nature Medicine bülteninde sunuldu.
ScienceAlert