Yiyeceklerle yaşadığımız olumsuz deneyimler, genelde belli bir yiyeceği yeniden yemek istemememize yol açıyor. Şeker yemeyi seven salyangozları model olarak kullanan araştırmacılar, bu kötü deneyimlerin beyinlerimizde bir değişime sebep olabildiğini ve bu durumun, gelecekteki yeme alışkanlıklarımızı etkilediğini düşünüyor.
Diğer pek çok hayvan gibi salyangozlar da şekeri seviyor ve genelde şeker verilir verilmez onu yemeye başlıyorlar. Fakat şeker ortaya çıktığı zaman salyangozların kafasına hafifçe dokunmayla uygulanan caydırıcı eğitim yoluyla, salyangozların davranışı değiştiriliyor ve salyangozlar aç oldukları zaman bile şeker yemeyi reddediyorlar.
Sussex Üniversitesi Sinirbilim Bölümü’nde çalışan araştırmacılar duruma biraz daha yakından baktıklarında; şartlandırma eğitimi meydana geldikten sonra, salyangozların şekere karşı verdiği olağan cevabı etkili bir şekilde tersine çeviren sinirsel bir mekanizma keşfetmişler.
Sussex Üniversitesi Yaşam Bilimleri Fakültesi’nin Sinirbilim Bölümü’nde okutman ve araştırma grubunun lideri olan Dr. Ildiko Kemenes, şöyle açıklıyor: “Salyangozun beyninde, normalde beslenme devresini baskılayan bir nöron var. Bu önemli çünkü söz konusu şebeke, herhangi bir yiyecek olmadığında bile kendiliğinden faaliyete geçmeye yatkınlık sergiliyor. Besleme devresini baskılayarak, salyangozun her şeyi yememesini sağlıyor. Fakat şeker veya başka bir besin uyaranı mevcut olduğunda, bu nöron kısıtlanıyor ve böylelikle beslenme başlayabiliyor.
“Caydırıcı eğitimin ardından, bu nöronun şekere verilen elektriksel cevabı tersine çevirdiğini ve bununla kısıtlanmak yerine uyarıldığını keşfettik. Beyinde bir anahtar ters çevrildi. Bu durum, şeker sunulduğu zaman salyangozun artık şekeri yemediği; çünkü şekerin beslenmeyi faaliyete geçirmek yerine baskıladığı anlamına geliyor.” Araştırmacılar, benzer bir durumun insan beyninde de olabileceğini düşünüyor.
Stephanie Allen/Sussex Üniversitesi. Ç: O.