Sanki beş asır önceymiş gibi gelen bir zamanda; 2020’nin başlarında, Vo’ isimli küçük bir İtalyan kasabası COVID-19 kriziyle mücadele ediyordu.
İtalya, Asya dışında yerel olarak bulaşan ilk SARS-CoV-2 vakasını Şubat ayında doğrulamıştı. Bu yüzden sağlık yetkilileri eyleme geçmeye hazırdı.
Kasabanın eczacısı da olan belediye başkanı, sıkı bir kapanma talimatı verdi ve kaymakam, 3.270 nüfuslu kasabanın tamamında genel bir test yapılmasını istedi. Yollar kapandı ve insanların kasaba dışına çıkmasını önlemek için askerler gönderildi.
Şimdiyse, neredeyse her şey değişmiş gibi görünüyor. Virüsün sadece el sıkışması ya da asansör düğmeleriyle değil; yetersiz şekilde havalandırılan yerlerde havadan bulaşabildiğini de biliyoruz. Birden fazla etkiye sahip aşılarımızın yanında, çok daha öldürücü ve tamamen yeni virüs soyları var.
Fakat şimdilerde işler ne farklı olursa olsun, küçük Vo’ kasabası hâlâ bilim insanlarının bu virüsü ve vücutlarımızın ona nasıl cevap verdiğini anlamasına yardımcı oluyor.
Bilim insanları Şubat ve Mart 2020’deki kitlesel test seferberlikleriyle beraber, Vo’ nüfusunun büyük bir bölümünü Mayıs 2020’de SARS-CoV-2 antikorlarına karşı yeniden test etmiş. Nüfusun yaklaşık yüzde 3,5’ine (100 kişi civarı), geçmişte bir noktada virüs bulaştığını keşfetmişler.
2020’nın Kasım ayında yeniden test yapmışlar ve antikor veya sürüntü testi pozitif çıkan tüm kişilerden yeniden antikor testi olmalarını isteyip, kimlerin virüse karşı halen antikor taşıdığını öğrenmeye çalışmışlar.
Araştırma takımı, Mayıs 2020’de pozitif çıkan kişilerin yüzde 98,8’inin Kasım ayında en az bir antijen tipine halen tepki gösterdiğini bulmuş. Yani antikorlar, en az altı ay boyunca; çok büyük ihtimalle de, bu kişiler ilk enfekte olduğu zamandan beri dokuz ay kalıcı olmuş.
Çalışmanın baş yazarı olan ve Imperial College London Üniversitesi’nde çalışan Ilaria Dorigatti şöyle aktarıyor: “Antikor seviyelerinin, belirti gösteren ve göstermeyen enfeksiyonlar arasında önemli bir değişiklik sergilemediğini keşfettik. Bu durum, bağışıklık tepkisinin gücünün belirtilere ve enfeksiyon şiddetine bağlı olmadığını akla getiriyor.”
Bulgular Nature Communications bülteninde yayımlandı.
Jacinta Bowler/ScienceAlert. Ç: O.