Kime sorsanız, uzun mesafeli yolculukların sonsuza kadar sürecekmiş gibi geldiğini söyleyecektir. Araştırmacıların söylediğine göre bu etki, insanların zaman tutma konusunda çok kötü olmasından kaynaklanıyor. Beyinlerimizde, geçen her saniyeyi kaydeden bir ana saat bulunmuyor. Bunun yerine zamanı, kafamızın her tarafında bulunan sinirler takip ediyor ve farklı bölgeler, ayrı uyaranlarla tetikleniyor; bir ödülü bekleme ihtiyacı veya bir ritme alkış tutmak gibi… Ayrıca dikkat gibi diğer zihinsel işlemler, bu sinirleri kolaylıkla etki altına alabiliyor.
Fransa’daki Aix-Marseille Üniversitesi’nde deneysel psikolog olan Jennifer Coull; zamana dikkat etmenin, beynin tamamlayıcı motor bölgesini (SMA) harekete geçirdiğini söylüyor. Zamanın geçmesine ne kadar dikkat edersek, SMA o kadar faal hale geliyor. Sinirbilimcilere göre beyin, SMA’daki faaliyet artışını yanlış yorumluyor ve daha fazla zaman geçtiğini zannediyor.
Yapılan bazı çalışmalarda, insanlara bir işin ne kadar sürdüğünün sorulacağı söylenmiş ve denekler geçen zamana odaklandıklarından, işin gerçekte olduğundan daha uzun sürdüğünü zannetmişler. Kendilerine bu sorunun sorulacağından habersiz olanlar, dikkatlerini sadece işe vermişler ve bitirme süresini gerçekte olduğundan düşük tahmin etmişler.
Aynı etki, bir arabada giderken de geçerli. Maalesef zamanı geçirmenin en iyi yolu, onu görmezden gelmek. Tabi söylemesi kolay.
Dana G. Smith/Popular Science. Ç: O.