Yeni Bulgular, Dünya’daki Yaşamın 2 Milyar Yıl Önce Geçirdiği Felakete İşaret Ediyor

0

CARLY CASSELLA

Dünya’nın beş kitlesel yok oluşa şahit olduğunu, muhtemelen daha önce duymuşsunuzdur. Bu, doğrudan fosil kayıtlarından çıkarılmış bir rakam. Ancak resmin tamamı bu değil; üstelik, herşeyi göstermekten de uzak.

Antik kayalardan elde edilen bulgular, gezegenimizin tarihindeki en eski yok oluşun; 2 milyar yıldan uzun bir süre önce, çok büyük ihtimalle tek hücreli canlılar arasında meydana geldiğini ortaya seriyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir analiz, bu ölümcül olayın; sonradan gerçekleştiği bilinen tüm yaşam kayıplarından çok daha büyük olduğunu öne sürüyor; öyle ki, dinozorların yok oluşundan bile daha büyük.

Stanford Üniversitesi’nde çalışan jeolog Malcolm Hodgskiss şöyle söylüyor:”Bu durum, Dünya üzerindeki biyoloji tamamen mikroplardan oluştuğu zaman dahi; muazzam bir yok oluş olayı şeklinde düşünülebilecek bu şeyin gerçekleşebildiğini gösteriyor. Kaldı ki bu kadar büyük olmasaydı, fosillerde kayıtlı olmazdı.”

Araştırmacılar; karmaşık yaşamın ortaya çıkışından çok önceki ve fosil kayıtlarının çok gerisindeki bu zamanı, bir ‘ziyafet ve kıtlık’ öyküsü olarak tanımlıyorlar. Dünya’nın atmosferindeki oksijen, 2.4 milyar yıl öncesinden itibaren sınırlıymış ve çoğunlukla da minerallerde hapsolmuş veya suda tutulmuş haldeymiş.

Ardından, sahneye siyanobakter çıkmış. Bu küçük deniz mikroorganizmalarının, güneş ışığını kullanarak havaya oksijen vermesini sağlayan fotosentez yapma kabiliyetleri varmış.

Yaşamın zenginleştiği, çeşitlendiği ve yayıldığı bu Büyük Oksitlenme Olayı (GOE), adeta bir festival zamanıymış. Ardından bir sebeple hepsi, beklenmedik ve felaketvari bir şekilde son bulmuş.

Stanford’daki bilim insanları, neden böyle olduğunu anlamak için Kanada’nın güney kutup dairesine yakın bölgesindeki Belcher Adaları’nda bulunan ve barit adı verilen bir minerale bakmışlar. Buradaki ortam, milyarlarca yıldır süregelmiş; yani burası, gezegenimizin atmosferine yönelik uzun bir kayıt barındırıyor.

Bu kayalarda bulunan oksijen, sülfür ve baryum izotoplarını ölçen araştırmacılar, negatif oksijen izotoplarının; yaklaşık 2.05 milyar yıl önce, GOE’den kısa bir süre sonra meydana geldiğini bulmuşlar. Bunun için, ana bakteri oluşumunda hızlı bir düşüş meydana gelmiş olmalı; 5 kattan daha fazla ve muhtemel olarak da, 200 kat kadar yüksek bir düşüş.

Çalışmanın yazarlarının iddia ettiğine göre böylesi devasa bir çöküş, muhtemelen fosfor gibi çok önemli besinlerin eksikliğiyle tetiklenmiş. Çünkü fosfor, siyanobakterin dağılım ve gelişimine karar veren önemli bir etmenmiş.

Araştırmacılar şöyle yazıyor: “Bu düşüş, muhtemelen; biyosfere sağlanan besinlerde büyük bir azalma sebebiyle meydana gelmişti ve bu durum ise GOE’nin sonunu getirmiş; çağdaş Dünya ile kıyaslandığında önemli derecede düşük ve sabit olan brüt ana üretimin karakterize ettiği, müteakip 1 milyar yıllık dönemin öncüsü olmuştu.”

Bulgular, “hedefi aşan oksijen” kuramını destekliyor. Bu kuram, oksijen yayan mikrocanlıların ilk önce okyanusta serpilmeye başladığını, bunların önemli bir eşiğe ulaştığını ve besin destekleri artık onlara yetmeyince; bu durumun atmosfer oksijeninde bir azalmaya yol açtığını ileri sürüyor.

Bu yeni veriler; besin kıtlığının, atmosferdeki oksijen seviyeleriyle yakından bağlantılı olduğunu söyleyen görüşü güçlendiriyor.

Weizmann Bilim Enstitüsü ve Princeton Üniversitesi’nde çalışan jeokimyager Peter Crockford şöyle söylüyor: “Bu oksijen tahminlerinden bazıları, Dünya’nın geçmişinde okyanusta çok fazla mikrocanlının yaşıyor olmasını gerektirebilir”

“Bu yüzden artık; atmosferdeki bileşimin, bu biyolojik dönem boyunca nasıl olduğunu daha iyi anlamaya başlayabiliriz.”

Eğer takım haklıysa, çok uzun zaman önce bu mikrocanlıları vuran bu ölümcül olayın, tüm Dünya tarihi boyunca en belirgin biyolojik değişimlerden biri olması lazım; hatta, bütün bitki ve hayvanların üçte ikisi kadar fazlasının yok olduğu örneklerden bile daha fazla…

Yazarlar şöyle bitiriyor: “Biriken bu bulgular, son GOE döneminde meydana gelegoen bu geçişin, muhtemelen; biyosfer verimliliğinde devam etmiş en büyük geçişlerden biri olduğunu öne sürüyor ve karasal diyarın, kara bitkileri ve Permo-Triyasik kitlesel yok oluş olayı ile kolonileştirilmesine muhalefet sergiliyor ve hatta belki de; ölçek olarak oksijenik fotosentezin ortaya çıkışına yaklaşıyor.”

Bulgular, Proceedings of the National Academy of Sciences bülteninde yayınlandı.

 

 

 

 

ScienceAlert

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz