YAZAR: DAVID NIELD
Nil Nehri, dünyanın en büyüleyici doğa harikalarından birisi. Üstelik, belki de şaşılacak miktarda uzun bir süredir böyleydi. Yapılan yeni araştırma, bu nehrin 30 milyon yıl kadar uzun bir süredir su ve yaşam getiriyor olduğunu öne sürüyor.
Bu son çalışma, aynı zamanda Nil Nehri hakkında uzun süredir devam eden bir gizeme de çözüm sunuyor: Nil Nehri’nin konumu ve akışı, genelde bu boyut ve mirasa sahip nehirlerde olduğu gibi zaman içinde neden değişmemişti?
Yeni çalışmada; Nil’in alt kısmında, taşıma bandına benzeyen bir manto parçasının dönerek (bu bir konveksiyon hücresi), nehri yerinde tuttuğu öne sürülüyor ve bu durumun, aynı bölgede on milyonlarca yıldır yaşandığı gösteriliyor.
ABD’nin Austin şehrinde bulunan Texas Üniversitesi’nde jeolog olan Claudio Faccenna, şöyle söylüyor: “Nil’e dair en büyük sorulardan birisi, bu nehrin ne zaman ortaya çıktığı ve neden bu kadar uzun süre devam ettiğiydi. Bizim bulduğumuz çözüm, aslında epey heyecan verici.”
Daha önce öne sürülen hipotezlere göre Nil ilk olarak, 6 milyon yıl önce Doğu Afrika çatlağıyla bağlantılı olarak bir su toplama havzasında kayma gerçekleştiği zaman oluşmuştu.
30 milyon yıl hipotezi, tamamen yeni bir hipotez olmasa da; bu yeni çalışma, bu konuda yeni kanıtlar sunuyor ve bunlar arasında yeni jeolojik modellemeler ile beraber, Etiyopya’nın dağlık alanlarından Nil deltasının geri kalanına kadar olan volkanik kayaların eşleştirilmesi de yer alıyor.
Çalışmada öne sürülene göre, Dünya’nın manto kabuğunda gerçekleşen değişimler ile birlikte Etiyopya’daki dağlık alanlar ortaya çıkmış. Nil’in Akdeniz’e ulaştığı zaman gerçekleşen bu 1.5 kilometrelik hafif rakım düşüşü, nehrin bu kadar uzun süre aynı rotada akmasına sebep olmuş.
Bu jeolojik değişim olmasaymış, Nil Nehri uzun süre önce batıya dönmüş olacakmış. Bu durumun elbette, insan medeniyeti tarihinde de derin bir etkisi olurdu; çünkü Nil Nehri, Kuzey Afrika ve Orta Doğu için çok önemliydi.
Yeni çalışma, Nil’in mevcut yönde 30 milyon yıldır akmasına kanıt sunmanın yanısıra; Dünya yüzeyinin altındaki derin manto tabakasının hareketinin, yeryüzünde olan şeyleri nasıl etkilediğine ve nehirlerin, yerin çok altında neler olduğu hakkında bizlere nasıl ipuçları verebileceğine yönelik yeni bilgiler de sunuyor.
Araştırmacılar şimdi bu aynı analiz tipini, içlerinde Yangtze ve Kongo nehirlerinin de bulunduğu dünyadaki diğer önemli nehirlere de uygulamak istiyorlar. Ancak şimdilik, büyük Nil’i çevreleyen gizemlerden bir tanesinin daha üzerini çizmiş olabiliriz.
Araştırmacılar, yayınlanan makalelerinde şu sonuca varıyorlar: “Süzülen Nil sularının son 30 milyon yılda geçirmiş olabileceği birden fazla küçük ölçekli değişime rağmen, nehir kesintisiz şekilde akmaya ve Etiyopya’nın topografik kabartılarını sürekli olarak Akdeniz’e bağlamaya devam etti.”
Araştırma, Nature Geoscience bülteninde yayınlandı.
ScienceAlert
“çünkü Nil Nehri, Kuzey Amerika ve Orta Doğu için çok önemliydi.” – Kuzey Afrika olması gerekmiyor mu?
Düzelttik. Teşekkür ederiz.