Bilim insanları, salgın başladıktan beri SARS-CoV-2’nin (COVID-19’a sebep olan virüs) kökenlerini bulmaya çalışıyor. İlk raporlar, yeni virüsün yarasalardan çıktığını ve daha sonra aracı bir memeliye (muhtemelen pangolin); ardından da insanlara sıçradığını öne sürmüştü. Araştırmacılar, virüsün bize ulaşmadan önce hangi yollardan geçtiğini henüz kesin şekilde belirleyemese de, virüsün muhtemelen yarasalardan çıktığını ve bize ulaşmak için aracı bir türden geçmesi “gerekmediğini” tahmin ediyorlar. Perşembe günü Nature Microbiology bülteninde yayımlanan bir çalışma, yeni koronavirüse (SARS-CoV-2) yol açan viral soy hattının, “yarasalarda onlarca yıldır fark edilmeden dolaşıyor olabileceğini” öne sürüyor. Eğer doğruysa, çalışma; hayvan kaynaklı hastalıkların yayılabileceği insan-hayvan etkileşim noktalarının daha iyi izlenmesi gerektiğine işaret ediyor.
Çalışmanın yazarı ve Penn State üniversitesinde biyoloji profesörü olan Maciej F. Boni, “Bu analizin amacı, SARS-CoV-2 koronavirüsünün başka yerlerde dolaşımda olan kardeşinin veya kuzenlerinin ya da başka benzer virüslerin olup olmadığını görmek” diyor. Eğer yakın akrabalar varsa, Boni ve diğer araştırmacılar bunların genomunu SARS-CoV-2’nin genomuyla karşılaştırarak, SARS-CoV-2’nin ne kadar süredir ortalıkta gezdiğini daha iyi anlayabilir.
Boni ve meslektaşları, 2013 yılında at nalı yarasalarından örneklenen başka virüsler ile SARS-CoV-2’yi karşılaştırmış. Bu virüsler, sarbekovirüsler olarak bilinen aynı cinsin bir parçası. Birkaç genetik dizileme yöntemi kullanan araştırmacılar; bu sayede RaTG13 ismini taşıyan diğer virüs ile SARS-CoV-2’nin, 40 ila 70 yıl önce ortak bir atadan çıkarak ayrıldığını tahmin etmişler. Ayrıca, yine yarasalardan çıktığını düşündükleri ve pangolinlerde bulunan birkaç sarbekovirüste de analiz gerçekleştirmişler. Bunlar da birbiriyle ilişkili görünüyormuş.
Kat Eschner/Popular Science. Ç: O.