Böyle bir şeyin mümkün olmaması gerekiyormuş ama olmuş: Rus mersin balığı ile Amerikan kaşık ağızlı mersin balığının uzun burunlu, sivri yüzgeçli melezleri doğmuş.
Macar bilim insanları, nesli tehlike altında olan bu iki balığın yanlışlıkla melezini dünyaya getirdiklerini söylüyor. Balığa, balık isimlerinin birleştirilmesiyle oluşan ‘merkaş balığı’ (Sturddlefish) adı verilmiş. An itibarıyla esaret altında yaklaşık 100 melez tür bulunuyor fakat bilim insanlarının daha fazla üretmeye yönelik planları yok.
Macaristan’daki Balıkçılık ve Tarım Araştırma Enstitüsü’nde kıdemli araştırma görevlisi olan Attila Mozsar, “Balıkları kurcalamayı hiç istememiştik. Kesinlikle kasıtlı değildi” diyor.
Rus mersin balıklarının (Acipenser gueldenstaedtii) nesli ciddi derecede tehlike altında ve bu balıklar ekonomik yönden de önemli: Dünya’daki havyarların çoğunun kaynağı bu balıklar. 2.1 metreden uzun boylara ulaşabilen balıklar, yumuşakça ve kabuklulardan oluşan bir beslenme düzenine sahip. Amerikan kaşık ağızlı mersin balığı (Polyodon spathula) ise Mississippi Nehri’nin su toplama havzasındaki zooplanktonları süzerek besleniyor. Bu balıkların da boyu 2.5 metreye kadar ulaşabiliyor. Mersin balığı gibi onların da büyüme ve gelişme hızları yavaş olduğundan, aşırı avlanma tehlikesi meydana geliyor. Michigan Üniversitesi Zooloji Müzesi’ne göre bu balıkların doğal yaşam alanları, Mississippi su toplama havzasındaki barajlar yüzünden yok olmuş. Bu iki tür, 184 milyon yıl önce yaşamış ortak bir atadan geliyor.
Yine de, üremeyi başarabilmişler ve Mozsar ile meslektaşları da çok şaşırmış. Araştırmacılar, esaret altındaki bir Rus mersin balığını ginogenez adlı bir işlemle (bir çeşit eşeysiz üreme) çoğaltmaya çalışıyormuş. Ginogenezde bir sperm, bir yumurtanın gelişimini tetikliyor fakat yumurtanın çekirdeğine kaynaşmayı başaramıyor. Bu durumda spermin DNA’sı, sadece annenin DNA’sından gelişen bu soyun bir parçası olmuyor. Araştırmacılar bu işlem için Amerikan kaşık ağızlı mersin balığını kullanıyormuş fakat beklenmedik bir şey olmuş. Sperm ve yumurtanın kaynaşmasıyla, hem mersin balığının hem de kaşık ağızlı mersin balığının genlerini barındıran bir nesil meydana gelmiş.
Yüzlerce merkaş yumurtası oluşmuş fakat yaklaşık 100 tanesi hayatta kalmış. Bazıları, mersin ve kaşık ağızlı mersin balığı genlerinin yaklaşık yüzde 50-50 karışımıymış ve bazıları daha çok mersin balığı gibiymiş. Mersin balığı gibi etçil olan balıkların hepsi; kaşık ağızlı mersin balığının sivri burnuyla karşılaştırıldığında, mersin balığı gibi kör burunlu.
Liger (bir aslan ve bir kaplanın karışımı) ve katır (bir at ve eşeğin karışımı) gibi melez türlerin çoğu üreyemiyor ve merkaş balığı da muhtemelen böyle. Mozsar ve meslektaşları, balıklara bakmayı planlıyorlar fakat daha fazla çoğaltmayacaklar; çünkü bu melez tür, doğadaki mersin balığıyla rekabet edebilir ve balığın hayatta kalma şansını azaltabilir.
Fakat 184 milyon yıllık evrimin ayırdığı bu balıkların melezlenebilmesi, balıkların çok da farklı olmadığını gösteriyor.
Çalışma Genes bülteninde yayınlandı.
Yazar: Stephanie Pappas/Live Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.