Fakat internetsiz 4,3 milyar insanın %90’ı gelişmekte olan ülkelerde
Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) en son yıllık bilgi toplumu ölçüm raporuna göre yıl sonunda dünyada internet erişimi olan insan sayısı neredeyse 3 milyar olacak. Bu, geçen yıla göre %6,6’lık bir artış ve son on yıldır istikrarlı bir yükseliş demek.
Fakat rapor, bu artışın dünyanın her tarafında dengeli olmadığını da gösteriyor. Gelişmekte olan ülkelerde internet benimseme hızı daha da yüksek (bu yıl %8,7) ve internet kullanıcılarının kabaca üçte ikisi, gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor. Fakat bu hızlı büyümenin sebebi, daha az gelişmiş ülkelerde internetin nispeten daha az yaygın olması. Gelişmiş ülkelerdeki nüfusun %78,3’ü internet kullanırken, gelişmekte olan ülkelerde bu rakam %32,4 ve az gelişmiş ülkelerde sadece %8.
İnternetin yaygınlaşmadığı yerler kırsal alanlar. Rapor, buna çözüm olarak ücretsiz internet erişimi sağlayan halka açık tesislerin, yani postane ve kütüphanelerin çoğaltılmasını öneriyor. ITU’ya göre dünya üstündeki postanelerin sadece %10’u halka internet erişimi sağlıyor. Bu rakamı %45’in üstüne çıkarmak, kırsal yörelerin neredeyse üçte birine internet götürmek demek.
Raporda sevindirici noktalar da var. Söz gelimi, mobil geniş bant bağlantıları, gelişmekte olan ülkelerde internetin benimsenmesini büyük oranda hızlandırmış görünüyor. Bu da hiç şaşırtıcı değil çünkü mobil bağlantı, geleneksel geniş bant bağlantısına kıyasla çok daha az altyapı gerektiriyor. Nitekim, Afrika’da 2010’da %2’nin altında olan mobil geniş bant bağlantısı 2014’te neredeyse %20.
Tüm bu gelişmelere rağmen dünyada hâlâ hiç internet erişimi olmayan 4,3 milyar insan bulunduğunu unutmamalı. Bunların da %90’ı gelişmekte olan ülkelerden. Dahası, çevrimiçi içeriğin ezici bir çoğunluğu hâlâ Batı dünyasında üretiliyor.
Bir diğer deyişle, tıpkı bilimkurgu yazarı William Gibson’ın bir zamanlar söylediği gibi, “Gelecek çoktan geldi; sadece, eşit dağılmadı.”