Rüyalar, Uykunun Bazı Aşamalarında Daha Karmaşık

0
Jacob'un rüyası. Fotoğraf: Wikimedia Commons

Rüyaların niteliği ve karmaşıklığı, yapılan yeni bir analize göre uykunun aşamalarıyla birlikte değişiklik gösteriyor.

Yirmi birinci yüzyıldan önce, rüyaların yalnızca hızlı göz hareketi (REM) uykusu sırasında meydana geldiği düşünülüyordu. Fakat daha sonra yapılan araştırmalar, insanların REM dışı uyku aşamalarında uyanmış olsalar bile rüyalarını bazen hatırlayabildiklerini gösteriyor.

Bu iki rüya tipinin özü itibarıyla farklı olup olmadığı ise, sinirbilimcilerin halen anlamaya çalıştığı bir konu.

Yapılan araştırmalar, REM uykusu sırasında uyanan deneklerin genelde ayrıntılı, canlı ve duygusal nitelikteki hikaye benzeri rüyaları hatırlayabildiğini gösteriyor. Bunun aksine REM dışı aşamalarda uyananlar, rüyalarını daha az hatırlıyorlar ve bu rüyalar, düşünceye benzemeye daha fazla eğilim gösteriyor.

Bunlar önemli bulgular fakat aynı zamanda öznel raporlara dayalılar. Örneğin REM rüyaları, genelde daha fazla kelimeyle tanımlanıyor. Fakat açıklama uzunluğu telafi edildiğinde, ayrıntıdaki farklılıklar kayboluyor ya da büyük oranda azalıyor.

Şimdiyse Brezilya’daki araştırmacılar; hem uzunluğa, hem de dile yönelik sapmaları hesaba katarak, bu niteliksel raporları daha nesnel bir grafik biçiminde gösterebilen yüksek hızlı bir çözümleme aracı geliştirmişler.

Brezilya’daki Sao Paulo Üniversitesi’nde çalışan sinirbilimci Ridarta Ribeiro, “REM rüyalarının daha uzun olduğunu ve filmlere daha çok benzediklerini biliyoruz” diyor.

“Analiz işleminin çalışmada yaptığımız gibi otomatik hale getirilmesi, bu yapısal farklılıkta şimdiye kadar yapılan ilk nicel ölçümü mümkün kıldı.”

Anlamsal olmayan bu grafik analizi; kelimelerin anlamlarını ayrıştırmaya dayalı geleneksel yöntemlerle karşılaştırıldığı zaman, söylenen şeyin genel tonuna odaklanabiliyor.

Daha önce rüyanın farklı aşamalarında uyanan 20 katılımcıdan derlenmiş 133 rüya raporuna odaklanan araştırmacılar, bu kelimelerin haritasını çıkarmış ve onları grafiksel düğüm haline getirmişler.

Yeni araç yardımıyla bu düğümlerin yapısal organizasyonu incelendiğinde; REM sırasındaki rüya raporlarının, REM dışı uyku sırasındaki rüyalara kıyasla çok daha karmaşık olduğu ve birbiriyle bağlantılı bilgilerle dolu olduğu bulunmuş.

Üstelik bu durum, raporun uzunluğundan bağımsızmış.

Berlin’deki Humboldt Üniversitesi’nde çalışan sinirbilimci Joshua Martin, “Bu çalışma, grafik kuramını kullanarak, REM rüya raporlarının REM dışı rüya raporlarına göre daha fazla yapısal bağlantı içerdiğini gösteren ilk araştırma” diyor.

“Geleneksel yöntemleri küçümsemek gibi olmasın ama; bu sonuçlar önemli. Çünkü hesaplamalı yöntemlerin, rüya çalışmalarına uygulanabileceğini gösteriyorlar.”

Carly Cassella. Ç: O.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz