Evrenimizi oluşturan şeyi ölçmek, en hafif tabiriyle ustalık istiyor. Evrenin madde/enerji yoğunluğunun büyük kısmının karanlık enerjiden oluştuğunu biliyoruz. Bu enerji, evrenin genişlemesinde itici güç olan, gizemli ve bilinmeyen bir güç. Şimdiyse, geri kalanının hem normal, hem de karanlık maddeden oluştuğunu biliyoruz.
Bu üçünün oranlarını doğru şekilde hesaplamak kolay değil; fakat araştırmacılar, bu madde oranını belirlemek için şimdiye kadar yapılmış en hassas ölçümlerden birini yürüttüklerini söylüyor.
Yaptıkları hesaplamalara göre normal madde ve karanlık madde, hep beraber evrenin evren/enerji yoğunluğunun yüzde 31.5’ini oluşturuyor. Geri kalan yüzde 68.5 ise karanlık enerji.
Riverside California Üniversitesi ve Mısır Ulusal Gökbilim ve Jeofizik Araştırma Enstitüsü’nde çalışan gökbilimci Muhammed Abdullah, şöyle söylüyor: “Bu madde miktarını bağlama yerleştirmek için şöyle düşünebiliriz; eğer evrendeki bütün madde uzaya eşit şekilde dağılmış olsaydı, metreküp başına sadece yaklaşık altı hidrojen atomuna eşit bir ortalama kütle yoğunluğuna karşılık gelirdi”
“Fakat maddenin yüzde 80’inin karanlık madde olduğunu bildiğimizden; gerçekte bu maddenin çoğu hidrojen atomlarından değil, evrenbilimcilerin henüz anlayamadığı bir madde çeşidinden oluşuyor.”
Karanlık enerjiyi anlamak, aslında evreni anlamak için çok önemli. Bunun tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz (‘karanlık’ kelimesi, bu gizemi belirtiyor), fakat evrenin genişlemesindeki itici güç olduğu görünüyor. Bu genişlemenin hızını belirlemek, belli bir noktadan sonra inanılmaz ölçüde zor.
Michelle Starr/ScienceAlert. Ç: O.