Maske takmak, koronavirüsün yayılmasını önlemede herkesin tam da şu an alabileceği basit ve etkili bir yöntem.
Bunun sebebinin ise büyük oranda; maske takmanın insanların mikroplarını kendine saklamasına ve solunum hastalıklarını yeni konaklara yaymaktan kaçınmasına yardım etmesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Fakat ABD Hastalık Denetim ve Önleme Merkezleri’nin (CDC) Salı günü kendi internet sitesinde yayımlandığı yeni rehber, bir adım öteye gidiyor ve maske takmanın, “giyen kişinin maruz kaldığı bulaşıcı damlacıkları süzme yoluyla azaltabileceğini de” öne sürüyor.
Diğer bir ifadeyle CDC, maske takmanın artık sadece hasta kişilerin mikroplarını sağlıklı kişilerden uzak tutmakla ilgili olmadığını; maske takan kişilerin yeni enfeksiyon kapmasını önleyerek, bu kişilerin her birini ve tamamını korumaya da doğrudan yardımcı olabileceğini söylüyor.
Hatta kuruluş, hasta kişilerin uyguladığı kaynak kontrolü ile maske takan bir topluluktaki herkesin uyguladığı “maskeli kişideki bireysel koruma” bileşiminin, “büyük ihtimalle tamamlayıcı, olasılıkla da birbirine bağlı” olduğunu söylüyor.
Fakat sağlık uzmanları, kişisel koruyucu uzmanları ve maske araştırmacıları, durumun bu kadar basit olmadığını ve maske takmanın faydalarının, genelde enfekte insanlar taktığı zaman (hiçbir hastalık belirtisi göstermeyenler de dahil) en fazla görüldüğünü aylardır vurguluyor.
CDC’nin atıf yaptığı çalışmalar (ve dikkat edilmesi gereken noktalar)
CDC, salgının ilk günlerinde epey farklı bir yol izlemiş; “solunum damlacıklarının hapsedilmesine” yardımcı olunması için maskelerin sadece enfekte kişiler ve bu kişilere bakan sağlık çalışanları ile diğer kişiler tarafından takılması gerektiğini vurgulamıştı.
Yayımladığı yeni bilimsel özet yazısında CDC, son zamanlarda yapılan çeşitli bilimsel çalışmalara atıf yapıyor ve bu çalışmaların hepsi, maskelerin daha çok takıldığı yerlerde koronavirüs enfeksiyonu tehlikesinin azaldığını öne sürüyor.
Fakat kuruluş ayrıca, bu çalışmaların tamamının laboratuvar dışında yapılan gözlemlere dayalı olduğunu ve çoğunlukla da geriye dönük yürütüldüğünü belirterek uyarıyor. Hal böyle olunca, maske takmanın sağladığı faydalardan ne kadarının kaynaktaki virüs bulaşını önlemekten geldiğini ve korumanın ne kadarının, sağlıklı insanlara virüs bulaşmasını önlemekten kaynaklandığını gerçekten bilmek imkansız.
Ağır görev amacıyla tasarlanmış solunum cihazlarının insanları sağlıklı tuttuğu doğru olabilir fakat uzmanlar, bu durumun kumaş maskelerde de geçerli olduğundan emin değil
Gelen toz ve virüsleri hapsetmek için yapılmış elektrostatik yüklü lifleriyle birlikte ameliyat maskelerinin ve daha ağır hizmet amacıyla tasarlanmış, tam kapamalı yüz maskesi modellerinin (N95 gibi), bulaşıcı parçacıkların kişinin nefes alma alanına girmesini önleyebildiğine yönelik artık daha iyi bulgular var.
Önde gelen bir bulaş önleme ve denetim uzmanı olan salgın hastalık bilimci Saskia Popescu, dün Twitter’da yaptığı bir paylaşımda, kumaş maskelerin takan kişiye “biraz değişken bir koruma” sağlayabilse de; CDC’nin henüz test edilmemiş bu faydalara dikkat çekmesinin altında başka büyük bir sebebin olabileceğini söylüyor.
“Asıl mesele, CDC’nin insanlara maske taktırmak için bunu defalarca söylemesi gerekmesi” diyor Popesci tweetinde. “Yani kaynak kontrolünün ötesine geçmek zorunda kaldık fakat artık insanlara maske taktırmanın da faydası var.”
Columbia Üniversitesi’nde çalışan virüsbilimci Angela Rasmussen de buna katılıyor ve attığı tweette şöyle söylüyor: “Ulusal karakterimiz hakkında söylediklerine bakarsak, dikkate değer bir tavsiye. Bunun, nihayetinde insanları maske takmaya teşvik etmesini umuyorum. Keşke insanları içinde yaşadıkları toplulukları korumaya teşvik etmek için bireysel çıkarlara hitap etmek zorunda kalmasak.”
Hilary Brueck/Business Insider. Ç: O.