Bunu öğrenmek için bilim insanları Kuzey Kutbu’nun derinliklerine Oculus Rift başlıkları gönderiyor
Doğanın insanoğlu için faydaları saymakla bitmez. Bilim insanları hâlâ teknik detaylar üzerinde çalışıyor olsa da şimdiye kadar elde edilen bulgular güneş ışığı, ağaçlar ve diğer yeşil bitkileri görmenin zihin sağlığımıza iyi geldiği yönünde.
Ne yazık ki uzayda fazla orman yok ve bu Mars’a göndereceğimiz astronotlar için pek de iyi değil. Astronotlar neredeyse iki yıl boyunca bir uzay aracına tıkılı olacaklar ve kırlarda gezintiye çıkma veya güneş ışığını hissetme imkanları olmayacak. Tabi ki bu durumun psikolojileri üstünde de etkileri olacak.
Eski astronot Jay Buckey sanal gerçekliğin astronotlar için yararlı olup olmayacağını inceliyor. Dartmouth’lu doktor ve ekibi sanal gerçeklik aracılığıyla doğa ile yakınlaşmanın kişinin ruh halini ve stres seviyesini nasıl etkileyeceğini test etmek amacıyla Kuzey Kutbu’nun derinliklerine Oculus Rift başlıkları gönderdiler.
Konu derin uzay araştırmaları olunca “İnsanlara psikolojik durumlarının iyi olması için ne kadar çok cihaz gönderirseniz görevin başarılı olma ihtimali o kadar artar” diye belirtiyor Buckey.
Buckey’nin ekibi Kanada, Alert’te bulunan bir askeri birliğe sanal gerçeklik başlıkları gönderdiler. Kuzey Kutbu’ndan yaklaşık 800 km uzaklıkta olan Kanada Silahlı Kuvvetleri Alert Üssü dünyanın en kuzeyinde bulunan yerleşim yeri olma özelliğine sahip.
“Alert üssünde yaşayan insanlar aslında duruma alışmışlar, fakat dışarısı her daim karanlık ve çok soğuk.” diyor Buckey ve ekliyor “Bu nedenle insanlar sürekli olarak kapalı bir mekanda yaşıyor, dışarı çıkıp ormanda gezmeniz pek mümkün değil.”
Oculus Rift başlıklarının gelişiyle Alert’te yaşayanlar iki tür sanal senaryo keşfetme seçeneğine sahip olacak. Birincisi filme alınmış bir mekanın 360 derecelik bir görüntüsünü içeriyor, örneğin İrlanda’dan bir sahil kenarı veya New Hampshire dağlarının görüntüsü gibi. Görüntüler fotoğrafik olduğu için oldukça gerçekçi görünüyor fakat izleyiciler mekanı sadece belli bir noktadan görebiliyor.
“Sanal Wembury” isminde ikinci bir senaryoda ise izleyiciler mekanın içinde gerçekten hareket edebiliyor. İngiltere’de şirin bir sahil kasabasının simülasyonu olan bu senaryo bilgisayar ürünü olmasına rağmen kullanıcılar içinde gezinebiliyor ve keşfe çıkabiliyor. Siz de isterseniz aşağıdaki videoda gezinebilirsiniz:
Buckey’nin ekibi kullanıcıların ne tür bir ortamı tercih ettiği ve bunun kullanıcının ruh halini ve stres durumunu nasıl etkilediği ile ilgileniyorlar. Deney Mart ayına kadar devam edecek.
Eğer bu teknoloji işe yararsa ekip sanal mekanları Uluslararası Uzay İstasyonu’nda da test etmeyi umuyor. Ancak, sanal yeşilliğin potansiyel faydalarından (tabi eğer varsa) yararlanmak için astronot olmanız şart değil. Sanal Wembury senaryosu, sanal doğa sahnelerinin iyileşme üzerindeki etkilerini ölçmek için İngiltere Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatan hastalara uygulanan bir deneyin parçası.
Buckey simülasyonların yaşlılara ve hareket kabiliyeti kısıtlı olan kişilere ve bilgisayarın başından kalkıp doğaya adım atamayan bizlere de yardımcı olabileceğini öne sürüyor.
