Çocuk ve gençlerin ağaçlık yerlere olan yakınlığı üzerine yapılan bir analiz, ağaçlara yakın yerlerde yaşamak ile bilişsel gelişimin daha iyi olması ve duygu ile davranış sorunları tehlikesinin daha düşük olması arasında bağlantılar bulunduğunu gösteriyor. College London Üniversitesi ile Imperial College London Üniversitesi’nde çalışan bilim insanlarının öncülüğündeki araştırma, şehir bölgelerindeki planlama kararlarını etkileyebilir.
Türünün en büyüğü olduğu düşünülen yeni çalışmada araştırmacılar, Londra çapındaki 31 okulda öğrenim gören ve yaşları dokuz ila 15 arasında değişen 3.568 çocuk ile gence yönelik boylamsal verileri kullanmışlar. Bu dönem, gençlerin düşünmesi, muhakeme etmesi ve dünyayı anlaması bakımından önemli bir gelişim aralığı.
Nature Sustainability bülteninde yayımlanan çalışmada, farklı tip doğal şehir ortamları ile öğrencilerin bilişsel gelişimi, zihin sağlığı ve genel refahı arasındaki bağlantılar incelenmiş.
Ortamlar, planlamacıların yeşil alan (ağaçlıklar, çimenlikler ve parklar) ile mavi alan (nehirler, göller ve deniz) şeklinde adlandırdığı iki gruba bölünmüş. Yeşil alan ise çayır ve ağaçlık olmak üzere tekrar ayrılmış. Araştırmacılar uydu verilerinden yardım alarak, gençlerin her birinin evi ile okuluna 50 metre, 100 metre, 250 metre ve 500 metre uzaklıktaki bu ortamlara günde ne kadar maruz kaldığını hesaplamışlar.
Diğer değişkenlerin de ayarlanmasının ardından sonuçlar, ağaçlıklara (çayıra değil) gündelik olarak daha çok maruz kalmanın, bilişsel gelişimde daha yüksek puanların alınmasıyla ve iki yıl sonra oluşacak duygusal ve davranışsal sorun tehlikesinin %16 daha düşük olmasıyla bağlantı sergilediğini göstermiş.
Yeşil alanda da benzer ancak daha ufak bir etki görülmüş ve bilişsel gelişim puanları daha yüksek çıkmış. Fakat bu etki, mavi alanda görülmemiş. Araştırmacılar, incelenen denek grubunda mavi alana erişimin genellikle düşük olduğunu belirtiyor.
College London Üniversitesi. Ç: O.
