Hepimiz yanan bir binadan aynı şekilde kaçarız; hızlı! Fakat bunu tarif etme şeklimiz, konuştuğumuz dile bağlı. Bazı dillerde tüyebilir, akabilir veya fırlayabilirken; diğerlerinde ise sadece çıkabilir veya binayı hızla terk edebiliriz.
Hareket, farklı dillerde farklı sözcük kurallarına göre ve farklı şekilde tarif ediliyor. Ayrıca bu kulları bilinçli şekilde fark edemeyebilsek de, onları takip ediyoruz. Şimdiyse Georgia State Üniversitesi’nde çalışan araştırmacılar bunların, beyinlerimizin fiziksel hareket tariflerini algılayıp işleme şeklini etkilediğini keşfetmiş.
Georgia State Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde yardımcı profesör Şeyma Özçalışkan ve eski bir yüksek lisans öğrencisi Samantha Emerson’un yaptığı yeni bir çalışmaya göre; fiziksel hareketi kendi dilimize özgü olmayan bir şekilde okurken, beynimizin biraz daha fazla çalışması gerekiyor.
“Dünya’nın neresinde yaşarsanız yaşayın, hangi dili konuşursanız konuşun; fiziksel hareket, her zaman aynı anahtar bileşenleri içermiyor” diye açıklıyor Özçalışkan. “Fakat dillerde bundan farklı şekilde bahsediliyor.”
İngilizce, Polonyaca, Almanca ve Hollanda gibi diller, gerçek fiille hareket ettiğimiz durumu kapsıyorlar (tüyüyor, hızla akıyor, sallanıyor, süzülüyoruz). Fakat İspanyolca, Türkçe, Japonca veya Korece gibi diğer diller bu tutum, kelimenin sonuna niteleyici şeklinde ekleniyor (hızla giriyoruz, yavaşça alçalıyoruz).
Diller, fiziksel hareketin güzergâhını tanımlarken de farklılık gösteriyor. İspanyolca’da güzergâh fiile dahil ediliyor: Dağdan iniyoruz veya daha çarpıcı bir şekilde, dağdan güçlükle iniyoruz. Fakat İngilizce ve Almanca diğer diller, güzergâhı hareketten sonra ekliyor,
Özçalışkan, hareketi alışkanlık olarak ifade ediş şeklimizin içselleştirildiğini ve muhtemelen, özellikle konuşurken olmak üzere dünyayı algılama şeklimizi etkilediğini söylüyor. Ayrıca diğer dilin aşina olmadığımız tanımıyla karşılaştığımızda, beynimizin bir an için daha fazla çalışması gerekiyor. Bu durum, beyindeki elektriksel faaliyetin değerlendirilmesinde kullanılan bir test olan elektroensefalogram (EEG) ile ölçülebiliyor.
Georgia State Üniversitesi. Ç: O.