Bazı ‘aromalardan’ kaçınmanız gerekecek.
Bu zamanlarda birçok bölgeye düşen kar yağışı, kar tanelerini dilinizle yakalamak için harika bir fırsat sunuyor.
ABD’deki Oregon Eyalet Üniversitesi’nin Dünya, Okyanus ve Atmosfer Bilimleri Fakültesi’nde profesör olan Anne Nolin, “Herkes kar yemeli çünkü çok eğlenceli” diyor. Fakat bir şartı var: “Bunu suratınızda şapşal bir ifadeyle yapmanız gerekiyor.”
Dünya’nın iklim sisteminde kar ve buz üzerine çalışan Nolin, çoğu karın içme suyu kadar temiz olduğunu söylüyor. Soğuk su moleküllerinin bir buluttan çıkıp yere ulaşması için toz ya da polen tanelerine tutunması ve sonrasında buz kristalleri oluşturup, kırağılaşma adı verilen bir süreç ile büyüyerek kar tanelerine dönüşmesi gerekiyor. Nolin’in belirttiği üzere bunlar, normalde nefes alırken içimize çektiğimiz küçük parçacıkların aynısı. Üstelik kar taneleri yere düşerken, havadaki is ve diğer kirleticileri de yağmur damlaları kadar fazla toplamıyorlar.
Kar yere düştüğünde, üzerine başka şeyler konana kadar temiz kalıyor. Sarı renkli karları yememeniz gerektiğini herkes biliyor. Kahverengi karların da yenmemesi gerekiyor. Bunun sebebi, karın yerde zaman geçirdikçe kuru birikim adı verilen bir süreçten geçmesi ve toz ile kir parçacıklarının kara yapışması. Nolin, karpuz renkli kardan da uzak durmayı öneriyor: Hoş ve oldukça pembe görünebilen bu kar, sindirim açısından pek hoş şeyler yapmayan algler ile dolu.
O halde kış bitmeden önce yine kar yağarsa, eldivenlerinizin üzerinde taze kar biriktirip bir ısırık almaktan çekinmeyin. Nolin, bir parça kar ile akçaağaç şurubunu birleştirmeyi öneriyor.
Yazar: Lydia Ramsey/Popular Science. Çeviren: Ozan Zaloğlu.